"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ölümü düşünmenin faydaları

Mehtap Yıldırım Yükselten
29 Mart 2018, Perşembe 00:53
Ölümü hatırdan çıkarmamak; dünya hayatında ihlâsı kazandıran, aile ve toplum hayatında insanı “ideal insan” yapan önemli bir unsurdur.

Bu yüzdendir ki, İhlâs Risalesi’ne de konu olmuştur. İhlâsı kazanmanın ve muhafaza etmenin en önemli, en tesirli bir sebebinin, “ölümü düşünmek” olduğu ifade edilmektedir. “Yani, ölümünü düşünüp, dünyanın fâni olduğunu mülâhaza edip, nefsin desiselerinden kurtulmaktır.” 1 

Ölümü düşünen, nefsin vesveselerine kulak vermez. Fani his ve heveslerin tuzaklarına düşmez. Ölümü düşünen, kul hakkı yiyemez, kalp kıramaz. Haksızlık edemez. Ölümü düşünen, İlâhî kanunlara riayet eder. Yalan söyleyemez, dolandırıcılık, hırsızlık yapamaz. Ölümü düşünen insan, diğer insanların da ölümlü olduğunun şuurunda olup, ailesine, komşusuna, arkadaşına, hatta bütün insanlara şefkatli ve anlayışlı olur. Ölümü düşünen; dünyada imtihanda olduğunu, bir gün kabre girip hesap vereceğini sürekli hatırlayıp ona göre yaşadığı için, herkesçe hakperest, şeref ve izzet sahibi biri olarak sevilir, sayılır.

İhlâs Risalesi’nde, tarikat ehli ve hakikat ehlinin, Kur’ân-ı Kerîmdeki: “Her nefis ölümü tadıcıdır.” 2 “Muhakkak ki, sen de öleceksin, onlar da ölecekler.” 3 Gibi ölümü ihtar eden âyetlerden aldıkları derslerle “rabıta-i mevt”i kendilerine bir esas edindiklerinden bahsedilir. Yani, farâzi bir şekilde kendini ölmüş hayal edip, yıkanıyor, kefenleniyor, kabre giriyor. Bediüzzaman Hazretleri: “Onlardaki bu rabıtanın fevaidi pek çoktur.” “Lezzetleri tahrip eden, acılaştıran ölümü çokça zikrediniz” hadisi bu rabıtayı ders veriyor” diyor. Fakat mesleğimiz tarikat olmadığı, belki hakikat olduğu için, bu rabıtayı ehl-i tarikat gibi farazî ve hayali suretinde yapmaya mecbur değiliz. Hem meslek-i hakikate uygun gelmiyor.” 4 diyor.

Üstadın da belirttiği üzere, tarikat ehli gibi “rabıta-i mevt” yapmak, mesleğimiz hakikat olduğundan, bizim için uygun değildir. Biz bunu, her gün ölümle bağlantı kurarak yapmalıyız. Ölümün çok yakın olduğunu, etrafımızda ya da dünyada her an, her yaşta ölenler olduğunu düşünerek, kendimizi onların yerine koyarak bu ölümlerden bir ders alarak yapabiliriz. Sık sık mezarlık ziyaretlerine giderek, cenaze merasimlerine katılarak, ahiretine iyi çalışan, ahireti hatırlatan dostlarla daha çok bir arada olarak, bu iç disiplini sağlayabiliriz.

Ölümü düşünmenin mademki dünyada bile insan psikolojisine ve toplumsal hayata bu kadar çok faydaları var, öyle ise ölümü düşünmekten korkmamalı. Bize, bu kısa dünya hayatı için dahi, bu kadar fayda ve güzellikler veren ölümü, korku ile değil, sevgi ile anmalı.

Dipnotlar:

1- Lem’alar, s. 278.

2- Âl-i İmrân Sûresi, 3:185.

3- Zümer Sûresi, 39:30.

4- Lem’alar, s. 278.

Okunma Sayısı: 9040
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı