"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Nur’un kalesine yapılan hücumlar

Mikail YAPRAK
26 Kasım 2015, Perşembe 23:00
Bu imtihan dünyasında yaşadıkça daha neler görecekmişiz meğer!

Her şey bir tarafa; sadece Risale-i Nur’a ve talebelerine yönelik akıl almaz gelişmeler, entrikalar, planlar, senaryolar, tutmayan hesaplar ve umumun vicdanında ma’kes bulmayan siyasî söylemler o kadar üst üste geldi ki, üstesinden gelmek için Allah’ın (cc) sonsuz kudretine sığınmaktan başka çare kalmadı.

Bu ahirzamanda iman ve Kur’ân dâvâsına öncülük eden Risale-i Nurların ve bu dâvânın ruhunu incitmeden, esaslarını tahrif etmeden sürdürme azminde olan misyonun başına gelenler, artık tahammül sınırında seyrediyor! 

Ve bu tahammül de ancak ve ancak, “ihlâs, sadâkat ve tesanüd” sıfatlarına tam sahip olunmakla ve Allah’ın (cc) hususî inayetiyle izah edilebilir. Zira bu büyük dâvanın takipçilerine karşı içerden, dışardan, aşağıdan, yukardan (yalan ve iftira dahil) bütün malzemeler kullanılarak hücûma geçilmiştir. “Bütün kuvvetinizi ihlâsta ve hakta bilmelisiniz” emrinin sırrı ve mânası, meğer bütün bunlar yaşandıktan sonra idrak edilebilirmiş! Ne gariptir ki; siyasî ve stratejik güç kapsamındaki antidemokratik, haksız ve hukuksuz hoyratça kazanımlar hengâmesinde ve menfaat kucaklaşmalarında, güya din ve manevîyat adına ve hatta Risale-i Nurlar hesabına -ki Bediüzzaman’ın asla tenezzül etmeyeceği- bazı kazanımlar elde edileceğine inanıldığı ve bu zan sebebiyle bütün bütün aldanıldığı bir zaman diliminde olanlar oldu. Nur’un muhkem kalesine yapılan hücumların dozajı giderek arttırıldı. Son sinsi bir teşebbüs de, bu kalenin içindekileri biribirleriyle uğraştırma çabası gibi seziliyor. Aman dikkat!..

Değerli Özdabak bu kaleyi ve ona yapılan hücumları usta kalemiyle bütün âleme mükemmel göstermiştir!.

Ey siyasî güce beyhude ümit bağlayanlar! Hani ya, “müştebih ağaçları gösteren semereleri”ydi... Hani ya, vesilenin neticesine bakılacaktı. Hani nerede umduğunuz o netice? Hiç, gizli ajandasında “Nurcuları bitirme” projesini taşıyan resmî ideolojinin payandası halinde iş gören siyasî bir iradeden, Nur’un lehine bir netice beklenir miydi? 

İşte size açık bir soru: Siz bu siyasî iradeye neleri feda ettiniz ve bu fedakârlık karşılığında neleri aldınız ve daha neler alacaksınız? Mal, mülk, bina, pansiyon, mevki, makam, mebusluk vesaire, o büyük Üstâd’ın elinin tersiyle ittiği şeylerdi. Nur dâvâsı hesabına neleri feda ettiğinizi -ki buna hakkınız yoktu- ve neleri elde ettiğinizi ve edeceğinizi söyleyebilir misiniz?

Ey Nur’a gark olmuş ve bir ‘nazar-ı hafî-i gaybî’ ile halimize nazar eden aziz Üstâd! 

Sen ki, ruhunun ve kalbinin derece-i hayatına tabi olmuş bir bedenle bu dünyada yaşadın. Sen ki, “âlem-i İslâm’a indirilen darbeleri en evvel kalbimde hissediyorum” dedin. Sen ki, sıradağlar gibi imanınla tahammülü imkânsız zulümlere ve darbelere dayandın. Zındıka komitelerinin planlarını, basiret ve ferasetinle altüst ettin. Sen ki, onların akıl almaz sinsi planlarından sakınmaları için talebelerini daima ikaz ettin, onlara her zaman ışık tutacak ölçüler koydun, Hücumat-ı Sitte’yi yazdın. Şimdi her tarafta Nur’un bayramı yaşanırken, nuranî inkişaflar gözleri kamaştırırken; kalbinin mesruriyetini, ruhunun memnuniyetini biz de hissediyor ve beşaşet saçan simanı görür gibi oluyoruz. Ama bir taraftan da, gizli komitelerin taktik değiştirip, ehl-i dinin arasını bulandırmalarına, Nur Talebelerinin muhabbet ve uhuvvetlerini zedeleme oyunlarına ve bazı talebelerinin buna âlet edilmelerine de ne kadar muzdarip olduğunu tahmin ediyoruz.

Ey Risale-i Nur Talebeleri! 

Üstad hayattayken de, nazarları hep Nurlara çevirmedi mi? Nurlar, Kur’ân’a şeffaf bir ayna olmadı mı? Ona bakan, Kur’ân’ın güzelliklerine ve meziyetlerine intikal etmedi mi? Sahabe-i Kiramın, Peygamberimizden (asm) ders aldığı ve nurlandığı tarzda, bu Nur’un hakikî muhatap ve talebeleri de, perdesiz, aracısız direkt hak ve hakikata kavuşmadı mı? Nur’un açtığı bir gözle, bu zamandan Asr-ı Saadet’e ve Asr-ı Saadet’ten bu zamana bakılabilir hale gelinmedi mi? Risale-i Nur’un hocası yine Risale-i Nur olmadı mı?

Sonra bir baktık ki, Risale-i Nurları güya anlamak adına “anlaşılmaz” bir teşebbüs! Gençlerimiz, Risale-i Nurları gürül gürül orijinalinden okurlarken, kendi hayat felsefelerini Nur’un hakikatlarıyla dokurlarken, ileri sürülen gereksiz “sadeleştirme” furyası!.. Ve ardından -sanki derin devlet danışıklı döğüşüyor- güya Nurları “korumak” namına, basımını durdurma teşebbüsü!..

Bütün bu yapılanlar da Risale-i Nurları güya ‘anlamak ve korumak’ adına girişilen ‘anlaşılmaz’ ve ‘arkaplanlı’ teşebbüsler olarak tarihe geçecek!..

Okunma Sayısı: 3825
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • talebe

    26.11.2015 23:41:22

    Bende Mikail bey i tebrik ederim. Ayrıca garip Doğu nun yorumlar i gercekten cok isabetli, onunda kalemi ifade yeteneği cok güçlü.

  • HÜSEYİN İLHAN

    26.11.2015 19:12:45

    TEODOR HERTZ e saygı duruşunda bulunan,YAHUDİ CESARET ÖDÜLÜ alandan ne FİLİSTİN NEDE İSLAM adına hayırlı iş beklenmez.

  • Hasan

    26.11.2015 16:31:38

    MGK kararini uygulama namina Nurcularla mücadele edilecegi kararlastirilmis "paralel yapi" bahanesiyle Gülen Cemaati cökertildikten sonra Yeni Asya'nin da cökertilecegi duyumlari aliyorduk. Kemalizm cenahindan her türlü saldiri bekleniyordu!

  • MuhTemel

    26.11.2015 15:53:33

    Dinsizin hakkindan imansiz gelir demisler. Kemalizmin hakkindan komünizm gelsin. Rus füzeleri Aksarayin bacasindan girerse kimse sasmasin.

  • Abdurrahman KOÇAK

    26.11.2015 14:06:00

    Çok önemli tespitler Allah Sizden ebediyyen razı olsun.."“Bütün kuvvetinizi ihlâsta ve hakta bilmelisiniz" düsturuna sımsıkı sarılarak bu hengameyide Allahın İnayeti ile atlatacağız...İnşaallah....Üstadımıza neler teklif edilmiş S

  • mustafa necati

    26.11.2015 14:05:56

    Cemiyetin basiret gözü böyle körleşirse, îman kalesi tehlikededir. İşte benim ızdırabım, yegâne ızdırabım budur.Hz.Bediüzzaman'ın yegâne bu ızdırabını ifade eden makaleniz ile...Kaleminize ve yüreğinize sağlik diliyorum.Allah,sizin gibi basireti açık ağabeylerimizdan razı olsun.Harika bir yazı.Selamlar

  • Garib Doğu

    26.11.2015 11:24:43

    ''Risale-i Nur'a ve talebelerine yönelik akıl almaz gelişmeler,entrikalar,planlar,senaryolar,tutmayan hesaplar,ve umumun vicdanında ma'kes bulmayan siyasi söylemler,o kadar üst üste geldi ki,üstesinden gelmek için Allahın (cc) sonsuz kudretine sığınmaktan başka çare kalmadı.''diyorsunuz.Yani sebeplerin büyük oranda sustuğu nokta.Bir cihette sözün bittiği yer.Hz. Yunus'un (A.S.) durumuna benzer bir hal. Çare ;ihlas,sadakat tesanüd ve sınırsız sebat ve metanettir.İşin en acip,en garip,en ilginç yanı;Risale-i Nur'a ve talebelerine kurulan bu tuzak ve emsalsiz zulümleri fark etmeyen ve hislerine göre yorumlayıp alkışlayan nurcuların durumudur.Yani Can damarını koparan hasmını dost zannetmeleridir. Ve minel gara-ip.Aslında Üstad,İhlas,uhuvvet ve hucümat-ı Sitte Risalelerinde ehli dünya hafiyelerinin bütün hücüm yollarını kesmiş,akim bırakmıştır.Riayet edilse sorun çıkmaz. Mikail kardeşim, bu siyasi ve sosyal yarayı usta kaleminle mükemmel işlemişsin.Tebrik ediyorum.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı