Kelime mânâsı ayağa kalkmak olan kıyamet, zamanı geldiğinde dünya ve kâinat sayfalarının dağılıp, dürülüp ortadan kaldırılması anlamındadır.
Bu dünya bir fabrika gibi sürekli ahiret âlemlerinin taşlarını, dokumalarını, süslemelerini üretiyor. Bir tarla gibi, ahiret âlemlerinin mahsullerini ekiyor. Bu amaca hizmet edenler olmadığında ise artık fabrika sahibi fabrikayı büsbütün dağıtıp ortadan kaldıracaktır. “Yeryüzünde Allah Allah diyen kalmayıncaya kadar kıyamet kopmaz.” (Tirmizi)
Kıyamet yakın mı?
Peygamber Efendimiz (asm) “Ben insanlığın ikindi vaktinde geldim” diyor. Diğer bir hadiste “Ümmetimin ömrü 1500 seneyi geçmeyecektir” diye haber veriyor. Kur’ân-ı Kerîm nüzul olunduğundan beri 1400 sene geçtiğine göre kıyametin çok yakın olduğu anlaşılmaktadır. Bediüzzaman Hazretleri âyet ve hadislerin işaret ettiği ebced ve cifir ilmiyle, milâdî 2129 yılında kâfirlerin başına kıyametin kopacağına dair bir ima bulunduğunu, bunların Allah’ın ilminde olup ve doğrusunun Allah tarafından bilinebileceğini ifade eder.
Ahir zaman
Hep duyarız ve söyleriz “ahir zamandayız” diye. Bizler kıyametin kopmasına az bir zaman kala yaşayanlar olarak “son zamanlardayız” manasında olan “ahir zamandayız” deriz. Demesine deriz de bunun ne kadar farkındayız kendimizi bir yoklamamız gerek. Bir yolculuğa çıkmaya az bir zaman kalsa, bir uçağa binecek olsak ve kalkışa az bir zaman olsa, daha bir hız veririz hazırlıklarımıza. Son kontrollerimizi yaparız defalarca. Telâşımız, heyecanımız artar. Şimdi halimi düşündüğümde, hem benim ömrüm kısa, kendi kıyametim olan ecelim çok yakın. Hem dünyanın eceli (kıyameti) çok yakın. Acaba hazırlıklarım ne âlemde? Telâşlı mıyım? Sakin miyim? Yolculuğa hazır mıyım?