Çizmeyi öğrenen bir çocuk ya da kalem tutmaya başlayan bir çocuk en çok neye sevinir?
Sanırım resim çizeceğine. İşte Ali’de ilk defa resim çizmişti. Kargacık burgacık, karma karışık yani arkadaşlar aslında o bir resim bile değildi. Ama Âkif o resimde bir ev, bir ağaç, bir kamyon bile hâyâl ediyordu. Maviyi karaladıkça lastik falan çiziyordu. Çünkü çizdiğine inanıyordu, orada çizdiklerini hayal ediyordu. Annesi ise “Ne kadar güzel bir resim, bu kamyona bayıldım, hele bu ev tam hayalimdeki ev” diyerek oğlu ile gurur duyuyordu. Çünkü oğlu baktığı çizgilerdeki güzelliği hayal ediyor ve güzel görüp güzel düşünüyordu. Resim bittiğinde odanın duvarına astılar. Akşam babası gelince onun elinden tutarak sürpriz yaptı ve “Bu ne baba?” dedi. Babası saymaya başladı “Bir ev, şu bir ağaç…” tıpkı duvardaki diğer karaladıkları gibi. Önemli olan görünen değildi. görmek istediğindi. Tıpkı kendi hayallerimizdekiler gibi.