Sabah annesi kahvaltıyı hazırlarken fırından sıcak ekmek alma görevi onundu.
Hazırlandı ve tam ekmeklerin hazır olma saatinde aşağıya indi.
Sıra vardı ve sıraya girdi. Sonra karşı kaldırımdan bakan bir çocuk gördü. Öylece ekmeklere bakıyordu. O çocuk hâlâ ekmeklere bakıyordu. Cebinde üç ekmek parası vardı. Fırıncı her zamanki gibi üç ekmek verirken, “Birisi patateslii poğaça olsun” dedi. Fırından çıktı ve karşı kaldırıma geçti.
Çocuğun yanına geçerek, “Ben Ahmet, bu ekmekle poğaçayı senin için aldım.” çocuk sessizce onun yüzüne bakıyordu. Gülümsedi ve onları alarak oradan uzaklaştı. Uzaklaşırken de poğaçayı yiyordu.
O gün Ahmet daha çok doymuştu. Paylaşmak, başkasının da doyduğunu bilmek galiba sıcak ekmekten bile daha güzeldi.