Gerçekte hiçbir iktidar, önünde 1,5 sene varken erken seçim kararı almak istemez. Hele bu iktidar tek başına iktidar ise…

Evet, her alanda göstergeler kötü. İktidar, Başkanlık referandumu boyunca, tek adamlığın erdemlerini savundu, Türkiye’nin neredeyse füze olup aya çıkacağını ve büyük bir patlama yapacağını propaganda ettiler. Ama tek adam rejimine geçilmesinin üzerinden henüz bir sene geçmesine rağmen lastikler patladı ve iktidar erken seçim kararı almak mecburiyetinde kaldı.

2018 Haziranında kim parlamenter sisteme geri dönüleceğini daha iyi savunursa, o adayın bir adım öne çıkacağını düşünüyorum. Günümüzde artık vücuttan anlayan doktor tipi tarihe karışmışken, par- lamenter sistem yerine 1930 model Başkanlık sistemiyle koca bir ülkenin daha iyi yönetilemeyeceği aşikâr idi. Kim ülkeyi tek başına yönetmeye talip olsa, bu gerçeklik değişmeyecektir.

2018 Haziran Başkanlık seçimlerinde, diğer adayların Recep Tayyip Erdoğan’ı geçebilmesi kolay bir iş değildir. 15’ler hareketi ile iktidarın tuzağını bozan CHP’nin yanlış yapma lüksü yoktur. Muhtemel olarak, ilk turda Erdoğan’dan sonra en yüksek oyu CHP adayı alacak ve bu iki aday ikinci tura kalacaklardır. CHP’nin geleneksel sol tandanslı bir aday çıkarması durumunda, sağ seçmeninin Erdoğan’a yöneleceğini tahmin etmek kehanet olmaz. Bu nedenle CHP, Merkez Sağ, tabandan birini aday olarak çıkarmak durumundadır. Türkiye’deki % 35 sol % 65 sağ seçmen dengesini göz önünde bulundurursak durum budur. 

Saadet Partisi’nin destekler gözüktüğü Abdullah Gül, cumhurbaşkanlığı sonrası siyasetten uzak kalışı, ülke kamuoyundan kendini izole etmesine yol açmıştır. Seçimde yeteri kadar destek alabileceğine ben şahsen inanmıyorum.

Akşener, ilk turda zor ihtimal de olsa CHP adayını geçip 2. tura kalırsa Erdoğan karşısında seçilme ihtimalinin olduğuna inanıyorum. DP gibi asırlık koca çınarın ise ülke siyasetinin içerisine daha etkili olması beklenir.