"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Trump’un en büyük seçim vaadiydi!

Mehmet KARA
10 Haziran 2017, Cumartesi
“Körfez ülkelerine gideceğim, ki inanın onlar daha fazla ayakta duramazlar. Körfez ülkelerinin sahip olduğu tek şey paradır. 19 trilyon dolar civarındaki borcumuzu onlara ödeteceğim. Bunu biz ödemeyeceğiz, onlar ödeyecekler. Bu borcu Körfez ülkelerine ödeteceğiz. Unutmayın, Körfez ülkeleri, biz olmadan varlıklarını sürdüremezler.”

Bu sözler ABD’de başkanlık için seçim kampanyalarında konuşan Trump’a ait. Bu sözler Trump’un en büyük vaatlerinden birisini ifade ediyordu!

Göreve başlamasından 4 ay gibi bir zaman geçmesinin ardından ilk yurtdışı gezisini Suudi Arabistan’a yapması “sürpriz” olarak karşılanmıştı. Asıl sürpriz bu hafta içinde anlaşıldı. 

Trump’un Suudi Arabistan, İsrail ve Vatikan’ı kapsayan ziyaretlerinin üzerinden kısa zaman geçmesinin ardından başta Suudi Arabistan olmak üzere Mısır, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Yemen ve Maldivler’in Katar’la ilişkilerini kesmesi bu ziyaretinin asıl amacını gösteriyor. Gerekçe, “Katar’ın terör örgütlerini desteklemesi” olarak gösterilse de, altında başka oyunların ve hesapların olduğu görülüyor.

Trump’un, Katar krizinin ardından, “Ziyaretimin karşılığını almak güzel” diye krizden memnuniyetini (!) belirtirken, “Bu terörizm korkusu için sonun başlanıcı” demesi yeni bir oyunun sahnelenmeye başlandığının ilk işaretleri olarak görülebilir.

Başta Türkiye, İran, Irak, Ürdün ve Kuveyt’in Katar’la ilişkilerini devam ettirmesi ise ileride nasıl neticeler ortaya çıkarır, şimdiden belli değil. Çünkü Ortadoğu’da oynanan oyun sırayla devreye sokuluyor. Arap Baharı ya da Büyük Ortadoğu projesi diye ortaya serilen planlar hep gözyaşına sebep oldu. Katar’la ilgili gelişmenin Mısır, Libya ve sonrasında Suriye’de oynanan oyunlardan sonra yeni bir oyun olduğu görülüyor. Bunun da “mezhepler üzerinden bir savaş” çıkartılması olabileceği dile getiriliyor. 

Bunun için Türkiye ve İran’ın yeni tuzaklara düşmeden bu krizi atlatmasının yolunu bulması İslâm coğrafyası için son derece önemli…

Şimdi bu noktada Trump’un Katar yetkilileri ile görüşebileceğini açıklaması da “timsah gözyaşı” olarak görülebilir. Katar Emiri Al Thani’nin mevcut durum devam ederken ülkeden ayrılmayacağı, bu sebeple Beyaz Saray’a gitmeyeceği söylendi.

Ara bir not düşelim. Trump’ın göreve gelir gelmez çoğunluğu Müslüman olan 7 ülkeye vize yasağı getirmesinin ardından Körfez ülkelerinin biri hariç tamamı sessiz kalmayı tercih etmişti. Bu ülkenin de Katar olduğunu hatırlatalım. 

7 Arap ülkesinin Katar’la ilişkisini kesmesine en çok sevinen ülkenin İsrail olması da şaşırtıcı değil. İsrail Savunma Bakanı Liberman, “Radikal İslâmî terör korkusuyla Katar’la ilişkilerini kesen ülkeler, İsrail’e, Arap ülkeleriyle radikal İslâmî teröre karşı iş birliği yapmak için büyük fırsat sunuyor. Arap ülkeleri bile bu bölgedeki riskin İsrail değil, terörizm olduğunu anladı. Bu durum iş birliği için fırsat” diyerek memnuniyetini ilân ediyor! 

Bu ifadelerden bölge ülkeleri ders çıkarır mı, bugüne kadar çıkarmadılar, bundan sonra çıkartmaları çok zor! 

«««

“Katar krizi”nin çıktığı günün akşamı Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun geleneksel medya temsilcileri iftarına katıldık. İktidarın dış politikasını eleştirirken örneği Suriye’den veren Karamollaoğlu, “Suriye’de en etkin olacağını zanneden hükümet, maalesef Suriye’de tamamen dışlandı. Hadiseler bizim dışımızda cereyan ediyor” diyerek bir gerçeğin altını çizdi. 

Dış politikayı “selin önünde sürüklenip gidiyoruz” diyerek özetleyen SP lideri, Katar krizi ile ilgili söylediği “Orta Doğu’da oynanan oyunun esas hedefi ne Irak’ın işgaliydi ne Suriye... Esas hedef, Türkiye ile İran’ın çarpıştırılması, birbirleri ile kavgalı hale gelmesi. Şimdi o noktaya doğru gidiyor” kritik cümlesi çok önemliydi. Hükümete “basiret ve feraset vermesi” için Cenâb-ı Hakk’a duâ etmesi de dikkat çekiciydi.

Katar konusunda devleti yönetenlerin beyanatları karşısında şaşkınlık içerisinde olduğunu söyleyen Karamollaoğlu’nun, bölgede ateşin düşürülmesi için arabuluculuk yapabilecek tek ülkenin Türkiye gerçeği olduğu bilinmesi gerektiğini ifade etmesi de önemliydi.

Katar krizindeki İsrail faktörünü ise şöyle özetledi: Orta Doğu’da oynanan oyunun 120 yıllık gelişimi var. Şunu gördük ki, İsrail’in kendisine vaat edilen topraklara yerleşme arzusunun son aşamasına gelindi. Bu noktada da ABD, Avrupa kendilerini görevli addediyorlar. Orta Doğu’da meydana gelen hadiselerin tamamının altında sadece bu gerçek yatıyor…”

Katar krizinden İsrail’in memnuniyet duyması da bundan anlaşılan…

«««

İnşallah Katar krizi bir an önce biter. Çünkü, Allah muhafaza mezhep üzerinden yapılan fitne ateşi bütün bölgeyi ve İslâm coğrafyasını kasıp kavurur. Ve bu ateş zaten sarsılan bu coğrafyayı içinden çıkılmaz bir hale sokar. 

Ülkeleri yönetenlerin Suriye’den dersler çıkarması, basiret ve feraset sahibi olmaları için biz de duâ ediyoruz…

Okunma Sayısı: 3788
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı