Tabiî olaylar, dünyada meydana gelen hareketler sonucunda gerçekleşir.
Ahiret âleminde zamana ve hava değişimlerine ihtiyaç olmadığından, bu tür olayların da gerçekleşmeyeceğini kaynaklarda görmekteyiz. Hikmetle bakıldığında ebedî bir âlem, zaman ile sınırlandırılamaz. Tabiî olaylar ise, genel itibariyle hep zamana bağlı olduğundan, Cennette bu olaylardan bahsedilmesi mümkün değildir. Meselâ Dünya’nın, Güneş etrafında dönmesiyle gece gündüz meydana gelir. Ahiret âleminde zaman kavramına ihtiyacımız olmadığı için gece gündüz de olmayacaktır.
Peygamber Efendimiz’e (asm) “Cennette gece ve gündüz var mıdır?” diye sorulduğunda, şöyle buyurmuştur: “Cennette gece yoktur. Ancak orada sabahı akşama, akşamı da sabaha çeviren ışık ve aydınlık vardır. Dünyada iken namaz kıldıkları vakitlerde onlara hediyeler gelir. Melekler onlara selâm verirler.”1 Dünya gözüyle baktığımızda, aklımızın aldığı kadarıyla tasavvur ediyoruz. Ancak anlıyoruz ki, Cennette sadece gündüzler olacak. O da amellerimiz neticesinde derecelere göre değişecek. Gündüzler arasında ise perdeler vardır. Perdelerin ve kapıların kapanmasıyla bir gündüz bitmiş, perdelerin ve kapıların yeniden açılmasıyla yeni bir gündüz gelmiş olacağını İmam-ı Şaranî nakletmiştir. Hatta hava olayları dahi dünyadaki gibi olmayarak, tam selâmetli bir şekilde olacağı bildirilmiştir: “…Ve onları, ‘ne sıcak-ne soğuk, tam kararında gölgeliğe’ sokacağız.”2
Demek Dünya hayatında gerçekleşen bütün olaylar, imtihan sırrının bir gereği olarak tabiat şartlarıyla meydana gelir. İmtihanın bitmesiyle başlayan Ahiret hayatında aklın alamayacağı güzellikler olacaktır. Doğrusunu ancak Allah bilir.
Dipnotlar:
1) İmam Şa’rânî, Ölüm-Kıyâmet-Âhiret, s. 378.
2) Nisa Sûresi, 4/57.