“Dünyadaki her lezzetli şeyin en âlâsı Cennette bulunur” 1 ifadesiyle de sabit olduğu üzere,  Cennet sohbetleri de kemale ulaşacaktır. Ancak bu sohbetler, dünyadaki muhabbetlerle kıyas edilemez. Belki dünya muhabbetleri lâyıkıyla olduğunda, ahirete ayna olacak, oradaki sohbetlerimizi güzelleştirecektir. Nasıl ki, dünyada en yüksek makamdaki biriyle görüşmek için çaba göstermemiz gerekiyorsa, ahirette de mertebelerimize göre sohbet imkânları sunulacaktır. Sahabelerle, Peygamberlerle, en yücesi olan Allah’la konuşmanın lezzetini ancak o zaman göreceğiz.  

İnsanlar, eş dost, aile fertleriyle nasıl ki, bu dünyada bir araya gelip sohbet ediyorlar ve bundan zevk alıyorlarsa, ahirette de birbirleriyle sohbet edecekler, bu dünyada yaşamış oldukları hatıralarından bahsedeceklerdir. Bu husus Kur’ân-ı Kerîm’in muhtelif âyetlerinde anlatılmaktadır. “Onlar bütün bu nimetlerin zevk ve neşesi içinde birbirlerine dönüp şöyle sohbet edecekler: “Biz dünyada, ailemizle, çoluk çocuğumuzla birlikte iken sonumuz ne olacak diye korkar dururduk, akıbetimizden endişe ederdik. Ama şükürler olsun ki Allah bize lütufta bulundu ve bizi cehennemin yakıp kavuran ateşinden muhafaza buyurdu. İyi ki biz dünyada iken yalnız O’na kulluk edip O’ndan mağfiret dilemişiz. Gerçekten O, Berr’dir; her türlü iyilik ve hayrın kaynağıdır, Rahîmdir; merhamet ve ihsanı boldur.”2 

Velhasıl, ahirette saadet ve selâmet yurdu olan Cennette, hoş sohbetler etmek istiyorsak, Dünya hayatında Allah’a lâyıkıyla kul olup O’nun buyruklarına uymak gerekiyor. Dünyadaki sohbetlerin ahirette devam bulması için, ahireti hesaba katarak yaşamalıyız. O’nun rızası için çalıştığımızda sohbet-i ihvana dahil olacağız inşaallah.  

Dipnotlar:

1) Sözler, s. 1057.

2) Tûr Suresi, 52/25-28.