"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yeni Asya ile ne zamana kadar?

Mikail YAPRAK
02 Nisan 2015, Perşembe
Büyük bir dâvânın sesini dünyaya duyurma azminde olan ve basın dünyasına Türkiye’den doğan bir Yeni Asya vardır. Her gün ambleminin alt yazısı olarak “Asya’nın bahtının miftahı meşveret ve şûrâdır” hakikatını âleme ilân ediyor.

Fırtınalı ve dağdağalı bir zamanda Şarkî Anadolu’nun ufkunda şimşekler gibi çakan ve bihakkın ”Bediüzzaman” ünvanını alan Said Nursî de her sabah bu gazetede okurlarıyla buluşuyor.

O Bediüzzaman ki, her karesi harikalarla dolu bir hayat yaşamış. Sayısız defalar ölümle yüz yüze, burun buruna gelmiş, ama yaşatan Allah onu yaşatmış. Ömrüne ömür, hayatına hayat katmış. Kur’ân’ı eline alarak, Resulullah’ın (asm) sünnetine sarılarak, imanlı göğsünü dehşetli hücumlara siper etmiş. Allah’ı tanımanın, Resulullah’ı (asm) bilmenin ve o yolun sevdalısı olmanın nelere kadir olduğunu hayatıyla ispat etmiş. “Hakikî imanı elde eden adam kâinata meydan okuyabilir” sözünü sözde bırakmamış, bizzat meydan okuyarak göstermiş. 

Ne var ki, bir zamanlar onunla uğraşanların, onun vücudunu ortadan kaldırmaya çalışıp da kaldıramayanların nesilleri de tükenmedi, karanlık odaklar halinde iş başındadırlar. Hilelerle, taktiklerle uğraşmaya devam ediyorlar. Ama mühim bir sırra akıl erdiremeyerek, cahilliklerini de ortaya koymuş oluyor.

O mühim sır şudur:

Hayattayken, çok denedikleri halde, vücudunu ortadan kaldıramayanlar, serapa iman ve Kur’ân hakikatleri olan ve dünya dillerine çevrilen eserlerine asla zarar veremeyeceklerdir. 

Onun naaşını bir gece gizlice mezarından çıkarıp meçhule götürenler ise, bilmeyerek onun bir beyanını tasdik ettirmiş oldular. Zira onun beyanı da, mezarının bilinmeyeceği yönündeydi.

Hâlâ onun; Nur, iman, hayat bahşeden eserleriyle yeni simalar, yeni canlar kazanılırken; imana ve hayata karşı direnenlere de aynı eserler meydan okumaya devam ediyor. Bin bir türlü hali olan dünyada değişen olayları, değişmeyen hakikatlerin süzgecinden geçiriyor.

Tam bu noktada Yeni Asya’nın üstlendiği misyonun bilhassa bir yönüne dikkat çekmenin artık yadırganacak bir tarafı kalmamıştır. Zira şimdi arz edeceğim bir husus; dosta da, düşmana da zahir olmuştur. 

O husus da şudur:

Kur’ân’ın hakikî bir tefsiri olan ve müellifin kendi lisanında “Kur’ân’ın malı” olarak vasıflandırılan Risalelerin; ilim ve iman vadisinde yaptığı fütuhata, irşada ve hizmete dünya-âlem şahittir. Milyonların dünya ve ahiret saadetini temin ettiğine de milyonlar şahitler vardır. Bu vadide hizmet verenlerin, türlü zorluklara katlananların mükâfatı da Allah katında bâkidir. Bunun azına çoğuna bakılmaz. Hangi cemaatin, hangi grubun ve hangi ekolün ne kadar çok gayret gösterdiği de tartışmalı bir konu olmamıştır ve olmaz da. Zira mükâfat Allah katındadır. Hatta ilim dünyasında, insaniyet âleminde hiçbir grup ve cemaat ile bağ kurmadan da bu eserlerden istifade edenlerin, aydınlananların haddi hesabı yoktur. Bu hakikatlerin, artık himmet ve himayeye yahut devlet korumasına ihtiyaçları olmadığı gibi, herkes onlara muhtaçtır. Ve arayanlar, o hakikatleri kolaylıkla buluyorlar. İşte nur ve iman düşmanlarını asıl korkutan da bu oluyor.

Engel olma çabalarını ve planlı hücumlarını o nispette arttırıyorlar. İnadına kulaklarını tıkayanlar, inadına yalan ve düzmece kurgularla dil uzatanlar, inadına manevî gözlerini kapayarak maddî gözlerini Nur’un manevî ve cemaatî güç ve sermayesine  (hatta bandrol planıyla maddî hasılatına da) dikenler, vesaire...

İşte böylesi hücum ve planlara karşı göğüs germek de, başlı başına mühim bir vazifedir ki, Yeni Asya bu hususta çok bedel ödemiştir ve ödemeye devam ediyor. Bu uğurda bedel ödemek de şereftir.

Yeni Asya; Bediüzzaman’ın “maddî ve manevî füyuzat hislerinden feragat” mesleğini, Risale-i Nur’u dünyevî ve uhrevî hiçbir menfaate ve dünya siyasetlerine âlet etmeme ciddiyet ve gayretini, o hayattaymış gibi, onun adına gösterme azmini sürdürüyor ve sürdürecektir.

Ne zamana kadar?

Cevabı çok açık. Bediüzzaman, ömrünün son dakikasına kadar sürdürmüştü. Yeni Asya da dünya döndükçe ve ömrü boyunca sürdürecektir!..

Okunma Sayısı: 2292
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ercan

    6.4.2015 15:42:12

    Allah sizlerden razi olsun

  • faruk beyazıt

    3.4.2015 23:32:32

    "Hakkın hatırı âlîdir; hiçbir hatıra feda edilmez."Yeni Asya Tarafgirlikle hareket etmeyen yalnızca hakkın tarafında olduğunu 1970 tarihinden bu güne dek istikrarlı çizgisiyle bunu ortaya koymuştur.Bu yolda emeği geçen yazarı ve okuyucusuna binlerce kez teşekkür ediyorum.selamlar ,saygılar.Allah hizmetinizi makbul ve daim etsin...

  • Sezai Mumcu

    2.4.2015 21:07:18

    Yeni Asya haktan ayrilmadikca zaman mefhumu bitip ebediyet sürecinde de Cennete inkilap etmis dünyevî güzellikler cümlesinden varligini sürdürüp bazi Cenetliklerin sohbetinide yadedilecektir insaallah.

  • Sezai Mumcu

    2.4.2015 21:02:21

    Leziz ve temiz suyla iyice demlenmis caydan bir yudum alan caykesin halini kirmizi kitaplarin müptelalari kizmizi caycilar bilir. Zikir, fikir sükürle migdeye yol alir her yudum... Yazarimizin lezzetli yazisi bana bunu tedai ettirdi karsimizda kelime kelime satirlardan lezzetle bahsederken... Rezillerin rezili Islam Süfyani ve Kahramanlar kahramani Hz. Mehdi (RA) baska birisi tarafindan öldürülmekten Allah'in sirrini tam bilemedigimiz hikmetlerinden dolayi korunmuslardir. Hz. Muhammed ASM ve Hz. Isa AS da baskalari tarafindan öldürülmekten Allah tarafindan korunmuslardir. Hem Kur'an ve hem de Kur'an'in bir mucizesi olan Risale-i Nur Külliyati'da tahrifattan korunmustur. Kim ki Kur'an namina ve Allah askina Risale-i Nurlara SIMSIKI BAGLANIR (temessük eder) o da maglub olmaz. Yeni Asya bu ahirdeki herdaim hakla galib olan siniftandir.

  • M.YILMAZ

    2.4.2015 15:42:31

    Rabbim hak ve hakikati dava eden bu az fakat manen bir ordu hükmünde olan Yeni Asya neferlerini ömrünün sonuna kadar muvaffak eylesin muzaffer eylesin müferreh eylesin... Amin

  • Hür-demokrat

    2.4.2015 15:19:17

    "Yeni Asya; Bediüzzaman’ın “maddî ve manevî füyuzat hislerinden feragat” mesleğini, Risale-i Nur’u dünyevî ve uhrevî hiçbir menfaate ve dünya siyasetlerine âlet etmeme ciddiyet ve gayretini, o hayattaymış gibi, onun adına gösterme azmini sürdürüyor ve sürdürecektir." Cümlesinde geçen "dünya siyasetlerine olmamak" hükmüyle; demokrat, ahrar ve hürriyetperver olarak, siyaset sahnesinde de bu özellikleriyle bulunan bir partiye destek vermek arasında bir tenakuz yok. Çünkü bu mânada bir destek, siyaseti dine alet ve hizmetkâr etme gayretidir. İnşaallah.

  • abdullah negünekaldım

    2.4.2015 12:55:43

    iyi ki varsın yeni asya bahtın yolun açık olsun, camiana selam olsun.

  • Hüseyin İLHAN

    2.4.2015 09:03:22

    YENİ ASYA ya çamur atma bahtsızlığına girenlere gülüyorum.Yok şunu yazmış yok bunu söylemek istemiş.Okuduğunu idrakten uzak titr sahipleri acaba kimin başını kopartma gayretindeler.YALANDA,KARALMADA,DÜZELTME VE TEKZİP te rekoru elinde bulunduranların şahit gösterildiği yerde ancak gösterende o sıfatlara haizdir.YENİ ASYA dimdik,dostdoğru ve HAKKIN HATIRI ALİDİR,HİÇBİR HATIRA FEDA EDİLMEZ,diyen aziz üstadın ve kıyamete kadar devam edecek İMAN DAVASININ HAKİKİ,SESİ VE NAŞİRİDİR.

  • Garib Doğu

    2.4.2015 08:14:31

    Hay ağzına sağlık sevgili Mikail.Evet Yeni Asya bu azim ve karardadır.Dünya durduk ve döndükçe Hak'kı savunmaya devam edecektir.Gerçek manada Risale-i Nur'u savunma şerefi de Yine Yeni Asya nasip olmuştur.Bu şeref madalyasiyle Allahın huzuruna çıkacaktır inşaallah...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı