"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Terörün çözümü

Mehmet KARA
11 Haziran 2016, Cumartesi
Göreve gelir gelmez, “Terörü ülke gündeminden çıkaracağım” demişti Başbakan Binali Yıldırım. Ancak terör bir türlü bitmiyor. Hatta her gün daha da artarak devam ediyor.

Terör gündemden düşmek bir yana Türkiye’nin birinci gündemi oluyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın teröristlere karşı mücadelenin sonuna kadar yılmadan, usanmadan verileceğini söylerken, ilk insanla başlayan bu mücadelenin kıyamete kadar süreceğini belirtiyor. Ve ekliyor. “Bitti biter diye bir durum yok. Minimize edilmesidir asıl olan…” Evet, terörün sadece silâhlı mücadele ile bitirilemeyeceği 35 yılda görüldü. Zaman zaman başka formüller denense de hep başa dönüldü, kalıcı çözümler üretilemedi. 

«««

Terör kanlı yüzünü Ramazan ayının huzurlu ortamında da gösterdi. Mübarek Ramazan’ın ikinci günü İstanbul’da 6 polis şehit olurken, 5 vatandaş vefat etti. Daha bu şehit cenazeleri kaldırılmadan bu kez Mardin’in sakin ve huzurlu ilçesi Midyat’ta büyük bir saldırı sonucunda 3’ü polis 6 kişi teröristlerce şehit edildi. Geçtiğimiz yıl 13 yıllık AKP iktidarını sona erdiren 7 Haziran seçimlerden bu yana iyice azan terör bir türlü bitirilemiyor. Türkiye terör sarmalından bir türlü çıkamıyor. Adeta terörle yaşamaya alıştık ya da alıştırıldık.

Seçim öncesine kadar AKP hükümeti, HDP, İmralı ve Kandil arasında yürütülen “çözüm süreci” çerçevesinde terör sebebiyle ölenlerin sayısı yok denecek kadar azalmıştı. Hatta dönemin Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, partinin grup başkanvekilleri ve genel başkan yardımcıları ile HDP’nin grup başkanvekilleri ve milletvekillerinden oluşan bir heyet İstanbul’da Dolmabahçe’deki Başbakanlık ofisinde terörün bitirilmesi için “mutabakat metni” bile imzalamıştı. Mutabakatın ardından hem hükümet kanadından hem onu destekleyen basın mensupları tarafından terör örgütü liderine dahi övgüler dizilmişti. PKK’ya “terör örgütü”, Öcalan’a “terörist başı” denilmesinden rahatsız olunduğu vurgulanmıştı. Erdoğan, “karşı karşıya oturulan masa yok” dediği andan itibaren karşılıklı açıklamalar birbiri ardına geldi. Masa birden dağıldı ve seçime gidildi. Ardından yaşananlar malûm. Her gün yürekleri dağlayan olaylara şahit oluyoruz. Analar ağlıyor.

Geçtiğimiz yıl olaylar başladığı günler de, “Son aylara baktığımızda Roboski (33), Reyhanlı (52), Suruç (32), Çağlayan Adliyesi, Bingöl’de polislerin şehit edilmesi terörün artış eğiliminde olduğunu gösteriyor. Geldiğimiz noktada terörün neden arttığı iyi analiz edilmeli, edilebilmeli…” demiştik. Maalesef terör Türkiye’nin neredeyse her bölümüne yayıldı. Terör olaylarında, son bir yıl içinde 552 asker ve polis, 461 sivil vatandaş olmak üzere 1011 insan terör sebebiyle vefat etti. Yani 1011 eve ateş düştü, analar, eşler çocuklar ağladı. Bunun karşılığındı Erdoğan’ın verdiği bilgiye göre 7 bin 600 terörist de operasyonlarda öldürüldü. Bu rakamlara bakıldığında şu akla geliyor: Çözüm süreci yürütülürken verilen rakamlara göre yurt içinde ve yurtdışındaki teröristlerin sayısının çok üzerinde bir ölü sayısı bu. Şimdi oturup bu süreçte insanların neden, nasıl dağa çıktığının konuşulması gerekiyor.

«««

Terör sadece Doğu ve Güneydoğu’da değil. İstanbul, Ankara başta olmak üzere batı illerini de içine aldı. İyi analizler yapılamadığı için bugün bu noktaya gelindi. Çözüm süreci sırasında dağdan şehirlere inen teröristler şehit merkezlerinde silâh ve bomba yığınağı yapmışlar ve sanki bugünlere hazırlanmışlar. Bunların istihbaratı alınmadı mı? Alındıysa neden tedbir alınmadı? Kırsalda yaşanan terörle mücadele “şehir savaşları”na dönüştü. Bunda hatası, kusuru olanlar yok mu? Birilerinin çıkıp “Nerede yanlış yaptık, yapıyoruz?” sorusunun sorup cevabını vermesi gerekmiyor mu?

Bunlar elbette konuşulmalı, ama şu anda konuşulması gereken terör ateşinin nasıl söndürüleceği olmalıdır. Bunun için hep birlikte kafa yorulmalıdır. Muhalefet partilerini suçlamak yerine onlarla da oturup bu işin nasıl çözüleceği konuşulabilmelidir. Çözüm sürecinde Meclis ve millet bilgilendirilmesinin sıkıntıları ülkeyi bu hale getirdi. Kaldı ki çözüm süreci şimdi “terör uzantısı” denilen parti ve hatta terör elebaşlarıyla beraber götürülmedi mi? Ortada büyük bir terör sorunu var. Devletin görevi sadece şehit cenazelerini kaldırıp, taziyede bulunmak olmamalı, akan kanın bir an önce durdurulması için her türlü girişimde bulunması gerekiyor. Bunun içinde siyasî, ekonomik, sosyal bir çok girişim var.

Türkiye’nin terör sarmalından kurtulması Türkiye’nin birinci gündem maddesi. Artık analar ağlamasın, çocuklar babasız kalmasın. Bunun için de daha titiz çalışılması, insanların huzurunun sağlanması en başta gelen ülke meselesidir. Bir ve beraber olarak enerjimizi birbirimizi suçlamaya değil, terörden nasıl kurtulacağımıza harcamalıyız…

Okunma Sayısı: 1540
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı