"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yeni önemin “ilginç” işâretleri

Mehmet KARA
30 Ağustos 2014, Cumartesi
Cumhurbaşkanı seçiminden bu yana Ankara’da siyaset hayli hararetli ve hareketli. Seçimin ardından önce iktidar partisi AKP “olağanüstü” kongresini yaptı. Anamuhalefet partisi CHP ise gelecek hafta bugün “olağanüstü” kurultayını gerçekleştirecek.
Siyasetteki bu yüksek tansiyonda bazı hadiselere de akıl sır erdirmek mümkün olmadı. Bu gelişmeleri “şaşkınlık, garabet, hayret, ilginç, enteresan vb” kelimeleri ile izah etmekte hayli zorlanıldı.
Öncelikle 10 Ağustos’ta yapılan ve kesin sonuçları 14 Ağustos’ta açıklanan seçim sonucuna rağmen, sonucun Resmî Gazete’de yayınlanmasının sebebi hâlâ açıklığa kavuşturulabilmiş değil.
Yüksek Seçim Kurulu’nun başkan ve üyelerinin imzaları ile Meclis Başkanı Cemil Çiçek’e takdim edilmesine rağmen bu tarihten 13 gün sonra Resmî Gazete’de ancak (!) yayınlanabildi. Bu tarihin Cumhurbaşkanlığı devir-teslim töreninin yapıldığı güne denk getirilmesi “enteresan” karşılandı.
Oysa aynı gün gece yarısı 22.00’da yeni Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından hükümeti kurmak görevlendirilen ve bir gün önce AKP genel başkanı seçilen Davutoğlu’nun görevlendirilmesiyle ilgili yazı gece yarısından sonra mükerrer sayıda yayınlandı.
Öyle bir garabet yaşandı ki, AKP kongresinde hem kongre açılışını yapan Genel Başkan yardımcısı Süleyman Soylu, hem genel başkan adayı olan Ahmet Davutoğlu, hem de anonsu yapan görevliler defalarca “sayın cumhurbaşkanım” diye hitap etmelerine rağmen 14 gün önce Cumhurbaşkanlığını kazandığı açıklanan Erdoğan, Davutoğlu için oy kullandı. Kongrenin sonuna kadar orada bekleyen Erdoğan seçilmiş bir cumhurbaşkanı gibi değil de, emaneti kendinden sonraki teslim eden bir genel başkan gibi hareket etti.
Bu durum, yaşanan ve şaşkınlık meydana getiren “ilginç” gelişmelerden birisiydi. Zira, bütün bu enteresanlıklar, beğenmesek de, siyasetçilerin söz vermesine rağmen değiştirilmeyen 12 Eylül anayasasının “Cumhurbaşkanının nitelikleri ve tarafsızlığını” tanımlayan 101. maddesinde yer alan “Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği sona erer” fıkrasına rağmen yapıldı. Süre dar olduğu için de itiraz dilekçelerine rağmen yüksek mahkemeden bir karar çıkmadı.
Bir diğer ilginç gelişme de bir taraftan 77 milyonu kucaklamak iddiasında olunurken, 77 milyonun her ferdine bir kez daha “musafaha” için el uzatılırken, yeni bir sayfa açılacağı ifade edilirken, gerek kongreye gerekse de cumhurbaşkanlığı devir-teslim törenine kendilerince “muhalif” görülen medya mensuplarının alınmaması, hatta Köşk’ten akredite kartı olanların dahi kapıdan içeri sokulmaması önümüzdeki dönemde “kucaklamanın ve musafaha etmenin” ne kadar gerçekleşeceğini gösterdi!
Kongrenin ertesi gün yazdığımız notlarda Köşk’teki akreditasyon uygulamasında 28 Şubat’ta yaşananlara ve Sezer dönemine dikkat çekerken, bunların olabileceğinin işaretlerini aldığımızı söylemiştik. Ne yazık ki daha ilk günden böyle bir uygulamanın yapılması 5 yıllık sürede bu sıkıntıların olacağını da gösterdi.
“İstişarelerle” belirlendiği söylenen genel başkan tesbitinde aslında “paralel yapıya karşı duruşunun” etkili olduğunun bizzat partinin kurucu genel başkanı tarafından söylenmesi yeni dönemin başka bir ilginçliği oldu.
Bir büyük enteresan olay da veda resepsiyonlarında hem 11. Cumhurbaşkanı Gül hem de eşinin açıklamaları oldu. “28 Şubat döneminden beter zamanlar” yaşadıklarını söylediler, bazı gazetecilere tepki gösterdiler. Gül, “Bizim cenahtan yapılan epeyce saygısızlıkları da gördüm” derken eşinin açıklamaları daha sert oldu, intifada başlatmaktan söz ettiği ifade edildi.
Yine, gerek yemin töreni gerekse de devir-teslim törenine çok sayıda devlet ve hükümet başkanı katılırken, Avrupa Birliği ülkelerinden hiçbir ülkenin devlet başkanı düzeyinde katılmaması “bir işaret” olarak değerlendirildi.
Erdoğan’ın yemin töreninde CHP Grup Başkanvekilinin anayasa ve içtüzük kitapçığını fırlatması hiç yakışık almadı, çirkin oldu. Yemin törenini izleyip izlememek insanların kendi takdiridir. Bunu demokratik tepki olarak değerlendirmek mümkündür, ancak bu kitapçığın fırlatılması çok yanlış olmuştur.
Yeni seçilen Erdoğan ve Davutoğlu’na yeni görevlerinin hayırlı olmasını dilerken, yeni dönemin bu ilginç gelişmelerinin önümüzdeki günlere yansımasının nasıl olacağını da merakla bekliyoruz.
Merak ettiğimiz bir konu da tarafsızlık, milletin birliği bütünlüğü, anayasaya ve hukukun üstünlüğüne ve demokrasiye bağlı kalarak namusu ve şerefi üzerine ant içilmesine ne kadar uygulayacağı konusu olacak. Devlet organları arasında uyumu sağlamanın da görevleri arasında olduğu cumhurbaşkanı bakalım bu uyum konusunda neler yapacağını da merak ettiğimiz başka bir konu olacak.
Ya da bir meslek büyüğümün dediği gibi o makam öyle bir yerdir ki, adamı öyle bir değiştirir ki, değişen görevinin sonuna geldiğinde “ben bu kadar nasıl değiştim” diye şaşar kalır.
Bakalım yeni dönem yine kutuplaşmaların, tartışmaların olduğu bir dönem mi olacak, yoksa siyaset kendi seyrinde devam edip, bu kutuplaşmalar sona mı erecek? Bekleyip göreceğiz.
Okunma Sayısı: 1129
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı