Paylaşmak; eşyanı, paranı, işini, odanı, evini….
Ne çok paylaşırız. Aynı evde yaşadığımız ailelerimizle evimizi, evimizdeki televizyonla vaktimizi, otobüslerle yolculuğumuzu, kitaplarla hayallerimizi… saymakla bitmez.
Ama şu tarafını hiç düşünmüyoruz. Biz paylaşırken isteyerek mi paylaştık?! Yani sokakta yaşayacak bir halimiz yoktu ki ailemizle evimizi paylaştık. Paylaşılan bu evde huzurun olup olmaması o anda akla gelmedi bile. Sürekli “Ders çalış!” diyen ebeveynlerin arasında robot olan çocuk gerçekten de mutlu mu? Yani evini paylaşırken o bunun rahatını hissedebiliyor mu?
Bir dilenciye su parası vermeye çekinen insanlar mı paylaşıyor? 1 Lira cebinden çıksa servet dağı yıkılacak korkusu taşıyan bu insanlar aynı dünyayı paylaştıkları bu susamış dilenciye sizce değer veriyor mu? Yoksa onu görmezden mi geliyor?
Paylaşmak benim lügatimde kalpte başlar. İlk önce kendini tanıdığın kalbinde paylaşmak istediklerini yansıtırsın. Belki de dilencilere para vermem çok fazladır. Artık yapmamam gerekiyordur, ama ya onlar gerçekten sularını o paramla alıyorlarsa… Ya ben öğrencimle bir sırdaş isem ve ders çalışmak yerine onun içindeki çocuğu yaşatmayı paylaşıyorsam…
Kelimelerimi paylaşıyorum. Çünkü ben küçük yaşımda bir çok paylaşacak şey buldum. Meselâ arkadaşımla su satarak haftalık harçlığımı çıkardım. Ve kazandığım parayı paylaştım. Biz şu anda ikimiz de iyi meslek sahibi olduk. Ama paylaştığımız bu anı hiç aklımızdan çıkmıyor. Önemli olan dostluktu ve bizim dostluğumuz kazandı.
Hastanede kanımı paylaştım ve belki de bir kişiye yardım ettim. Bu da beni çok mutlu etti. Çünkü bir insana yardım ederek belki onunla hayatı paylaşmış oldum.
Sonra ben paylaşırken Allah’ın bize verdiği nimetleri düşündüm. Allah, bu dünyadaki her güzel şeyi bize paylaştırırken ne çok mutlu oluyoruz? O zaman her zaman güzeli paylaşmalı insan. Üstadımın dediği gibi, “güzel gören güzel düşünür” her zaman güzeli paylaşmalı ki güzellikler devam etsin. O zaman paylaşmalı insan. Bir söz olsa da karşısındakine sevdiğini söylemeli. Her dilde, herkesin kalbi kocaman olmalı. O zaman gerçekten de paylaşmış oluruz ve paylaşmanın tadına varırız.