"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ahirete inanmakta ilk adım

Mehtap Yıldırım Yükselten
03 Mayıs 2018, Perşembe 02:02
Haşir ve ahiret konusunu anlatan Haşir Risalesi’nde, “basit ve avam lisanıyla” temsîlî bir hikâye vardır.

İki adam, bu dünyaya işaret olan Cennet gibi güzel bir memlekete giderler. Adamlardan biri, her istediği şeye elini uzatan, gasp eden, kural nizam tanımayan biridir. Diğeri ise, her şeyin bir sahibi olduğunu düşünen, bütün bu karşılıksız verilen hizmetler ve nimetlerin sonunda bir hesap günü olacağına inanan biridir. Arkadaşını da bu konuda ikaz etmeye çalışır.

Hikâye üzerinden düşünürsek, hepimiz dünya gibi güzel bir yere gönderilmiş o iki adamdan biriyiz. Bir çok kaynaktan ücretsiz faydalanıyoruz. Birilerinin tapulu arazisi olan alanlar dışındaki yerlere rahatça girip dolaşabiliyoruz. Yani, ormanlara, denizlere girebilmek bedava, oksijen, hava bedava. Güneş ve ay ışığı, elektrik lambaları gibi olan yıldızlar bedava. İmtihan sırrı olarak her şey sahipsiz gibi görünüyor. Kimisi serseri adam gibi, “bir sahibi yoktur” deyip hırsızca adeta her şeyi gasp ediyor. Dünyayı başı boş ve sahipsiz gördüğünden dilediği gibi tasarruf edeceğini zannediyor. Kimisi ise, bir iğnenin bile ustasız olamayacağını, bir köyün bile muhtarsız olamayacağını düşünüyor; dünyanın ve kâinatın da bir sahibi olduğunu anlıyor, kurallara tâbi oluyor.

Demek ki, ahiret ve haşri anlamakta temel adım, her şeyin bir sahibi olduğunu kat’î olarak anla- maktır. Yani ahirete iman, Allah’ın varlığına ve birliğine iman ile başlıyor. Allah’a iman, O’nun idaresi ve emrine girmeyi ve O’nun kanunlarına tabi olmayı gerektiriyor. Eğer kişide bu inanç yerleşmemişse, istediği gibi yaşayabileceğini, sonunda ödül ya da ceza olma- yacağını düşünüyor. Ahirete imanı ise, ya hiç olmuyor ya da eksik kalıyor.

Kurallara tabi o- lanla olmayana şu an için peşin bir mükâfat ya da ceza görünmüyor. Meselâ adam bir ormanı yaksa, ağaç ondan hakkını alamıyor. İyi ve kötünün serbest olduğu böyle bir ortamda, çalan, gasp eden, zarar veren insanlara bu dünyada tam manasıyla ilişilmiyor. Beşerî kanunlar ise yetersiz kalıyor. Bu durum, kanunlara uyanla uymayanın, haklıyla haksızın hesaplaşacağı, hakkını alacağı bir günü gerektiriyor. 

Hikâyedeki inatçı ve sersem adam tatmin olmayınca, ahirete iman eden adam sonsuz deliller içinde on iki yol ile, bir büyük mahkeme kurulacağını, mükâfat ve ceza ve zindan olacağını, sürekli dolup boşalan bu dünyanın bir gün büsbütün boşaltılıp, harap edileceğini ispat etmeye karar verir.

Etiketler: ahiret
Okunma Sayısı: 2632
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı