"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

El-Ezher ve Güney Afrika’dan İsrail tepkisi

Muhammet ÖRTLEK
02 Mart 2018, Cuma
İsrail denildiğinde elbette akıllara ilk gelen İsrail-Filistin çatışmasıdır. Bu çatışma Filistinli Müslüman Araplarla–Yahudiler arasındaki din ve toprak temelli bir mücadelede kendisini gösteriyor.

Ancak İsrail ve Filistin topraklarında sadece Müslümanlar değil, aynı zamanda Hıristiyanlar da devlet politikalarından olumsuz etkileniyorlar. Kudüs Belediyesi’nin Kiliselerin mülkleri için “arnona” adı verilen emlak vergilerini vermedikleri iddiası üzerine Kiliseler ile Belediye karşı karşıya geldi.

Kudüs Belediye Başkanı Nir Barkat’ın 26 Şubat 2018 Pazartesi günü, İsrail Haber Yayın Şirketi bünyesindeki Kan Radyo’daki Kiliselerle ilgili açıklaması gündemi belirleyerek yeni bir tartışmayı beraberinde getirdi. Barkat “Kudüs’teki Kutsal Rahibeler Kilisesi’nin tüzel kişiliğine ait mülklerinin emlâk vergisini yıllardır ödemediğini ve Kilise’nin bu konu hakkında mahkemeye gidebileceğini” söyledi.

Açıklamalarından dolayı Barkat’ı protesto etmek amacıyla, başta Kutsal Rahibeler Kilisesi olmak üzere, diğer Kiliselerde kendi iradeleri ile geçici olarak ibadete kapatıldı.

El-Ezher’in Tepkisi

Kudüs’te Kiliselere yönelik emlâk vergisi baskısı, Mısır’daki resmî dini otorite El-Ezher Büyük İmamı Ahmed al-Tayyib’in tepkisini çekti. Al-Tayyib, 29 Şubat 2018 Salı günkü beyanatında İsrail hükümetinin Kiliselere 190 milyon dolarlık vergi yüklemesini keyfi bir karar şeklinde değerlendirerek, Müslümanlardan sonra Hıristiyanların da Kudüs’ten tahliyesini hedefleyen vergi politikasını doğru bulmadığını vurguladı. Al-Tayyib ayrıca İsrail hükümetine, ibadet özgürlüğünün garantisini ihlâl eden haksız fiilleri durdurma çağrısında bulundu. Belçika’da 26 Şubat 2018 Pazartesi Avrupa Birliği Dışişleri Bakanları ve Arap Birliği Bakanlar Heyeti’nin Koordinasyon Toplantısı’nda da Arap bakanlar tarafından İsrail’in Kiliseler hakkındaki vergi kararı kınanmıştır.

Aslında ABD Başkanı Donald Trump’ın, Aralık 2017’de Kudüs’ü İsrail’in başşehri ilân etmesi hatırlandığında, Al-Tayyib’in “Müslümanlardan sonra Hıristiyanların da Kudüs’ten tahliyesini hedeflemesi” ifadesinin doğru bir tesbit olduğu ihtimal dahilindedir.

“Group Areas Act”ın Eleştirisi

1948’den 1994’e kadar yıllarca yerlilere “Apartheid–ayrılık” politikasını devlet eliyle uygulayan İngiltere sömürgesi Güney Afrika’da, ırkçı ayrımcılık sistematik hale gelmişti. Milyonlarca Güney Afrika yerlisi 1994’e kadar Apartheid’ın hedefindeydi. Apartheid hakkında Kevin Shillington’un editörlüğünde yayınlanan “Encyclopedia of African History” adlı eserden yararlanılabilir. Bununla birlikte Alex Thomson’ın yazdığı “U.S. Foreign Policy Towards Apartheid South Africa 1948-1994” kitapta daha ayrıntılı bilgiler mevcut.

Güney Afrika’daki “Group Areas Act” Grup Alanları Yasası olarak biliniyor. Yasa “her ulusun yaşamak için kendi alanı/yeri var” sloganıyla, beyazların üstünlüğüne son vermek ve siyahların lehine gelişmeler kaydetmek için çıkarılmıştı. Ardından yasanın adı ile anılan Apartheid’a karşı sivillerden oluşan “Group Areas Act” isimli grup kuruldu. Grup, Apartheid döneminde yaşananları yılın belirledikleri günlerinde gündeme getirerek, her türlü baskının karşısında olduklarını ve özgürlüğün önemini vurgulayan farkındalık çalışmaları yapmaktadır.

Grup, 27 Şubat 2018 Salı günü yaptıkları protestoda “eskiden Güney Afrika’da uygulanan kısıtlayıcı ve baskıcı politikaların, şu anda işgal altındaki Filistin’de gerçekleştiğini” bildirdi. Bununla birlikte Grup’tan yapılan basın bildirisinin özeti şöyle: “Apartheid döneminde Güney Afrika’da siyahların belli alanlarda yaşamak zorunda kaldığını, ailelerin parçalandığını, pasaport kullanımının sınırlandırıldığını vb. biliniyor. Bugün Filistin’de dikenli tellerle–beton duvarlarla benzer uygulamalar görülüyor. Ayrıca temel gıda ürünlerine erişimin kısıtlılığı da Müslümanların durumunu daha da zorlaştırmaktadır. Bizler Güney Afrikalılar olarak, Siyonist rejimin günlük gerçekleştirdiği zulümleri vurgulamak için daha uygun bir isim bulabileceğini sanmıyoruz. Dün Güney Afrika’daki Apartheid, bugün İsrail’in Apartheid’ı şeklinde devam ediyor. Bu anlamda geçmişte Güney Afrika’da ve günümüzde İsrail’de yaşananlar şaşırtıcı benzerliktedir. Bu durum asla göz ardı edilemez. Filistin toplumunun ileri gelenlerinin tutuklanmaları ve halka karşı sert güvenlik tedbirleri işgale karşı direnişi kıramamıştır. Bugün dünyadaki tek Apartheid devleti İsrail’dir. Bundan dolayı Güney Afrika, İsrail ile diplomatik ilişkilerini kesmelidir.”

Filistin’de başta Müslümanların ve bugünlerde Hıristiyanların Kiliselerinin yaşadığı baskı ve zorluklar sadece Ortadoğu veya Müs- lüman dünyasının gündeminde değildir. Aynı zamanda Güney Afrika gibi farklı coğrafyadaki insan hakları ve özgürlük mücadelesi verenlerin de dikkatini çekiyor. An- cak Kudüs’teki Kiliselerin mevcut durumu karşısında birçok Hıristiyan ve Batılı ülkelerin sessizliği manidar karşılanıyor. Bu ülkeler için Kudüs’ün ne anlam ifade ettiği merak ediliyor.

Güney Afrika’da 1994’te sona eren Apartheid, Filistin’de baskı altında kalan Müslüman ve Hıristiyanlar için de son bulmalıdır.

Okunma Sayısı: 1671
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı