"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Galibiyet her zaman kazanmak mânasına gelmez

Mikail YAPRAK
20 Aralık 2018, Perşembe
Evet, mağlûbiyet de her zaman kaybetmek mânasına gelmez.

Tarih boyunca, hakkı hak bilip hakka ittiba edenler, bâtılı bâtıl bilip bâtıldan içtinab edenler, çoğu zaman mahrûmiyetler ve yokluklar içinde kıvranarak, baskılara ve tehditlere maruz kalsalar da; ihlâslı, istikametli ve haklı duruşlarından asla taviz vermemişlerdir. 

Şairin, “galibtir bu yolda mağlûp” şeklindeki nükteli hükmünü yaşayarak göstermişlerdir.

Bu zamanda, hizmetin temel taşlarından biri, belki de en önemlisi; ferdin kendi vazifesini yaptıktan sonra, neticesi ne olursa olsun üzerinde durmaması, yani vazifesini yapıp, İlâhî vazifeye karışmamasıdır.

**

Tarihin şeref levhaları, böylesi vazife şuuruna sahip olanların örnekleriyle doludur.

İtalyan hâkim, Ömer Muhtar’a idam kararını vermeden önce sorar:

İtalyan Devletine karşı savaştınız mı? 

Ömer Muhtar: Evet.

İnsanları İtalyan Devletine karşı savaşmaya teşvik ettiniz mi?

Ömer Muhtar: Evet.

İtalya’ya karşı kaç yıl savaştınız? 

Ömer Muhtar: Yaklaşık 20 yıl.

Yaptıklarından dolayı pişman mısınız? 

Ömer Muhtar: Hayır.

İdam edileceğinizi biliyor musunuz? 

Ömer Muhtar: Evet.

Hâkim şaşırdı: Sizin gibi birisi için böyle bir son, çok üzücü.

Bunu duyan Ömer Muhtar şöyle dedi: 

Tam tersi! Bu, hayatımın sonu için en güzel yol. 

Hâkim daha sonra, Mücahidlere cihadı durdurmalarını emreden bir emirname yazması halinde onu beraat ettirmek ve ülke dışına sürgüne göndermek istedi.

Bunun üzerine Ömer Muhtar şunları söyledi: 

“Her namazda Allah’dan başka ilâh olmadığına, Muhammed’in de (asm) O’nun resûlü olduğuna şehadet eden parmaklarım, asla yanlış bir şey yazamaz! 

Bizler teslim olamayız. Ya kazanırız ya da ölürüz! 

Biz ölsek de kazanırız ve siz kaybedersiniz. Fakat acı olan, siz bunu ancak öldüğünüzde anlarsınız ve bunun size bir faydası olmaz!”

**

Yeni Asya’nın, yayın hayatı boyunca, böyle ihlâslı bir duruşu sergilediğine milyonlarca şahidi vardır. Hadiseler ve gelişmeler de hep buna şahitlik etmiştir.

12 Eylül’ün en baskın dönemlerinde kaç defa kapatılmasına rağmen, başka isimler altında cesur ve hürriyetperver yayınına devam etmiştir. 

Bediüzzaman’ın; iman, hayat ve diyanet sahasındaki Kur’ânî beyan ve ölçülerini hayata geçirme ve geniş kitlelere aynıyla, orijinalitesini koruyarak intikal ettirme yolundaki neşriyatını sürdürmüş ve aynı kararlılıkla sürdürmeye devam etmektedir. 

Üstâd’ın siyaset âlemindeki beyanlarının; konjonktürel gelişmelerin ve farklı siyasî argümantasyonların aleti olmasına da müsaade etmemiş ve hiçbir zaman müsaade etmeyecektir.

Hem de neye ve kimlere rağmen? 

Evet, maalesef; Üstâd’ın, şaşmaz ölçüler ve şablonlar içindeki siyasî ve içtimaî beyanlarınının getirilip, kerameti kendinden menkul yeni yetme siyasî yapılanmalara yamanarak, o köksüz ve akıbetsiz yapılanmaların payandası, âleti yapılmasından içtinab edilemiyor. 

Ama şükür ki, Yeni Asya vardır. Cenâb-ı Hak ebeden razı olsun ki, Zübeyr Ağabey, o hakikatbîn nazarıyla bu günleri görmüş, Üstâd’ın yaşayan hizmetkârlarını da yanına alarak meşveret sistemini kurmuş, Külliyat’tan Beyanat ve Tenvirler’i ve Hizmet Rehberi’ni hazırlamış ve matbuat âleminde böyle bir gazetenin lüzumunu idrak etmiştir. Yoksa halimiz ne olurdu acaba?

Okunma Sayısı: 1760
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı