"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Suudi Arabistan’ın Hür Prensler’ini hatırlamak - 2

Muhammet ÖRTLEK
05 Kasım 2018, Pazartesi
Suudi Arabistan’ın kurucusu Kral Abdulaziz’in 1953’te vefatının ardından, tahta çıkan en büyük oğlu Suud ile kardeşi Faysal arasında iktidar mücadelesi yaşandı.

İki kardeş arasındaki mücadelede Faysal, büyük kardeşi Suud’u karşı güç kazanmış ve ulema / âlimlerin de onayıyla 1964’te tahta çıktı. Mevcut Kral Suud’un kardeşi lehine tahttan feragat etmesi ise, Suudi tarihinde bir ilk oldu.

İki kardeş arasındaki iktidar mücadelesi, Kraliyet ailesini ikiye ayırmıştı. İlerleyen dönemlerde Suud’un destekçi sayısı azalsa da, iki blok arasındaki görüş ayrılığı çok derinleşmişti. Ulemanın 1964 kararına rağmen, Faysal karşıtlığı da devam etmekteydi. Kral Faysal’ın kardeşlerinden Prens Musaid bin Abdulaziz’in oğullarından Prens Faysal, 25 Mart 1975 tarihinde aynı ismi taşıyan Prens, amcası Kral Faysal’ı başşehir Riyad’daki sarayda öldürmüştü. Konuyla ilgili Alexei Vassiliev’in Saqi Books Yayınlarından çıkan ‘The History of Saudi Arabia’ kitabı okunmaya değer nitelikte.

Suud-Faysal mücadelesinin yaşandığı o dönemde, Kraliyet ailesi içinde bir bölünme daha gerçekleşti. Bu üçüncü grup “Özgür Prensler (Umerâ El-Ahrar veya Liberal Prensler)” adıyla ortaya çıktı. Özgür Prensler’in talepleri Suudi Arabistan’ın modernize edilmesi, Batılı demokratik adımların atılması, köleliğin kaldırılması (0 dönemde serbestti) vb. şekilde sıralandı. Özgür Prensler’in liderliğini ise, Suud ve Faysal’ın kardeşlerinden Prens Talal bin Abdülaziz’di. 

Buna ek olarak ülkenin kurucu Kralı Abdülaziz’in oğullarından Prens Fevvaz, Prens Nevvaf, Prens Bedr ve Prens Abdülmuhsin de Hür Prensler’e destek veriyorlardı. Hür Prensler’den Talal bin Abdülaziz’in oğlu Prens Velid ilerleyen yıllarda ekonomik ve siyasi olarak çok güçlenen isimlerdendir. Prens Velid 2017’deki yolsuzluk suçlamaları sebebiyle, şimdiki Veliat Prens bin Salman’ın Ritz-Carlton Otel’deki misafirlerinden olmuştu.

Riyad böylece Suud-Faysal-Hür Prensler arasındaki mücadeleye sahne oluyordu. Ancak Hür Prensler’in diğer iki gruptan farkı, Suudi Arabistan’la bölge liderliği konusunda rekabet halindeki Mısır’ın karizmatik lideri Cemal Abdül Nasır tarafından desteklenmesiydi. Hür Prenser, Nasır için bir fırsatken, Riyad yönetimi için ise “iç işleri müdahale” şekliden algılanmaktaydı.

Riyad, Hür Prensler’in vatandaşlıklarını iptal etti. Aynı zamanda Veliaht Prens Faysal tarafından da sınır dışı edilmeleriyle Lübnan’a yerleştiler. Lübnan’dan sonra Kahire’ye yerleşerek, Suud Kraliyet ailesine muhalif politaka yürüttüler. Hatta 1962’de Mısır’ın Yemen’e müdahalesinde Nasır’ın yanında yer aldılar. Mısır, Sosyalist Güney Yemen’i desteklerken, Suudiler ise kuzeydeki aşiretlerden meydana gelen Kuzey Yemen’in tarafındaydılar. Suudiler’in iç ve bölgesel karışıklarla ilgili tutumlarını daha iyi anlayabilmek için Viking Publisher’dan yayınlanan Robert Lacey’in Inside Kingdom – Kings, Clerics, Modernists, Terrorists, and the Struggle for Saudi Arabia kitabı başvurulacak kaynaklardan.

Suudi Arabistan’da 1964’te Suud’un yerine Faysal’ın Kral olmasıyla gerçekleşen yönetim değişikliği, Hür Prens’lere Riyad’la uzlaşma yolunu açtı. Kral Faysal kardeşleri Hür Prensler’e af çıkarttı ve hepsinin vatandaşlıklarını iade etti. Kral Faysal’ın iktidarında, Hür Prensler’in bütün taleplerini hemen hemen hepsi yerine getirilmişti. Ancak devlet temellerinden yıkılıp yerine yeni bir devlet yapısı bina etmediler.

Bugünkü Veliaht Prens’in, ülkeyi dışa açması, kadınlara verilen haklar, İsrail’e verilen destek, Katar’a karşı uygulanan ekonomik abluka, Vehhabilik’ten ılımlı İslâma döneceğiz ifadelerinin tamamı toplumu ve ülkeyi yukarıdan aşağıya doğru dönüştürme girişimidir. Diğer taraftan 2017’deki yolsuzluk operasyonuyla birçok Kraliyet mensubunun göz altına alınarak siyasî ve ekonomik itibarlarının zedelenmesi, Mart 2015’te Yemen’e başlattığı askerî harekât, Lübnan Başbakanı Saad Hariri’nin 4 Kasım 2017’de Suudi Arabistan ziyareti esnasında Lübnan’da can güvenliğim yok açıklamasıyla görevinden istifa etmesi ve Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn’ın “Hariri’nin istifasını tehdit altında verdiğini düşünüyorum” açıklaması, Suudi tarafının talebi üzerine Mısır’ın Kızıldeniz’deki Tiran ve Sanafir adalarını Suudi Arabistan devretmesi, Suudi-Kuveyt sınırındaki “Tarafsız Bölge”nin Suudi makamlarınca Kuveyt’ten talep edildiği iddiaları ile son yaşanan Kaşıkçı cinayeti, Veliaht Prens Bin Salman’ı ülke içinde ve dışında zor duruma sokacağa benzemektedir. Hatta Veliaht Prens değişikliğine gidilebileceği de iddialar arasındadır. Bütün bu yaşananların Riyad’da yeni bir Hür Prensler kliğine yol açmada birer adım olduğu ihtimal dahilindedir.

Okunma Sayısı: 1349
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı