"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ruhlar da bakım ister

Mustafa ORAL
30 Mayıs 2018, Çarşamba
Ramazan açlık ayıdır.

Yoksulların halini anlama zamanıdır. Oruç, midenin aç kalmasıdır; mideyle birlikte diğer azaların da haramdan uzaklaşılmasıdır ve insanın cüz’î iradesinin küçüklüğünü görüp Rabb’ini tanımasıdır.

Orucun mertebeleri vardır. Herkes kabiliyeti nispetinde oruç tutar. Gerçek orucu tutanı tutana aşk olsun. Gözünü harama kapatanın gönlü helâle açılır. Herkes gözü nispetinde görür dünyayı. Gözleri bozuk olanla, olmayan bir olur mu, aynı şeyleri görür mü... Efendimiz’in (asm) siret ve suret güzelliğini anlatan birçok hilye yazılmıştır. Herkes kendi gözünden gördüğü kadarıyla anlatmıştır. En güzeli Hz. Ebubekir’indir. Çünkü en güzel orucu o tutmuştur.

Din kabuller ve retler üzerine işler. Haramlar ve helâller üzerine şekillenir. İslâm’ın özü ve ilk sözü ‘La ilahe illallah’tır. ‘La’ yok demektir. Allah’tan gayrı ilah yoktur. Allah’tan ayrı ve gayrı olmamak bazı şeylerden uzaklaşmak, bazılarına yaklaşmaktır. Helâle yaklaşmak, haramdan uzaklaşmak Allah’a yaklaşmaktır. Namaza yaklaşmak, yemekten içmekten uzaklaşarak oruç tutmak Allah’a varmaktır. Dünya ile ahiret iki kutuptur. Dünyaya yaklaşan ahiretten, ahirete yaklaşan dünyadan uzaklaşır. Ramazan dünyadan uzaklaşmak, Allah’a varmaktır. Kimimiz oruç tutar, kimimizi oruç tutar, kimimiz de oruca tutunur. Cennete gitmek için oruca tutunmak gerek. Oruç tutunca kalp hükümranlığını ilân eder. Nefis köleliği oruç ile kabul eder. Sultanlar sultanına köle olur.

Ruh bakımı

Beden gibi ruhun da oruca ihtiyacı vardır. Günlük, haftalık, aylık ve yıllık bakımları yapılmalıdır. İnsan bazen köşesine çekilip dünyadan uzaklaşmak ister. Kendini dünyadan çeker. Dünyaya bulaşmış insanlardan uzaklaşarak ruhunu dinlendirir. Dünyayı dünyasından çıkarıp sadece kalbiyle ve Rabbiyle başbaşa kalır.

Namaz ile vücudun günlük bakımı yapılır. İnsanın Rabbi’nin huzuruna vardığı bir nev’î mi’raçtır. Namaz yolculukta el, ayak yıkamaktır. Oruç bedeni arındırmaktır. Hac ömürlük bakımdır. İhramda bembeyaz kefen giyen insan faniliği dibine kadar hisseder. Kendinden geçer. Kuddüs olan temizler temizi Rabbine erer.

Namazda Rabbimizin huzuruna iltica ederiz. Oruçluyken kılınan namazla O’na en güzel halimizle görünürüz. Bir aylık oruçtan sonra bayram gelir; Allah dostları ile görüşürüz.

Kur’ân bakımı

Peygamberimiz (asm) mi’raçta Rabbimizle görüşmüştür. Kul oruçla Rabbimizin kelâmı Kur’ân ile buluşur. Temiz bardağa ne konulursa onun rengini alır. Kirliye ne konulursa konulsun rengini kaybeder. Ramazan, bayram temizliğidir. Oruçla insan azalarını haramdan temizler.

Melekler temiz yerlere gelir. Kur’ân açlığın ve susuzluğun hükmettiği Ramazan ayında kevser kıvamında Efendimiz’in (asm) kalb kâsesine akmıştır. Melekler melekliğine meleklik katmıştır.

Beşerin musîbetini ikileştiren sabırsızlığın ve tahammülsüzlüğün bir ilâcı da oruçtur. Allah açlıkla terbiye erer, kemale erdirir. Ramazanda insan yemek ve içmekten el çektiği için melekiyet vaziyetini alır. Peygamberimiz (asm) bu melekiyet haliyle Rabbi’nin huzurunda bulunur. Demek melekiyet olmadan Kur’ân nazil olmuyor, ezelî hakikat kalbe dokunamıyor. Rabbimiz de “Ramazan ayıdır ki, Kur’ân, insanlara yol gösterici, doğru yola iletici, eğri ile doğruyu birbirinden ayırt edici olarak o ayda indirilmiştir.” demiyor mu…

Söz orucu

Ruh açlığı ancak beden açlığı ile fark edilir. Zenginden bilge çıkmaz. Yokluk varlığın sahibi Allah’ı hatırlatır. Orucun mükemmeli mide gibi bütün duyguları, gözü, kulağı, kalbî, hayalî, fikrî gibi cihazat-ı insaniyeye dahi bir nev’î oruç tutturmaktır. Birçok velayet ehli kemale ermek için riyazete, az yemek ve içmeye kendini alıştırmışlardır.

En önemli eserler yoksulluktan doğar. İmam-ı Hanife dışında varlıklı/zengin çok az insan kemal derecesinde ilme sahiptir veya evliyalık makamına ermiştir. Üstad mühim risaleleri Ramazanda telif etmiştir. Bu da gösteriyor ki ilme ve kemale ermek insaniyetten/beşeriyetten sıyrılmak iledir. Bediüzzaman bu yoksulluğu yaşamasalardı böyle mükemmel eserler yazabilirler miydi…

Ramazan seksen senelik bir ömrü meyve verebilir. Bu yazı için de geçerlidir. Bazen bir eser ile insan dünyalara dünya katabilir; milyonlarca insanın ebedî hayatını kurtarabilir. Misal: Ramazan Risalesi. Bize orucun gerçek mahiyetini öğreterek hakkıyla oruç tutmamıza vesile olabilir...

Fotoğraf: Sergen Sezgin - aa

Okunma Sayısı: 4282
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Gündüz Alp-2

    30.5.2018 11:01:45

    "Tokluk hissi" veren reçetelerin rehberliğinde tutulan ve insana "açlık hissi"ni tattıran Ramazan orucunun ne kadar ruh, akıl ve beden temizliği ve bakımını netice verdiğini de araştırmak gerekir. "Tokluk hissiyle" Ramazan "orucu tutmak" ve "açlık hissetmek" biraz kafa karıştırdı değil mi? Merak ilmin hocası olduğu gibi, yokluk ve yoksulluk da bazen güzel meyveleri sonuç veren bir durumdur. Sanat ve edebiyat dünyasının pek çok ünlüleri genelde yoksul bir hayat sürmüşlerdir. Rahat ve rehavet döşeği, üretmeden çok çürütmeye hizmet eder. Fikir işçilerinin pek çoğu aynı zamanda fikir çilekeşidir. "Sırtı pek karnı tok" insanlar, hiç değilse, senede otuz gün oruç tutmalı ki, hayata "tutunmaya" çalışan yoksulların halini anlayabilsin. Seksen senelik ilave bir (manevi) ömür kazandıran Ramazan'ın anlamına layık bir Ramazan geçirmek ve orucuna tutunabilmek duasıyla.

  • Gündüz Alp

    30.5.2018 10:35:53

    Değerli kardeşim, bizi gerçek anlamda oruca davet eden güzel yazınız için teşekkür ediyorum Eline, diline, yüreğine sağlık. Aslında "bakım" işleri genelde masraflı işlerdir değil mi? Oruç ise bu anlamda tam aksine az masraflı çok kazançlı. Hem maddi hem manevi kazancı, getirisi ve kârı çoktur. "Az masrafla çok kazanmak" ideal bir ticaret olmalı. Ramazan'ın ticareti işte böyle bir ideal ticaretin adıdır. Meselâ, arabasının kaportası çizilmesin diye fırçasız temizlik-bakım isteyen araç sahibi günümüz insanı, acaba, şahsi ve toplumsal hayatında "çizik" yememek için aynı özeni, dikkati gösteriyor mu? Bu sabah iş yerinde ağzında sigara "selamün aleyküm" diyen bir şahıs böyle düşünme ve soru sormama sebep oldu. İstenmeyen tüylere çözüm üreten insanoğlu, istenmeyen huylara çözüm üretmeyi düşünüyor mu? Düşünüyorsa reçetesi nedir? Ramazan, açlığı, iç dünyasında tam anlamda duymaktır. Fakat ilginçtir, medyada, insana "tokluk hissi" veren yeme-içme tavsiye ve telkinleri daha çok yer tutmaktadır.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı