"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Adalet ve liyakat

Mikail YAPRAK
28 Nisan 2016, Perşembe
Üstad-ı mutlak, muktedâ-yı küll (herkesin, her meselede kendisini örnek aldığı), rehber-i ekmel olan Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm; en ciddî vazifeleri, talip olmayanlara verirdi.

Rivayet olunur ki, Ebû Mûsa el-Eşarî’nin amca oğullarından iki kişinin, onu aracı kılarak Rasûlullah’ın (asm) yanına gelip idarecilik istemelerine karşılık, Hz. Peygamber’in (asm) onlara verdiği cevap şu olmuş:

“Biz işimizde, onu isteyeni tâyin etmeyiz.”

Yine hâdis-i şerif beyanına göre; idareci olmayı isteyen kişi, bu görevi kendi arzusu ve çabasıyla elde ederse, vazifesinde Allah tarafından yalnız bırakılır. Yok eğer idarecilik görevi, istemeksizin kendisine tevdi edilirse Allah bu konuda kendisine yardımcı olur. (Müslim, İmare)

Bu hususta Resulullah Efendimiz (asm) ile Ebû Zerr-i Gıfarî arasında geçen konuşma da, herkesin kulağında küpe olmalıdır.

Ebû Zerr Hazretleri sorar: “Ey Allah’ın Rasûlu! Beni vâli tayin etmeyecek misin?” Efendimiz (asm) buyurur: “Ey Ebû Zerr! Sen zayıfsın. Kendim için ne istersem senin için de onu isterim. Sakın iki kişiye dahi emirlik yapma. Zira idarecilik bir emanettir ve kıyamet gününde perişanlık ve pişmanlıktır.”

Resûlullah’ın (asm), yönetime talip olanları ikaz ederken dikkat çektiği bir diğer nokta da, yönetim konusunda hırs gösterilmemesidir. Hırslı olmanın kıyamet gününde pişmanlık sebebi olduğunu beyan eder.

Emirlik-idarecilik-yöneticilik-başkanlık, başlangıçta mal-mülk, makam-mevki gibi hisleri tatmin etse de, sonrasında görevden ayrılma, ölüm gibi sebeplerle acı verici hallere bürünür. İlk halîfe seçilen Hz. Ebû Bekir, yönetici olarak seçildiğini öğrenince, evine çekilir ve derin bir hüzne gark olur. Hz. Ömer, onu teselli etmek için, Peygamberimizden (asm), “yöneticinin doğru kararının iki sevap, yanlış kararının ise bir sevaba denk olduğunu” hatırlatır.

İslâm siyaset ve idaresi, adalet temeline dayanır. Peygamberliğin en mühim esaslarından biri de, insanlar arasında adaleti temin etmektir. Kur’ân’ın dört unsurundan biri adalettir. Hâkimlere; heva ve heveslerine, sevgi veya nefretlerine göre değil, adaletle hareket etmeleri emredilir. Haksız hüküm verenlerin Cehennemde demirden bir el ile cezalandırılacakları haber verilir. Bu demirler, bir devletin hukuk sistemini oluşturan en parlak prensiplerdir.

Bir başka önemli nokta: 

Hayatlarını iman ve Kur’ân hizmetlerine adayanların nazarında, “teveccüh-ü nas”ın bir değeri olmamakla beraber, ondan şiddetle kaçılır. Şan, şeref ve insanların teveccühü olmaksızın, rıza-i İlâhî yolunda hâlisane hizmet, bin can ile arzu edilir. Makam ve teveccühü ihsas eden haletten şiddetle kaçılır. “İstenilmez, belki verilir, verilse de ondan hoşlanılmaz” cümlesinden addedilir.

Ve son bir husus: Emanetin talip olana değil, ehline verilmesi de Kur’ân’ın emirlerinden biridir. Ehil olanı tayin edecek olan ise, haklı şûra manasının hakkını veren meşveretlerdir.

Okunma Sayısı: 2295
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Faruk Beyazıt

    28.4.2016 14:51:52

    Vazife taksimi yapılması düşünülen toplantılarda,toplantıdan önce okunması ve ders alınması gereken bir makale.Sevgi ve saygı istenilmez verilir sırrınca,vazifelerde istenilmez verilir.Allah razı olsun.Güzel bir yazı.selamlar.

  • Ömer faruk ÖZAYDIN

    28.4.2016 02:08:13

    Ahir zamanın hallerinden olsa gerektir "emanet ,emin olmayanlara geçer "Emanet ve emin.Demek, eman ve emin kelime köklerinden türeyen emanet ,emniyetli görünmediğinden her yed, yed-i emin olamıyor ki korkusuz olamıyoruz. "Dicle de bir koyun kaybolsa" endişesi taşımadıkça her aday endişe verici olabilir.Hele mesleğimiz de hubbu cah tehlikesi ve ücrette geri hizmette en ileri olmak düsturları ortadayken. .

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı