"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hikmet ve adalet ahireti gerektirir

Mehtap Yıldırım Yükselten
24 Mayıs 2018, Perşembe 01:30
Haşir Risalesi’nde öncelikle Allah’ın varlığı ispat edilir.

Daha sonra Allah’ın nasıl bir yaratıcı olduğu, yani isim ve sıfatları nazara verilerek on iki surette anlatılır. Devamında gelecek olan on iki hakikat, on iki suretin açıklamaları mahiyetindedir. Biz Haşir Risalesi’ni okurken, birinci suretten sonra birinci hakikati, ikinci suretten sonra ikinci hakikati, üçüncü suretten sonra üçüncü hakikati okuyarak ve bu şekilde on ikinciye kadar devam edersek daha iyi anlamış oluruz. Çünkü her bir suretin izahı, hakikatlerdedir.

Bu hafta biz de, üçüncü suret ve üçüncü hakikate bakacağız. Üçüncü suret, hikmet ve adaletten bahseder. Hikmet, bizi Cenâb-ı Hakk’ın “Hakîm” ismine götürür. Adalet ise “Adl” ismine. Kâinata baktığımızda abes bir iş göremeyiz. Her şey bir nizama, faydaya binaen, yerli yerinde kasıtlı olarak yapılmıştır ve işlemektedir. Buna “hikmet” diyoruz. Aslında her fen ve her bilim dalı, Allah’ın ne kadar hikmetli ve adil işler yaptığını ortaya koymaktadır. Meselâ insan yüzündeki gözlere büyük bir incelik ve ustalıkla görme kabiliyeti verilmesi, iki gözün birbirine olan uzaklığı ve orantısı hikmet ve adalettir. İnsandaki bir hücreden tutun da güneş sistemlerine kadar en ince hesaplamalar, ölçüler, dengeler, ahenk ve uyum hepsi hikmet ve adaletin tezahürüdür. Bu kadar hikmet ve adalet sahibi bir Zatın ahireti yaratmaması düşünülemez. Adaletin bu dünyada tam olarak görünmeyen kısmı ise, haksızları terbiye, zalimlere ceza ve mazlûmların hakkını almak içindir. Hikmet ve adalet, Cennet ve Cehennemin varlığını iktiza eder. 

Haşir Risalesi’nde sıkça tekrarlanan “Demek bir mahkeme-i kübraya bırakılıyor” ifadesi üçüncü suretin sonunda da yer alır. Ahireti gerekli kılan delillerin en baskını da “adalet” olarak görülüyor. Çünkü bu kısa dünyada dahi, hayvan, bitki ve insan bütün mahlûkatına uygun rızıkları, silâhları, giysileri veren mutlak adil olan Cenâb-ı Allah’ın, haksızlığa uğramış masumlara hakkını vermemesi düşünülemez. Demek ki muhakkak bir hesap günü olacak, mahşerde büyük bir mahkeme kurulacaktır. Bu adaletin tam yerine gelmesi için ahiret gereklidir. 

Ahireti inkâr eden ya da varlığından şüpheye düşenlerin sebebi, çoğunlukla akıldan uzak gördükleri içindir. İşte, Haşir Risâlesi ahiretin varlığını aklî ve fennî örneklerle öyle katî bir şekilde ispat eder ki, asıl akıldan uzak olan ahiretin olmayışıdır.

Okunma Sayısı: 2203
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı