"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kitap ve hizmet

Merve İRİYARI
31 Temmuz 2016, Pazar
Bir kitabın insana verdiği en güzel hizmet nedir? Kapağının güzel olması mı? Yoksa enteresanlıklarla örülü olması mı?

Ya da herkesin okuduğu bir kitap olması mı? Kitap suretine girmiş şeytanları bilirim çok satan. Okunduğunda insanı inkâra sevk eden, varı yok saydıran. O zaman bir kitabın hizmeti nedir? Kitap, niye bütün dünyada vazgeçilmezlerden birisidir?

Bugüne kadar pek çok kitap okudum. Ama okumak mıdır önemli olan? Hayır, anlamaktır. Eskiden anlayamıyorum diye okumadığım Risale-i Nur’ları iki yıldır düzenli olarak okuyorum. Aslında okumadığım zamanlara üzüldüğüm tek kitap bunlarmış. Ben edebiyat okur iken sadece kapıyı aralamışım. Ama Risale-i Nur’u okuyunca önüme açılan yoldan yürümeye başladım. İşte bir kitabın hizmeti budur. İnsanı yürütmesi. İnsana göremediğini göstermesi. 

İnsan bu dünyada makam için mevki için okuyorsa; sadece yük taşıyan merkeplere benziyormuş. Şimdi iki okuduğumu karşılaştırdığım zaman; birisinde dünyanın oyunlarına dalan bir Faust (Batı edebiyatında efsanevî kahraman) sürekli var. Her dünyevî kitabın başkahramanı mutlaka kötü bir şey yapar. Ya Suç ve Ceza’daki gibi kapalı bir cinayet işler, ya da Sefiller’deki gibi kimliğini saklamaya çalışır. Ama hep pişmandır. Zamanı geri çevirmeye çalışır. Hatasını gizlemeye çabalar. Çünkü içindeki şeytanın yaptırdığını vicdanı örtemez.

Ben bu kitabı okuduğumda elime ne geçiyor? Sadece pişmalığın girdabı. Ama bunun yanında Risale-i Nur’u okuduğumda bana pişmanlığın girdabında bir el oluyor ve kaldırıp çıkarıyor.  

Bu şekilde okumalarıma devam ettiğimde anladım ki; Allah bizlere her zaman fırsat veriyor. Meselâ önümde iki yol var. Birisinde iyi bir maaş ve kariyer, diğerinde hizmet. İnsanlar bana şaşkın gözler ile baksa da hizmet yolunda gitmek, ileride zamanı çevirmek istemeden şimdiden ben sonu belli olamayan, ama benim için iyi olan yoldan gitmek isterim. 

Dün Asa-yı Musa’yı okurken geldiğim yerde yazanlar gibi: 

“Karşımda müthiş bir yangın var. Alevleri göklere yükseliyor. İçinde evlâdım yanıyor, îmânım tutuşmuş yanıyor. O yangını söndürmeye, îmânımı kurtarmaya koşuyorum. Yolda biri beni kösteklemek istemiş de, ayağım ona çarpmış; ne ehemmiyeti var? O müthiş yangın karşısında bu küçük hâdise bir kıymet ifade eder mi? Dar düşünceler, dar görüşler!..”

Okunma Sayısı: 1455
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı