"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Vefa (!)

Mehmet KARA
06 Şubat 2016, Cumartesi
​“Sözünde durmak, bağlılık” gibi anlamlara gelen vefa, aynı zamanda “görülen iyilikleri unutmama, iyilikte bulunanlara misliyle veya daha fazlasıyla karşılık verme” anlamlarına da geliyor.

Vefa, yakın dostlar, aileler, iş arkadaşları için de önemlidir. En büyük vefasızlıkta siyasette görülüyor. Şimdi yaşanan da budur.

Biraz geriden alalım. Rahmetli Erbakan Hoca siyaset sahnesinden çekilip yerine genel başkan seçimi yapılacağı zaman Fazilet Partisi içinde gelenekçiler-yenilikçiler mücadelesi başlamıştı. Gelenekçiler adayı Recai Kutan, yenilikçilerin adayı Abdullah Gül’dü. Erbakan ağırlığını koyunca Recai Kutan genel başkan seçilmiş, yenilikçiler de partiden ayrılıp bir hareket başlatmışlardı.

Erdoğan siyasî yasaklı olduğu için Abdullah Gül genel başkan olmuş, peşinden de yapılan seçimlerden sonra başbakan olmuştu. Erdoğan cezaevinden çıkıp siyasî yasakları da kalkınca hem genel başkanlığı hem de başbakanlığı devretmişti Gül... Erdoğan Cumhurbaşkanına Gül’ü aday gösterip kendisi aday olmayarak bir bakıma “diyeti”ni ödemişti.

O zaman gelenekçiler, yenilikçileri “ihanet etmek”le suçlamışlardı, yıllar sonra gelinen noktada AKP aleyhine en ufak eleştiri yapanlar, “ihanet etmekle” hatta “hainlik”le suçlanıyorlar.

AKP ilk seçimde DYP, CHP, MHP’li isimleri de (Ertuğrul Günay, Hüseyin Çelik, Köksal Toptan) partinin vitrinine koymuş ve “millî görüş gömleğinin çıkarıldığı” söylenmişti. 

Zaten AKP’yi kuran insanlar (Erdoğan, Gül, Abdullatif Şener ve Bülent Arınç) bu gelenekten gelen insanlardan oluşuyordu.

Önce Şener bu gruptan dışlandı, ardından Gül cumhurbaşkanı oldu, peşinden Erdoğan Cumhurbaşkanı oldu. Ancak Anayasal olarak Erdoğan’ın parti ile bir irtibatı kalmasa da, AKP’den hiç kopmadı. Şu anda Erdoğan için “partili cumhurbaşkanı” da denilebilir.

Arınç ise, 7 Haziran seçimlerinde “üç dönem kuralı” dolayısıyla aday olamadı, 1 Kasım seçimlerinde aday yapılmayarak bir nevi siyasetin dışına itilmiş oldu.

Seçim öncesinde sık sık televizyona çıkacağını söyleyen Arınç, seçimlerin üzerinden üç ay geçtikten sonra özel bir televizyona çıktı ve günlerdir hem AKP kanadında hem de siyasî kulislerde yaptığı tenkit ihtiva eden açıklamaları değerlendiriliyor. Arınç’ın sözleri “bomba açıklamalar” olarak değerlendirildi. Dolmabahçe mutabakatından Erdoğan’ın haberi olduğunu söyledi. Oslo’da konuşulanların sızdırılmasının iyi olduğunu, ama hükümeti yıpratma amacı güttüğünü söyledi. AKP içindeki iki başlılık iddialarına “bilirim, ama söylemem” diye cevap verdi. “Öyle dâvâlar var ki üstüme cübbeyi yeniden geçirmeyi arzuluyorum” cümle ise ilginçti. 

Açıklamanın ardından Arınç’çı ve Erdoğan’cı diye hemen bölünmeler başlayıverdi. İlk etapta, eski bakanlardan Hüseyin Çelik, Sadullah Ergin ve Suat Kılıç desteklerini açıkladılar.

Bazı AKP milletvekilleri Arınç’ı “dâvâya ihanet etmekle” suçladı. Bazı AKP’liler daha itiyatlı karşılanırken, “kendi görüşüdür” dediler.

Burada dikkat çeken bir durum da, Erdoğan’ın bu sözlere “Benim müsaademle yapıldığının iddia edilmesi dürüst bir hareket değildir” cevabı ve Arınç’a “o zat” demesi oldu.

Bu “cevaba” cevap veren Arınç, sosyal medyadan iki sefer cevap verdi. İlk açıklaması sert olurken, ikinci açıklama, ilkine nazaran daha “uzlaşmacı” bir üslûpla yazılmıştı.

Arınç’ın “bildiğim ve bizzat şahit olduğum olayların çok küçük bir bölümünü, en doğru şekilde anlattım” demesi ileride başka açıklamalarından yapılacağının habercisi olur mu onu da önümüzdeki günlerde göreceğiz.

Arınç, geçmiş zamanda bir olay için, “üç gün konuşurlar dördüncü gün unuturlar” demişti. Şu anda görülünde Arınç’ın sözleri “üç gün konuşulup dördüncü gün unutulacak” türden açıklamalar. Çünkü “konjonktür” müsait değil. Müsait olduğunda seçimden önce ortaya atılan beşinci parti bakarsınız ortaya çıkıvermiş.

“Siyasette vefa” demiştik. Bu tartışmalarda gösterdi ki, siyasette vefa yerine tam tersine vefasızlık var. Hem ne demişler yola çıktıklarını yola bırakırsan bir gün seni de yolda bırakırlar… Fazilet Partisi’nden ayrılmadan başlayıp bugüne kadar çizdiğimiz tablo da bunun en büyük göstergesi oldu.

Okunma Sayısı: 1629
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • demokrat

    6.2.2016 11:52:52

    bugünkü siyasette "vefa"semt adı...varsa yoksa para,makam ve çıkar...gerisi laf ü güzaf...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı