"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yargıtay ve Danıştay’ın yapısı değişirken…

Mehmet KARA
26 Haziran 2016, Pazar
Meclis’in de normal şartlarda 1 Temmuz’da tatile girmesi gerekiyor.

Ancak şu anda gündemde olan yeni bir torba kanun Meclis’ten geçene kadar Meclis tatile girmeyecek. Görünen o ki, AKP bu kanunu çıkartmak için milletvekili sayı üstünlüğünü de kullanarak Meclis’i çalıştıracak.

Her defasında en üst ağızdan torba kanun tarzı görüşmelere son vereceğini açıklayan AKP, bundan vazgeçmiyor. Bir torba alınıyor, birbiri ile alâkasız kanunlar bu torbaya konularak, çıkarılıyor. Adeta torba içindeki bir çok kanun milletten de kaçırılıyor.

Önümüzdeki hafta içinde böyle bir torba kanun Meclis’in gündemine gelecek. Bu torbanın içinde en önemli kanun ise, yargıda kıyım olarak isimlendirilen “Danıştay Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair” kanun tasarısı… 

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “Meclis tatile girmeden yasalaşacak, erteleme söz konusu değil… Yasanın sür’atle çıkmasında fayda var” diyerek tavrını net olarak ortaya koyuyor.

Bozdağ’ın, “Yargıda belirsizlik oluşması doğru değil. ‘Ne olacak’ şeklinde bir soruyla Yargıtay ve Danıştay’ın uzun süre beklemesi doğru olmaz” sözleri de ilginç. Çünkü, bu kanun tasarısı yeni çıktı. Bu tarihe kadar belirsizlik mi vardı? Oysa kanun çıkmasa da yine kendilerinin getirdiği sistemle yargı görevine devam edemeyecek mi?

Bazı hukukçular tarafından “yargıya müdahale” olarak değerlendiren bu tasarıya Barolar Birliği başta olmak üzere tepki gösteriyor. Yargıtay eski Başkanı Hasan Gerçeker, tasarının anayasaya aykırı olduğunu söylerken, Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit’in sadece Yargıtay üyeliği için 12 yıl sınır getirilmesinin yanlış olduğunu söylemesi, kanun çıktığı andan itibaren bütün Danıştay ve Yargıtay üyelerinin görevlerinin sona ereceğiyle ilgili bir şey söylememesi eleştiriliyor.

Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk’un “Tabuta son çivi” başlıklı yazısında, bu yasa tasarısıyla birlikte hukukun varlığının tartışılır hale geldiği belirtmesi ve “hukuk adına her şey alt üst olacak, umarız son çiviyi çakmazlar” ifadeleri de bu tasarının mahiyetini ortaya koyması açısından dikkatle değerlendirilmesi gereken sözler.

Hükümet, 5 yıl önce Danıştay Yasası’nda yapılan değişiklikle daire sayısını 13’ten 15’e, üye sayısını da 95’ten 156’ya çıkartmıştı. Aynı yıl Yargıtay’ın daire sayısı 32’den 38’e, üye sayısı ise 250’den 387’ye çıkarıldı. 2014 yılında hem Yargıtay hem de Danıştay yasaları yeniden değiştirildi. Danıştay’ın üye sayısı 39 daha arttırılarak 195’e çıkarıldı. Yargıtay’ın daire sayısı 38’den 46’ya, üye sayısı da 129 daha arttırılarak 387’den 516’ya çıkarıldı. Aynı torba yasayla HSYK Yasası’nda da değişikliğe gidildi.  

Şimdi 2 yıl sonra Yargıtay ve Danıştay’ı yeniden yapılandıran 38 maddelik tasarıya göre, Yargıtay’ın daire sayısı 46’dan 24’e, üye sayısı 516’dan 200’e; Danıştay’ın daire sayısı 17’den 10’a, üye sayısı 195’ten 90’a inecek. 

Hükümet “2 sene önce neden arttırıldı, şimdi neden tekrar sayılar indiriliyor?” sorusunu, istinaf yani bölge mahkemeleri kurulacak olması dolayısıyla Yargıtay’ın yükünün hafifleyeceğiyle açıklıyor.

Tasarı kanunlaştığı andan itibaren Danıştay ve Yargıtay’daki hâkim ve savcıların (Danıştay Başkanı, başsavcısı, başkanvekilinin üyelikleri ile Yargıtay Birinci Başkanı, Cumhuriyet Başsavcısı, birinci başkanvekili, Cumhuriyet Başsavcıvekilinin Yargıtay üyelikleri devam edecek) tamamının görevleri sona erecek. HSYK ve Cumhurbaşkanı yeni üyeler atayacak. Anayasaya göre, Danıştay üyelerinin 4’te 1’ini Cumhurbaşkanı seçiyor.

Kanun yürürlüğe girdiği tarihte Erdoğan, Danıştay’ın 24 üyesini doğrudan seçerken bir yüksek mahkemenin dörtte birini atayan bir cumhurbaşkanı olacak… İşte burada AKP kendi yargısını oluşturuyor eleştirileri başlıyor.

Diğer yandan anayasadaki görev süresi 65 yaşa kadar olmasına rağmen, tasarı da üyelerin görevine tek maddeyle son verilmesinin “öngörülmesi”nin anayasaya aykırı olduğu söyleniyor. 

Bir diğer eleştiri de Danıştay ve Yargıtay üyesi bütün hâkim ve savcıların görevleri sona erdikten beş gün içinde yeni üyelerin atanacak olması… AYM’ye dâvâ açılsa dahi dâvânın bu süre içinde sonuçlanamayacağı ortada. Anayasa Mahkemesi kararları geriye doğru işlemeyeceği için de görevden alınacaklarla göreve yeni gelecekler için bir değişiklik olmayacak. İşte burada da “ben yaptım oldu”nun yargıda sıkıntılara gireceği tenkitleri yapılıyor.

Adalet Bakanı Bozdağ’ın “Türkiye olarak hem yargıdan memnuniyette hem de yargıya güvende olumsuz noktada olduğumuzu ifade etmek isterim” sözleri ile Yargıtay Başkanı Cirit’in “Geçmişte yargıya güven yüzde 70 idi, şimdi yüzde 30’lara düştü” itirafını buraya not ederken, bu kanun çıktığında yargıya güvenin ne kadar daha geri gideceğini tahmin etmek hiç de zor olamayacak.

Okunma Sayısı: 2101
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • CESUR ADAM

    26.6.2016 08:58:31

    Samimiyet ve HAKKANİYET ten uzak bu çalışmaların geri tepmesi ile acaba çelik-çomakla oynar gibi oyun oynayanların yarın tersi durumda saklanacakları yılan deliği dahi bulmaları zordur.Görünen o kiii,başta RTE ile AKP nin kusur,suç ve ayıpları öyle halde ki gizleyecek örtü henüz bulunmuyor.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı