"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İnsanın çekirdeği : Kalp

Mustafa Göknur
22 Ağustos 2018, Çarşamba
“Kalbden maksat, sanevberî (çam kozalağı) gibi bir et parçası değildir. Ancak, bir lâtife-i Rabbaniyedir ki, mazhar-ı hissiyatı vicdan, mâkes-i efkârı dimağdır.”

Risale-i Nur’dan öğrendiğimize göre; İnsanı ahsen-i takvîm’de, en güzel kıvamda ve güzellikte yaratan Yüce Yaratıcı; maddi cihazları insana taktığı gibi, manevi cihazları da insanın ruhuna dercetmiştir. Beden ülkesinin sultanı olan ruhun bu dünyada yaşayabilmesi için gerekli duyu, duygu, kuvveler ve cihazlar ona ihsan edilmiştir. 

BİR İSLAM KÜLLİYATI: RİSALE-İ NUR

Fıtraten duygu ve kuvvelerine bir sınır konulmadığı için hayra da, şerre de sonsuz kabiliyeti vardır. İfrat ve tefrite düşmeden vasat mertebede hayatını devam ettirmesi, dünyaya gönderiliş gayesini unutmaması için; Rabbimiz ihsan ve kereminden insanlara elçiler ve kitaplar göndermiştir. İnsanlar bu sayede sırat-ı müstakimi öğrenip hayatını tanzim etmiştir. 

Bir rivayete göre 124 bin peygamber gönderilmiştir. Peygamberimiz Hz. Muhammed (asm) ile  peygamberlik halkası noktalanmıştır. Bundan sonra her 100 yılda bir gönderilen mücedditler insanlığa rehberlik edecektir. Son müceddid Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri bir islam külliyatı olan Risale-i Nur Külliyatı ile günümüz insanının sorularına cevaplar, reçeteler, çözümler sunmuştur. Ondan aldığımız bazı terim ve kavramları anlamaya çalışarak tefekkür ve  müzakere edeceğiz.

KALP

İnsanın fıtratına ve ruhuna dercedilen nihayetsiz istidâtlar, kabiliyetler, meyiller, arzular, istekler ve emeller vardır. Hem insan mahiyet itibâriyle kâinatın çekirdeği hükmündedir. O çekirdeğin çekirdeği de kalpdir. Kalp, cismânî çam kozalağı gibi bir et parçası değildir. Bir lâtife-i Rabbaniyedir ki, mazhar-ı hissiyatı vicdan, mâkes-i efkârı dimağdır. Burada kastedilen kalp, maddi hayatımızın devamı için vücudumuzun her tarafına kanı pompalayan maddi kalp değil; bir latife olan mânevî kalptir. 

Manevi kalbi besleyen iki ana damardan birisi vicdan diğeri ise dimağdır.

Onun içindir ki kalp ile vicdan mahall-i imandır. Kalp imanın yeridir ve aynı zamanda iman ile tezyin edilir ve süslendirilir. Kalp takvâ ile seyyiâttan temizlenir. Kalp aşk-ı ebedî için yaratılmıştır ve âyine-i Sameddir. İnsanın bâtınî hasselerindendir. Hayat-ı ebedîye esâsâtını ve saadet-i uhrevîye levazımatını tedarik etmek için verilen güzel bir hediye-i Rahmaniyedir. 

“Ben yerlere ve göklere sığmadım; mü’min kulumun kalbine sığdım” kudsi hadisi meseleye ışık tutmaktadır. Dolayısıyla maddi kalbimiz gibi manevi kalbimizi de sağlıklı ve temiz tutmak fıtratımızın gereğidir.

Okunma Sayısı: 2166
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • ALP

    22.8.2018 15:34:28

    Kalp değil KALB olmalı lafız, Zere kalpazan/taklitci/sahtekar'a gider kal'imiz, Kalb'i pak tudmaya Et/'ten kafesiylen örülü KALIB'A (tendonu'na) mukayyed olmalıyız, Kalpî(sahte) değil en kalbî selâmla, Unutmamalı "Dilimiz Dinimiz; Dinimiz Dilimizdir." Selâm Selâm Selâm Vesselâm,...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı