"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Molla Hamid Ekinci’nin buruk yolculuğu

Misbah ERATİLLA
17 Şubat 2019, Pazar 04:00
Molla Hamid, 1923-1926 yılları arasında Bediüzzaman Hazretleri Van’dayken hizmetinde bulunur.

Ayrılmalarının üstünden on yıl geçmesine rağmen ondan hiç ayrılmamış gibi hisseder. Bir gün Molla Hamit, Bediüzzaman Hazretleri’nin yüz yirmi talebesiyle birlikte Eskişehir Hapishanesi’ne konduğunu ve idam edileceği haberini alır. 

Molla Hamit bu haberden sonra büyük bir üzüntü içinde yemeden içmeden kesilir. Hocası, Seyda’sı, dostu ve en yakın can arkadaşı Bediüzzaman Hazretleri’nin idam edileceği haberi, Molla Hamid’in hayatını zindana çevirir. Yüreği ateşe düşmüş gibi hasret ile yanar, kavrulur. İçindeki yangını söndürmek için kendi kendine: “Neye mal olursa olsun Bediüzzaman Hazretleri’ni dünya gözüyle görmem lâzım” diye kendi kendine bir karar alır. Kısa bir süre sonra arkadaşı Hafız Halid’i de yanına alarak Eskişehir’e doğru yola çıkar. 1936 yılının ağır ulaşım şartları içinde bin bir zahmetle Eskişehir’e varır. Sıkı güvenlik ve korkunun hâkim olduğu o günlerde Bediüzzaman’ı kime sorduysa bir vebalıymış gibi herkes ondan kaçar. 

Bir şey öğrenebilmek ümidiyle arkadaşı Hafız Halid’in teklifine uyup hafızlık cemiyetine gider ve her yıl düzenlenen merasime katılırlar. Molla Hamid’in arkadaşı Hafız Halid Mısır’da eğitim gördüğünden güzel sesiyle merasimde bir aşir okuyunca dâvetliler okumasına hayran kalır. Böylece aralarında samimî bir hava oluşur. Bunu fırsat bile Molla Hamid imama yaklaşır, ona Van’dan geldiklerini Bediüzzaman Hazretleri’yle nasıl görüşebileceklerini sorar. İmam korkuya kapılır ve oradan uzaklaşır. Merasimden sonra hafız olan bir çocuğun babası merasimde olanları evine yemek ziyafetine dâvet eder. Molla Hamid ve arkadaşı Hafız Halid bir şeyler öğreniriz ümidiyle dâvete icabet ederler. 

Yemekten sonra Molla Hamid ev sahibi ile yalnız kaldığı bir anda ona Bediüzzaman Hazretleri’nin Van’da iken hizmetinde bulunduğu, üzerinde çok hakkı olduğundan dünya gözüyle onu görmek istediğini söyler. Ev sahibi sessiz bir şekilde ona: “Buradaydı, ama birkaç gün önce götürüldüğünü duydum.” der. Molla Hamit heyecanla ona Bediüzzaman’ı nereye götürdüklerini sorduğunda bilmediğini söyler. Ev sahibi: “Bir dakika şeker fabrikasında makine ustası Hüseyin size yardımcı olabilir. Hüseyin usta hapiste onunla kalmıştı.” der. 

Molla Hamid, Hüseyin Usta’nın adresini alır ve evine gelir. Büyük bir ümitle kapıyı çalar. Uzun boylu, iriyarı gençten biri kapıyı açar. Molla Hamit ona: “Biz Van’dan Bediüzzaman Hazretleri’ni ziyarete geldik. Sizin hapishanede Bediüzzaman Hazretleri’yle kaldığınızı söylediler. Onu nereye götürdüklerini öğrenmek istiyoruz?” der. İri yarı genç adam, Molla Hamid ve Hafız Halid’e bakarken gözlerinden yaşlar akmaya başlar. 

Onlara: “Şeker fabrikasında makine ustasıydım. Çok para alıyor, ama aybaşını zor getiriyordum. Kazandığım parayı rakıya, kötü şeylere harcıyordum. Bir gün sarhoşken bir olaya karıştım ve hapse girdim. Bediüzzaman Hazretleri’yle bir ay beraber kaldım. İlk iki gün onu izledim sürekli ibadet ediyor. Kısa aralardan sonra yine ibadetine devam ediyor. Üçüncü gün bana seslenerek “Hüseyin kardeş abdestini al gel namaz kılalım.” dedi. Namazdan sonra bana bu günden itibaren sen benim misafirimsin masrafın bana ait” dedi. Hüseyin Usta “her ne kadar itiraz ettimse de “Yok olmaz” dedi. Bediüzzaman Hazretleri’nin kimseden beş kuruş dahi almadığını işitmiştim. İşte o gün bu gündür namazımı kılıyorum. Sabah işime akşam evime geliyorum. Onu Kastamonu’ya götürdüklerini duydum başka bir şeyde bilmiyorum” dedi. 

Molla Hamid ve Hafız Halid büyük bir hazinenin kapısına koşar gibi tren istasyonuna koşar. Trenle Çankırı’ya gece varırlar. Geceyi bir otelde geçirir, ertesi gün Kastamonu’ya gitmek için bir pikap kiralarlar. Kastamonu’ya geldiklerinde şoför onlara nereye gideceklerini sorar. Onlar, Bediüzzaman Hazretleri’ni görmeye geldiklerini söyler. Şoför: ”Siz onu göremezsiniz, çünkü evi karakolun yanındadır. Ben haber vereyim talebeleri gelip sizi alsın.” der. Bir süre bekledikten sonra fötr şapkalı, siyah gözlüklü, pardösülü, bıyıksız iki kişi şoförle beraber onlara doğru gelir. Molla Hamit onları gördüğünde kendi kendine bunlar Üstad’ın talebelerine benzemiyor, ama hayırlısı der. Fötr şapkalı adam onlara: “Siz mi Üstad’la görüşeceksiniz?” diye sorar. Onlarda “evet” der. Fötr şapkalı adamlar: “Haydi öyleyse gidelim.” der. Biri Molla Hamid’in, diğeri de Hafız Halid’in koluna girerek birkaç adım atar atmaz onları rastgele yumruklamaya başlarlar. Karakola vardıklarında ikisi de kan revan içinde kalmıştır. 

Karakolda komiser onlara: “Bediüzzaman’ın casusu olduğunuzu itiraf edin! Biz de sizi bırakalım. Yoksa sizi öldürene kadar döveceğiz!” der. Molla Hamid, İstanbul’a gittiklerini bir iş bulma ümidiyle buraya geldiklerini söyler. 

Komiser onlara: “İş ha şimdi işi görürsünüz.” dedikten sonra onları bodruma indirip falakaya yatırır ve bayılıncaya kadar döverler. Sorgu sırasında ise başlarını masaya vura vura ifadeleri alınır. Onlara: “doğru söyleyin” diyerek kuşluk vaktinden ikindiye kadar sopayla dayak atılır. Böylece kan revan içinde ifadeler imzalatılır. Kastamonu karakolunda üç gün tutulurlar. Ayakları şiş ve yaralar içinde bir kamyonun üzerine bindirip Çankırı’ya yollanırlar. On günde Çankırı’da nezarette kaldıktan sonra serbest bırakırlar. 

Molla Hamit ve Hafız Halid buldukları ilk araçla oradan ayrılır. Molla Hamid Van’a vardıktan bir gün sonra iki sivil polis dükkâna gelir ve onu karakola götürür. Karakola geldiğinde Hafız Halid de oradadır. O gün akşama kadar tekrar bir sürü sorgu sualle ifade verirler. Böylece Molla Hamid’in Bediüzzaman Hazretleri’ni görme teşebbüsü başarısızlıkla sonuçlanır. Ancak yüreğindeki acı bir nebzede olsa azalır. Çünkü Bediüzzaman Hazretleri idam edilmemiştir.

Kaynak: 

1- Bir hazan mevsiminde dört mekân - Rıfat Okyay

2- Molla Hamid-İhsan Atasoy

Okunma Sayısı: 5429
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Furkan

    17.2.2019 14:36:31

    Bu güzel ülkemde inançlı insanlar hep üvey evlat muamelesi gordu.zulumler zindanlar işkenceler sürgünler.Beduzzamanin hayatı baştan sona ibret.Müslümanlar yeni nefes almaya başladı bunu da birakmayacaklar gibi.küfür tek millet.Allah muslumani n yardimcisi olsun.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı