Sn. Cumhurbaşkanı 2012 yılında başında olduğu partinin genişletilmiş il başkanları toplantısında dile getirdiği “Dindar bir gençlik yetiştirme” çabaları uzun süre lehte ve aleyhte ki konuşmalarla gündemde kalmıştı.
Zaman zaman partinin diğer sözcüleri tarafından da aynı minval özere yapılan açıklamalara hep şahit olduk.
Türkiye’nin demografik yapısında bakıldığına hayli genç ve dinamik bir kitle görülür. Bu kitlenin baş döndürücü değişimlerin yaşandığı dijital çağda nereye doğru evirildiği çok önemlidir.
AKP’nin iktidar olduğu gün ilkokula başlayanlar üniversitelerini bitirmek üzereler. Mevcut iktidarın ilk gününden bu güne açılan Kur’ân Kursları, başörtüsü ya da türbanın kamusal alanda serbestlik kazanması, imam hatip okulları, okullara konulan seçmeli din dersleri, Peygamber Efendimizin (asm) Hayatı, Kur’ân-ı Kerîm vs. gibi uygulamalar Türkiye’de “Dindar bir gençlik yetiştirme”ye ne kadar katkı sağladığını hep merak etmişimdir.
Geçenlerde bir gazetede “Türkiye dindarlaşmıyor, aksine dinden uzaklaşıyor” başlıklı bir mülâkata (Hürriyet) yer verdi. Bu mülâkatta genç akademisyen Volkan Ertit, doktora tezine konu olan bu iddiasını on bir kritere dayandırıyor.
İlk olarak Türkiye muhafazakârlaşıyorsa yeni kuşakların eski kuşaklardan daha dindar olması gerektiğini söylüyor. Bir doktora çalışmasında ailelerin yüzde 87’si dine olan ilgisinin azaldığı gözlemlenmiş. Bunun önemli bir tesbit olduğunu belirtmekte fayda var.
Tesettürden uzak kıyafet tercih edilmesindeki ciddî artış olduğuna da işaret ediliyor. Ana akım medyada bundan 30 sene önce yazılması mümkün olmayan cinsî muhtevalı yayınların yapıldığına, TV programlarında seküler hayatların en normal hayatlar olduğunun yansıtıldığına işaret edilerek “Türkiye dindarlaşmadığı,” aksine dinden uzaklaştığına delil olarak sıralanıyor.
Bütün bunların devlet ve din arasındaki ilişkilerle ilgili olduğuna işaret ediyor Ertit. Din ve toplum arasındaki ilişkinin zayıfladığını, toplumun dindarlaşmadığını, siyasî arenadaki söylemlerin dinî muhteva kazandığının üzerinde duruyor.
Siyaset kisvesi altında insanların günlünün fethedilmesinin mümkün olmadığını, bu minval üzeri yapılan çalışmaların faydadan çok zarar getireceği Risale-i Nurda, adeta pedagojik bir formatta uzun uzun anlatılır. Merak edenler küçük bir numune olarak Hizmet Rehberi’nden başlayabilirler. Bizim dindar nesil yetiştirme formolümüz budur. Vesselâm.