"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Risale-i Nur’un dostluğu

Mehtap Yıldırım YÜKSELTEN
01 Temmuz 2016, Cuma
Hayat yolculuğumda yollarımızın kesiştiği ve beni hiç bırakmayan dosdoğru bir yoldaş Risale-i Nur. Kur’ân güneşinin en parlak renklerini yansıtarak Kur’ân’la aramda bağ kuran, beni Allah’a yaklaştıran...

Risale-i Nur öyle bir arkadaş ki, dünyaya dair ne varsa geride bıraktırıp kendine koşturan. Öyle bir aşk ki; bir gün görüşemesek, içimi kavuşma arzusuyla yandıran…

Yabancı kaldığım dinimi ve dilimi bana yeniden kazandıran. Zerre kadar liyakatim ve kabiliyetim olmadığı halde beni sanki ben değilmişim gibi konuşturan, yazdıran… Her şeyin hikmetini anlatan, her müşkülü halleden, her muammayı çözen. Yaşayan bir mürşit, bir deha Risale-i Nur.

Her derde hem tabip, hem ilâç olan. Hem teşhis koyan, hem çarelerini anlatan… Eleştirmeyen, kusur aramayan, hatta soru bile sormayan, ama kendisi her soruma cevap veren. Hatta dillendirmesem de, sadece aklımdan geçmesiyle birlikte satırlarda sorularımın cevabını bulduran. İşte Risale-i Nur, böyle bir dost, böyle bir arkadaş.

Fikirlerime istikamet ve kuvvet kazandıran. Güç veren, cesur kılan.

Aşırılıklarımı hizaya çeken, kötü huylarımdan vazgeçirten. Hatarlarımı törpüleyen, hatalarımdan döndüren...

Herkesin ve her şeyin dünyaya dâvet ettiği bu ahirzamanda, ebedî ve daimî olana dâvet eden. Ve bunları gözümle görüyormuşum gibi ispat eden, ikna eden. Hatta ölümü dahi sevdiren.

Elimden tutup Asr-ı Saadete götüren, oradaki Efendimiz Hazret-i Muhammed’i (asm) gösteren. Ve o mübarek asırla bizim asrımıza bir köprü olan. Bize sahabe efendilerimizin mesleğini öğreten.  

Bazen bir zerrede, bazen koca bir yıldızda seyahat ettiren, kâinatın sırlarını gösteren... Yaratılan her şeyle aramdaki bağı gösterip beni her şeyle kardeş eden, muhabbeti, birlik ve beraberliği öğreten...

Böyle bir dahi’nin yakın arkadaşlığını kim istemez ki? İşte ben de istiyorum, ve buna talibim. Her alanda ilmi sonsuz bu klavuzun, seyahatim boyunca yanımdan ayrılmadan bana refakat etmesine müştakım ve muhtacım.

Ve muazzez Üstadım;

Siz, nazarları şahsınıza değil eserlere çekmek istediniz hep. “Baki hakikatler, fâni şahsiyetler üzerine bina edilmez” dediniz. Biz sizi hiç görmediğimiz için, içimizde bitmeyen, dinmeyen bir özlemle sayfa sayfa, satır satır sizi arıyor, sizinle görüşmek arzu ediyoruz. Siz, kendi zamanınızdan bizim zamanımıza çektiğiniz mânevî bir hat ile konuşuyorsunuz zaten. Biz de, başlarımızı kaldırıp “sadakte” diyoruz. 

Okuduğumuz Kur’ân hakikatlerinin harfleri adedince, Allahın selâmı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun. 

Mübarek kabriniz nur ile dolsun...

Okunma Sayısı: 1381
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı