"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Mersin’de “Neşr-i Envar” coşkusu

Meral DEMİRDÖĞMEZ
31 Aralık 2017, Pazar
Mersin Yeni Asya Neşriyat Komisyonumuzun hazırlamış olduğu “Neşr-i Envar” programı bir kez daha şevkimizi kamçıladı.

Açılış konuşmasını yapmak görevi bendenize verilmişti. Âcizane şu cümlelerle giriş yaptık: 

“Bugün Risale-i Nur ve diğer yayınlarımızın gücüyle ayakda duruyoruz elhamdülillah.

Bir kez daha atıyoruz adımlarımızı sağlamca “Biz gücümüzü Hak’dan ve Nurlar’dan alıyoruz” diyerek,

Bir kez daha alkışlıyor bizi, arz ve sema...

Bir kez daha gülümsüyor melekler iman hakikatlerini neşrettiğimiz içini. O halde bize ne gam, ne keder…

Risale-i Nur Külliyatı başta olmak üzere, gazete, dergi ve bütün yayınlarımız, Üstad Hazretleri gibi cesaretle, hiçbir tehdit ve korkuya papuç bırakmadan, hak ve hakikatin yanında, iman hizmetinden en ufak bir taviz vermeden devam edeceğiz inşallah.”

Sonrasında Nurgül Turgut, “İttihattan Yeni Asya’ya” seminerine başladı. Turgut, Emirdağ Lâhikası’ndan “Risale-i Nur bu mübarek vatanın manevî bir halaskârı olmak cihetiyle şimdi iki dehşetli belâyı def etmek için matbuat lisanıyla tezahüre başlamak, ders vermek zamanı geldi veya gelecek gibidir, zannederim” ifadeleri ile sözlerine başladı. Nurgül Turgut; Sikke-i Tasdîk-i Gaybî’de geçen şu ifadelerle devam etti: “Acaba bu yirmi sene zarfında iman-ı tahkikiyi pek kuvvetli bir surette bu vatanda neşreden R. Nur olmasaydı, bu dehşetli asırda, acip inkilâp ve infilâklarda bu mübarek vatan, Kur’ân’ı ve imanı dehşetli sadmelerden tam muhafaza edebilir miydi?” 

Nurgül Turgut; sözlerini şöyle sürdürdü: “Yıllardır bu ülkede İslâm düşmanları maddî silâhlardan daha etkili bir silâh olarak, basın ve yayın yoluyla İslâmı tahrip etmek istemiş, bazı komiteler Nurculuk aleyhinde propagandalar yapmış, ilmi bir şekilde onu çürütmek, tesirini kırmak için heyetler kurmuş, konferanslar vermişler.

Dolayısıyla bizimde düşmanın silâhıyla silâhlanıp karşılık vermemiz gerekiyordu. İşte tam da bu sebepten Zübeyir Ağabey, kendimizi savunacak, Risale-i Nur hakikatlerini neşredecek, düşünce birliğini temin edecek, lahana yaprağı kadar da olsa bir gazeteye ihtiyacımız olduğunu ifade ediyordu. Bu ihtiyaçtan, İttihad Gazetesi doğdu ve haftalık olarak yayın hayatına başladı. 1971’de muhtıracılar tarafından kapatılmadan önce Yeni Asya Gazetesi de devreye girmişti. Daha sonra emaneti devralan Yeni Asya, “Gayemiz vatan sathını bir mektep yapmaktır” parolası ile yola devam etti. 

Yeni Asya da her devirde baskı ve tehditlere maruz kalıp, bedeller ödedi, fakat tavizsiz istikrar çizgisini sürdürmekten geri kalmadı. Bu bir dâvâdır. Bu dâvânın susmayan dili dün İttihad’dı, bugün Yeni Asya’dır. İsimler değişir, hakikat değişmez.

Yeni Asya Risale-i Nur’dan aldığı dersle doğru İslâmı ve İslâma lâyık doğruluğu ortaya koyarken, insan hakları, adalet ve hürrüyete sahip çıkıp, bunlara aykırı olan zulüm ve haksızlığa karşı demokrasi ve hukuk mücadelesi vermektedir. Gazetemiz, Bediüzzaman Hazretleri’nin “Bu milletin kurtuluşu için her çareye başvuracak, fakat Risale-i Nur’dan başka çare bulamayacaktır“ tesbitiyle dile getirdiği gibi, R. Nur Külliyatı’nın imanî, içtimaî ve siyasî prensiplerini kendine düstur ve rehber ittihaz etmek suretiyle 50 yıldır hatt-ı vasat ve hatt-ı istikamet üzere okuyucularını ifrat ve tefritten muhafaza ederek, bugünlere kadar gelmiştir.”

Nurgül Turgut, Üstad Hazretlerinin  ilk Said Döneminde çeşitli gazeteleri takip ettiği ve bir çoğunda yazılar yazdığını, 1950’li yıllardan sonra da gazetelerdeki makale ve haberleri takip ettiğini dile getirdi. 

Aralarda okunan Mehmet Ağırman Ağabey’in  “YENİ ASYAM” şiiri büyük beğeni toplarken, neşriyat komisyonundaki arkadaşların “Yeni Asya ile hidayete erenler”den anlattıkları hatıralar ve Mersin’deki ablaların Yeni Asya ile tanışma anıları şevki ve coşkuyu arttırdı.

Nuran Oktar ablamızın “O dönem ansızın evlere baskın yapılırdı, fakat biz ne korktuk ne de telâş ettik, bizim evimize de hiç baskın olmadı,” sözleri sebat ve sadâkatin timsaliydi.

Yıllardır Mersin’de gazetemizin dağıtımını yapan Hüseyin Küçükoğlu Abimizin hanımı “herkes nişanlısına çiçek getirirken, benim eşim Yeni Asya Gazetesi’ni getirirdi “sözleri programa son noktayı koydu.

Bu vesile ile Hüseyin Abimize teşekkür etmek istiyorum; yıllardır zor şartlara rağmen, yağmur çamur demeden vazifesini ifa ettiği için. Böyle fedakâr ağabeylerimiz sayesinde, her sabah namazında balkonda gazetemizi görmek, hizmet aşkını bize ders veriyor. Allah razı olsun.

Cenâb-ı Hak hizmetlerimizi daim, cemaatimizi kaim eylesin.

Okunma Sayısı: 1605
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı