"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“YENİ” ASYA

Mikail YAPRAK
19 Temmuz 2018, Perşembe 00:15
Başlıkta gördüğünüz, gazetemizin isminden başka bir şey değildir.

Ancak burada “yeni”yi tırnak içine almamız vurgu içindir. Hani 9 Temmuz’da devlet-hükümet sistemiyle beraber Türkiye’nin de bir yenilenme sürecine girdiği birinci ağızdan ilân edildi ya...

Bizim de dikkatimiz “yeni”ye odaklanmış oldu. Değişim, yenilik, yenilenme ve yeni ifadeleri kulağa hoş gelen şeyler de... Lâkin aslolan kelimenin özü ve esasıdır, ismin müsemmasıdır.  Bediüzzaman’ın, “Tebeddül-ü esma ile hakaik tebeddül etmez” sözü bu gerçeğin çok veciz bir ifadesidir. Yani fakir olan birisine “gani” demekle onu zengin yapamazsınız. 

Her neyse... Nasıl olsa bize, bekleyip görmekten başka bir şans tanınmamıştır. En zirvede ifade edilen “yenilik” iddiasının, asıl bundan sonra ne anlama geldiğini ve geleceğini bekleyip göreceğiz. Beklerken hür düşüncelerimizi ifade etmekten de geri duracak değiliz. Hem bu yeni sistemin kurucularının ve savunucularının bir diğer iddiaları da; bu sistem içinde ve bu sisteme rağmen demokrasinin daha da gelişeceğidir. Öyleyse söz, düşünce ve vicdan hürriyeti de o nisbette varlığını koruyarak devam edecek midir? Onu da zaman gösterecektir.

Şimdi söz “yeni”den açılmışken biz kendi “yeni”mizle meşgul olalım. Basın âleminde yeni bir vizyon ve misyonla doğan Yeni Asya’mıza bakalım, satırlarıyla haşir neşir olalım ki; her güne âyet ve hadis mealleriyle ve ahirzaman müfessirinin orijinal ve “çağdaş” yorumlarıyla doğuyor, gelişen hadiselerde yön gösterici oluyor.

Bir gazete ki, ahirzaman müceddidinin efkârına tercüman olsun. Müceddid zaten yenileyen demektir. 

Dini, bid’at ve hurafelerden temizler, dini kuvvetlendirir. Hele ki bu müceddid, siyasî ve içtimaî çalkantıların tavan yaptığı bir dönemde gelmişse, elbette ki siyaset âleminde de Kur’ân ve sünnete muvafık olanı gösterecektir ve göstermiştir. Meşrûtiyet döneminde aktif ve tesirli çalışmalar yaparak, farklı kesimlere hitap ederek, bu alanda da vazifeli olduğunu ispat etmiştir. Doğuda dağ komşularına bile meşrûtiyeti ve hürriyeti en etkili ve anlaşılır bir dille izah etmiştir. İtiraz eden ulemaya, meşrûtiyetin meşrûîyetini dört mezhebe göre ispat edeceğini ilan etmiştir.

Bir gazete ki; hakkın ve haklının yanında, haksızlığın karşısında olsun. Elbette bu vazifeyi her vesileyle ifa edecektir. Artık demokrasiden geriye giderek, eskiye özenerek yenilenmenin olamayacağını her vesileyle haykıracaktır. Nitekim öyle de oldu. Hem de “Yeni Türkiye”ye adım atışın arefesinde “Atamalar bile tekelleşti” manşet haberiyle buna dikkat çekti. Devlette yenilenmenin bilhassa hangi mecralarda zirve yaptığını gözler önüne serdi. Hem de “manşet meşvereti”ne gençleri de dahil ederek, manşeti belirlemek suretiyle yepyeni  bir mesaj sunmuş oldu.

Son olarak ifade edelim ki, asrın ve asırların müceddidinde ve onun fikirlerinin naşiri olan gazetede asıl “yeni”lik ve orijinallik budur ki, savunduğu hakikatler değişim rüzgârlarına boyun eğmiyor, değişmiyor. İşte en bariz misal olarak, bu gazetenin ilk sayısında (21.02.1970) başyazı olarak yer alan makaleden kısa bazı pasajlar aktaralım. Sanki bugün yazılmış gibi..

“Cumhuriyetin beşiği Asr-ı Saadet, demokrasinin beşiği de Asya’dır. İslâm demokrasisinin en muhteşem, en heybetli, en âdil, en faziletli idaresine Asya sahne olmuş, Asya’nın evlâdı olan Türk milleti de bu kıt’a üzerinde İslâm olmuş, bu kıt’a üzerinde İslâmın bayraktarlığını yapmıştır.”

“Asya, hak, adâlet ve fazilet mektebidir. İnsanlığın terbiyegâhı olmuştur. İnsanlığın kıblesi de Asya üzerindedir. Asya bugün geri kalmışsa, fazilet ve adâlet yerine, zulüm ve şerre sahne olmuşsa, bu sînesinde barındırdığı cevherin işletilememesi yüzünden olmuştur.”

“Asya insanı Avrupalıların esareti altına girmişse, bu, İslâmın emrettiği şûrâyı, meşvereti, istişareyi terk etmesinden olmuştur.

Evet, “Asya’nın bahtının miftahı meşveret ve şûrâdır.” Onun bahtını, talihini açacak, onu geliştirip inkişaf ettirecek istibdat değil, diktatörlük değil, tahakküm değil; şûrâdır, meşverettir, cumhuriyettir... Yeni Asya, işte bu mâdeni işletmek, bu cevheri yeniden ortaya çıkarmak için gazetemize  isim olmuştur.” Nokta!

Okunma Sayısı: 3717
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Osman Yıldırım

    19.7.2018 08:54:51

    Allah ebeden razı olsun. Bir görev ve vazife ancak bu kadar vecuz ifade edilir. Ancak Yeni Asyanın talip olduğu bu görev çok zor ve çetin bir g[rev olduğunu hepimiz bilmek durumundayız.Selam ve muhabbetler Allaha emanet olun.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı