Rivayet edilir ki, Hz. Aişe (ra) annemiz, bir gün yaptığı duâda “Ya Rabbi bildiğimiz ve bilmediğimiz Esma-i Hüsna hürmetine…” der. Bu söylemin sıhhatini Efendimize (asm) arz eder. “İsabet ettin …İsabet ettin“ buyurarak cevaplar Efendimiz (asm).
Bediüzzaman Hazretleri Esma yansımalarını izhar buyururken bu kutsî isimlerin mana ve ehemmiyetine dair şöyle bir paragraf açar, der ki;
“Dünyanın üç yüzü vardır. Birinci yüzü Cenâb-ı Hakk’ın Esmasına bakar onların nukuşunu gösterir. Mana-i harfiyle onlara ayinedarlık eder. Dünyanın şu yüzü hadsiz mektubat-ı Samedaniyedir. Bu yüzü gayet güzeldir. Nefrete değil aşka lâyıktır.” (Sözler, s. 571)
Kur’ân âyetleri Esma’ya şöyle değinir.
Buyrulur ki:
“De ki, ister Allah diye duâ edin, ister Rahman diye duâ edin, hangisiyle duâ ederseniz edin, Çünkü Esma-i Hüsna (en güzel isimler) O’na mahsustur.” (İsra, 110)
Cenâb-ı Hak’tan bildiğimiz ve bilmediğimiz Esma-i Hüsna’sı hürmetine hakkımızda hayırlarla ettiğimiz duâları kabul buyursun inşallah diye yalvarmaya kesintisiz devam etmeliyiz.