"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Dünyanın insanda bıraktığı gölge

Mustafa ORAL
01 Ağustos 2018, Çarşamba
Hayat, gelip geçen bir gölge. İnsan dünyada bir ağaç altında gölgelenen, sonra da terk eden yolcu.

Ne var ki çoğu kere yolcu olduğunu unutup hancı gibi davranıyor. Herkes güneş olmak istiyor, kimse gölgeye kanaat etmiyor. Gölge olduğunu unutup güneşe talip oluyor. Fakat iş gölgeden çıkmaya geldiğinde çark ediyor. Güneş ayağına kadar gelsin istiyor. “Güneşin sana gelmesini istiyorsan, gölgeden çık” diyen Konfüçyüs Efendi boşuna konuşuyor. Oysa her şeyin bedeli var. Güneşe sabredemeyen gölgeye kavuşamıyor. Gölgede duran güneşi göremiyor.

Güneş göçünce koca dünya ıssız bir gölge olur, geceye dönüşür. İnsan göçünce koca gölge kabir olur. Güneş ufukta, insan toprakta batar. Güneş doğuda, insan rahimde doğar. Gölgesiz güneş yoktur. Taşın bile gölgesi vardır. Taş gibi gölge salmaya bak. Elbet iz bırakacaksın ardında. 

Gölge ışığın oyunudur. Gölge gerçek değildir. Hayali, geçici bir varlıktır. Sonradan olmuştur. Sonradan olan elbet bir gün son bulur. Oysa güneş ve ışık yok olmaz. Değil mi ki güneş olmasa gölge de olmaz.

AŞK GÖLGEDİR

Güneşin gölgesi, gözün yaşı, ateşin dumanı, suyun köpüğü, kalbin aşkı vardır. Ceset ruhun, çocuk annenin gölgesidir. “Allah kıyamet günü, ‘Benim rızam için birbirlerini sevenler nerede? Gölgemden başka gölge olmayan bugünde onları gölgelendireceğim’” buyuracaktır (asm). Rabbimiz “İman edip salih amellerde bulunanları, altından ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları Cennetlere sokacağız. Onda onlar için tertemiz kılınmış eşler vardır. Ve onları, ‘ne sıcak-ne soğuk, tam kararında gölgeliğe sokacağız” diyor. “Kendileri ve eşleri, gölgeliklerde, tahtlar üzerinde yaslanmışlardır” diye ekliyor.

Aşk bir yüreğin diğer yürekte oluşturduğu en güzel gölgedir. Değil mi ki Rabbimiz, bizim için yarattığı şeylerden gölgeler kılmıştır. Sevenler birbirinin gölgesine sığındığı ağaçtır. Gölgeye bakan ağacı görür. Aşkta gölgenin ağırlığı vardır. Aşkta gölgen kadarsındır.

Sözün de gölgesi vardır. Sevenler en özel sözlerle sözlenirler. O sözün gölgesinde ebediyete ererler. Bazen gölge ağır gelir insana. “Gölge etme başka ihsan istemem” (Diyojen) diyesi gelir en sevdiğine. “Yağmuru sevdiğini söylüyorsun, ama yağmur yağınca şemsiyeni açıyorsun. Güneşi sevdiğini söylüyorsun, ama güneş açınca gölgeye kaçıyorsun. İşte bundan korkuyorum, çünkü beni de sevdiğini söylüyorsun” diyesin gelir, deme. Yine de gölgene fazla güvenme. Ne kadar seversen sev ayrılacaksın. Güneş gidince gölge de gidiyor, unutma. Rabbini görmedin mi, gölgeyi nasıl uzatıvermiştir? Dileseydi onu durgun kılardı.

Gölgenin mekânı, rengi ve kokusu yoktur. Kalbin gölgesi rüyaya vurur. Rüyan neyse osun. Rüyanda kimi görüyorsan gerçekte onu seviyorsun. İnsanın asıl gölgesi dünyada kalbe, ahirette kabre düşer. Kabirtaşının gölgesinin uzun olması için çalış. Zira diktiğin binalar, kurduğun hayaller nasılsa bir gün yıkılacak.

Bazen insana gölgesi çelme takar, kendini olduğundan daha büyük gösterir. Gölgene bakıp, dalıp dalıp gidiyorsun. O uzun gölgeyi boyun sanıyorsun. Bir yerde küçüklerin büyük gölgeleri oluşuyorsa orada güneş batıyordur, unutuyorsun. Gölgelerin çoğu güneşe sırt çevirmendendir. Bu kadar güvenme kendine. Güneş gökten çekilmeye görsün gölgen bile terk eder seni. Büyük ağaca yaslanan her zaman gölge bulur. Güneşe yaslan, asla karanlıkta kalmayacaksın. Gençliğinde ağaç dikmeyen yaşlandığında gölge bulamaz. Ağaç dik, güneş topla, yaşlanmayacaksın.

Söğüt gölgesi yiğit, dut gölgesi it gölgesidir. Şimdilerde ne çok insan güzel şeylerine gölge düşürüp özgül ağırlığını yitirerek göçüyor dünyamızdan. Ne çok insan üç beş güzelliğinin gölgesine sığınıp çirkinlikler yapıyor.

Gölge ışığın çocuğudur. Gölgeden korkma. Gölge yakında ışığın olduğunu gösterir. Yüzünü güneşe dön. Gölgen ister gelsin, ister gelmesin.

Hep gölgesine bakan önünü göremez. Geçmiş gölgedir. Gölgesinden korkanın geleceği yoktur. Yalnızlık gölgedir. Yine de yalnızken güneş, başkalarıyla gölge olursun. Kimsenin gölgesinde kalma. Güneşe çık. Ardında bir güzel gölge bırak.

“Bak yine aynı yere geldik. Ölümün gölgesinde yaşıyorum, sen iz bırakmaktan bahsediyorsun diyorsun” deme. Ölümün gölgesinde yaşayan bu cümleleri söyleyemez.

ARŞIN GÖLGESİNDE BARINACAKLAR  

Yürüyen kağnının da, kağnıdan hızlı yürüyen dünyanın da altında gölgelenilmez. Dünya gölge, ahiret güneştir. Ne kadar koşarsan koş gölgene yetişemezsin. Güneşe koş, gölgen seni takip edecek.

“İnsanların çoğu gölgeyi güneşe tercih ediyor da ahireti dünyaya, Cenneti Cehenneme tercih edemiyor, ben nasıl edeyim” diyorsun. Dünya gölgedir. Kim gölgeyi kalbine koymak ister ki. Dünyayı gölge bilen kalbine sokarak içini karartmaz, sen de karartma.

Harita gölgedir. Dünya uzay haritasında nokta kadarcıktır. Noktada batma. Körler kalp gözü açık insanlardır. Onlar için dünyanın nokta kadar kıymeti yoktur. Onlar için dünya gölgedir. Onun için baston kullanırlar. Zira her yer gölge kadar boşluk, dipsiz bir kuyu olabilir. Gölgeye sarılınmaz, kucaklanmaz. Dünya gölgedir, sarıp sarmalamaya gelmez. Kucaklamaya kalkma, boşluğa düşersin.

Gölge yanıltıcıdır. Gölgeler çoğu zaman çakışır. Beyaz kuşun gölgesi siyahtır. Dünyayla yaralanmaya gör, kedi gölgesini aslan sanırsın.

Varlık Allah’ın isimlerinin gölgelerinin gölgesidir. Belki Rabbimizin “hakikî kemâline nispeten, bütün kâinattaki hüsün ve kemâl ve cemâl, zayıf bir gölgedir.” “Bize gösterdiğin numunelerin ve gölgelerin asıllarını, membalarını göster. Ve bizi makarr-ı saltanatına celb et.” demiyor mu güneş insan Bediüzzaman.

Ayna renkli gölge sinemasıdır. Allah ile insan arasında yetmiş bin perde vardır. Her perdede yetmiş bin sinema vardır. Perde değil pencere, gölge değil güneş ol. Güneşe göç edenin dirhem gölgesi kalmaz. Nefs gölgedir. Ruhuna mi’rac edene nefsi gölge etmez. Şeffaf ve nuranî şeylerin gölgesi yoktur. Peygamberimiz (asm) nuraniydi, gölgesi yoktu.

“Bulutları üzerinize gölge kıldık” demiş Rabbim. Rahip Bahira Efendimizi (asm) bir bulutun gölgelediğini görünce bunu peygamberliğin gölgesi saymış. Sırtındaki peygamberlik mührü de kanaatini pekiştirmiş. Başında bulut gölge edecek, sırtında insanlığın mührünü taşıyacak şekilde yaşa.

Başka gölgenin bulunmadığı Kıyamet gününde Rabbimiz adil devlet başkanını arşının gölgesinde barındıracaktır (asm). Çağımızda arşın gölgesinde gölgelenecek kaç adil sultan kaldı şunun şurasında. Gölge kabinelerle, sözde sultanlarla dünya dönmeye devam ediyor. Fırfır dönen şu fani dünyada Sultanlar Sultanı Allah’tan başkasının arşında gölgelenmeye değmiyor.

Okunma Sayısı: 10442
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Gündüz Alp

    1.8.2018 16:37:55

    Sevgili kardeşim Mustafa bey, her zamanki gibi bize fâniliğimizi ve âcizliğimizi hatırlatan güzel yazılarından birini daha okuduk. Teşekkür ediyor, eline ve yüreğine sağlık diye dua ediyoruz. Yunus Emre'miz de "Kabe yollarında" şiirinde:"DÜNYA DEDİKLERİ BİR GÖLGELİKTİR" diyordu. Belli ki o da dersini Kur'ân'dan ve Peygamberden (asm) almıştı. Dünya hem bir misafirhane hem bir gölgeliktir. Yakıcı sıcakların yaşandığı şu zamanda "koyu gölge" ararız. Gölgeden söz açmışken geleneksel "gölge oyunu" ile dersler veren Hacivat ile Karagöz'den bahsetmemek olur mu? Ve Arşın gölgesinde gölgelenecek 7 sınıf insan: 1. Âdil devlet başkanı,2. Kulluk içinde büyüyen genç,3. Kalbi mescitlere bağlı mümin 4.Birbirini Allah için seven iki kişi, 5.Güzel bir kadının gayri meşru davetine "Allah'tan korkarım" diyebilen er kişi, 6.Gizli sadaka veren, 7.Tenhada Allah için göz yaşı döken. Var mıyız kendimizi test etmeye? Acaba hangi sınıfa giriyoruz? Yoksa sınıfta mı kalıyoruz? Selam ve muhabbetle.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı