"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kendini bilmek

Mehtap Yıldırım YÜKSELTEN
01 Mart 2014, Cumartesi
Hayat yolculuğumuzda “kendini bilmek” önemlidir. Kişinin kendini; yani kusurlarını, zaaflarını, hırs ve heveslerini bilmesi hem Rabbi ile olan ilişkisi, hem de insan ilişkileri bakımından büyük önem taşır. Kusurlarını bilen ve kabul edenden korkmamalı. Bu kişiler kusurlu yanlarını daima bir törpüleme çabası ve gayreti içinde olanlardır. Asıl kendini bilmeyenden korkmalı. Böylelerine kusurları uygun bir dille, incitilmeden söylendiğinde de kabullenmek istemezler. Kendilerinde öyle bir kusurun olmadığını iddia ederler. Haksız oldukları konularda bile haklıymış gibi daima üste çıkarlar. Bu özelliğin, modern zaman insanlarında çok daha fazla öne çıktığını görüyoruz. Bu da gösteriyor ki, çağımızın önemli hastalıklarından biri de “kendini bilmemek” yani kendini tanımamaktır.
İnsana sürekli her şeyden değerli ve önemli olduğunu telkin eden sesler çağımız insanını çok kolay etkisi altına alıyor. Enaniyet ve bencillik artıyor. Böylece insan sadece kendini düşünmeye başlıyor. Bir önceki gün aldığı sanki eskimiş gibi durmadan yeni kıyafetlerle toplum önüne çıkma gayreti içinde olanları “Şıklığınızla göz kamaştırın” gibi sloganlar daha da tetikliyor. Bunun israf olduğunu da bilmiyor ve kabul etmek istemiyor. “Müslüman her şeyin en iyisini almalı” sözünü israfına perde yaparak savunmaya geçiyor. Halbuki, topluma her gün yeni bir kıyafetle kuşanıp çıkmak marifet değildir. Marifet olan ve insanın toplumdaki saygınlığını arttıran ihlasla kuşanması, tevazu ile süslenmesidir. Ancak, maalesef insanın bilinç altına öyle mesajlar veriliyor ki, insan ancak durmadan kendine birşeyler alırsa ve durmadan hayat standartlarını yükseltirse mutlu ve değerli!
İnsanı dünyaya çağıran sesler öyle ileri gitmiş ki, kendini bilmeyenleri küfre götürebilir derecede. İçinde aranılan ne varsa bulunduğunu iddia eden bir “yaşam alanı” reklâmı, “Cenneti dünyada iken görmek istemez misiniz?” diyor konutları için.
Demek ki, kapitalist çarkın dişlisinden birinin vazifesi de insanın kendini bilmesine engel olmak. İnsanın daha fazla tüketmesini sağlamak için daima gaz vermek ve enaniyetini okşamak. İşte, içinde bulunduğumuz zaman, menfaatler uğruna insanın yapısına zarar veren tuzaklarla dolu olduğu için, bu zamanda uyanık olmak, tuzaklara aldanmamak gerekir.
Kendini bilmek, zamanın olumsuz şartlarından etkilenmeden yoluna devam etmektir.
Kendini bilmek, Allah’a kul olduğunu ve bu dünyada misafir olduğunu bilmektir. Misafir olduğunun bilincinde olan kişi beraberinde götüremeyeceği şeyler için uğraşıp durmaz.
Kendini bilmek, nerede duracağını bilmektir. Haddini aşmamaktır.
Kendini bilmek, daima ilmini artırma gayreti içinde olmaktır. Başkalarına sözünü dinletmek niyeti ile ilim öğrenmek ve toplum içinde ilmî üstünlük taslamak için ilmini kullanmak bahsimizden hariçtir. Yunus Emre’nin dizelerindeki mesaj bize bu ölçüyü özetliyor: “İlim ilim bilmektir / İlim kendin bilmektir / Sen kendini bilmezsin / Ya nice okumaktır?”
Okunma Sayısı: 1902
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Aşkın

    22.4.2014 18:25:00

    Mehtap abla.
    Muini zalimin dünyada erbab-ı denaettir
    Köpektir zevk alan sayyad-ı bi-insafa hizmetten
    Hemen bir feyz-i baki terk eder bir zevk-i faniye
    Hayatın kadrini âli bilenler hüsn-i şöhretten
    Nedendir halkta tul-i hayata bunca rağbetler
    Nedir insana bilmem menfaat hıfz-ı emanetten(Namık Kemal)

    Övülmüş şair Namık Kemal; zalimin taraftarı aşağılık kimse olur,fani şöhreti terk edenler ebedi zevke ulaşırdiyor.

    Üstad ise kapitalist Avrupaya: Bil, ey ikinci Avrupa! Sen sağ elinle sakîm ve dalâletli bir felsefeyi ve sol elinle sefih ve muzır bir medeniyeti tutup dâvâ edersin ki, Beşerin saadeti bu ikisiyledir. Senin bu iki elin kırılsın ve şu iki pis hediyen senin başını yesin ve yiyecek!
    Cemaatler 82 darbesinden sonra giderek dünyevileşti.Kimi bürokraside kimi siyaset alanında fani şöhret vartasına düştü.Onlara bediüzzaman gibi diyoruz ki:
    “Siz Avusturya’ya güya boykot yapıyorsunuz; hem onun gönderdiği kalpakları giyiyorsunuz.soralım bu nasıl Avrupa-Amerika karşıtlığı?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı