Almanya’da Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin konuşacağı toplantılara izin verilmemesi iki ülke arasındaki gerginliğe sebep oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere başbakan ve bakanlar Almanya’ya sert tepkilerini sürdürüyorlar. “Nazi’den farkınız yok” diyen Erdoğan’a tepki Merkel’den, “Bu benzetmenin mazereti olmaz” şeklinde gelirken, sözcüsü “Benzetme saçma ve yersiz” diye cevap vermişti. Erdoğan’ın cevabı ise daha sert olmuştu.
Başbakan Yıldırım ve Bakanlar Almanya’daki mevkidaşlarıyla konuşarak bu “kriz”i aşmaya çalışırken, Avrupa’nın başka ülkelerinden de bakanlarımızın programının iptal edildiği haberleri geliyor.
Bu krizin ardından akıllara şu geldi: 15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra Yenikapı’da Erdoğan, Yıldırım, Kılıçdaroğlu ve Bahçeli ortak miting düzenleyerek darbelere karşı çıkmışlar, demokrasinin yanında tavır almışlardı. Ve bu “Yenikapı ruhu” olarak isimlendirilmişti.
Şimdi yine bu isimler Almanya’ya gidip büyük bir salonda program düzenleseler, evetçiler evetin, hayırcılar da hayırın gerekçelerini anlatsalar, Almanya’ya en büyük cevap olmaz mıydı?
Olmayacak bir şey, ama bu tartışma bunu aklımıza getirdi… Olsa da güzel olur değil mi?
* * *
‘HAYIR DEYİN, AMA…’
AKP İstanbul Milletvekili Anayasa Profesörü Burhan Kuzu, sosyal medyada “Hayır diyenlere önerimiz: Yine hayır deyin, ama ne olursunuz ‘Tek Adam Yönetimi geliyor’ gibi deli saçması bir gerekçeye dayanmayalım; çünkü yok” diye bir mesaj paylaştı.
Geçtiğimiz hafta Başbakan Yıldırım ise, “Tek adam diyorlar... Başka ne olacak! Elbet tek, ama tek adam dediğiniz milletin oylarıyla gelecek, milletin oylarıyla gidecek…” demişti.
Sayın Kuzu’nun bahsettiği bu olmasa gerek…
Bu mesajın öncesinde de “Saadet Partili, Büyük Birlik Partili ve diğer sağ partili sevgili kardeşlerim; gelin şeytana uymayın; nefsi karar veren liderlerinizi dinlemeyin” demiş. (Bu mesajdan sonra Mustafa Destici kararlarının evet olduğunu açıkladı.)
“Hayır” vermek şeytana uymaksa “evet” vermek ne oluyor?
Bir de “Hayır diyenlere bir tavsiyem var: Gelin metni Allah rızası için bir okuyun. Göreceksiniz ki, Cumhuriyetimiz de, Laiklik de, Atatürk de yerinde” demiş.
Buna da yorumu millet yapsın artık…
* * *
“KAOS!”
Tanıdığımız bir gazeteci olan İlnur Çevik sosyal medyada öyle bir şey paylaştı ki, akıllara AKP İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu’nun 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra sosyal medyada paylaştığı, “Evet seçim bitti. Millet kararını verdi. Ya istikrar ya kaos dedim; millet kaosu seçti hayırlı olsun” cümlesini hatırlattı. Kuzu’nun bu cümlesi de o günlerde çok tartışılmıştı…
Sosyal medyada “Hayır diyenlere: 7 Haziran sonrası Türkiye’deki kaos ve istikrarsızlığı mumla ararsınız” diye yazan Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı İlnur Çevik, bunun “tehdit” olarak değerlendirilmesi üzerine paylaşımını silmek durumunda kaldı.
Daha sonra paylaştığı başka bir tweetinde “bunun bir tehdit değil uyarı olduğu”nu söyledi.
Referandumda millet kararını iki seçenekten birisini sandığa atarak gösterecek. Bu durumda “kaos, istikrarsızlık” kelimeleri ile “millî irade, demokrasi” ifadeleri yan yana hiç yakışmıyor…
* * *
FESİH YETKİSİ YOK MU?
Referanduma sunulan anayasa değişiklik teklifinde cumhurbaşkanın Meclis’i fesih yetkisinin olup olmadığı tartışılan konularında başında geliyor.
AKP ve MHP Cumhurbaşkanının fesih yetkisinin olmadığını bunun bir aldatmaca olduğunu söylerken, muhalefet fesih yetkisinin olduğunda ısrar ediyor.
Mevcut anayasada da Cumhurbaşkanının fesih yetkisinin olduğunu söyleyenler, “Bu düzenleme ile Cumhurbaşkanı parlamentoyu seçime götürürse kendisi de seçime gidecek” diyorlar.
Demek ki, fesih yetkisi var. Ama şu da var, Meclis’i feshettikten sonra kendisi de seçime gidecek. Ama yetki var…