"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Çok Abdurrahmanları taşıyan bir Ali”

Mustafa ÖZTÜRKÇÜ
17 Mart 2015, Salı
Vefatının 71. yılında rahmet duâsıyla…

Bediüzzaman Hazretleri, başlığa taşıdığımız sözü, talebesi Hafız Ali Ergün için kullanmıştır.

Abdurrahman, Bediüzzaman Hazretlerinin öz yeğenidir. Büyük ağabeyi Molla Abdullah’ın oğludur.

Gençlik yıllarında, Bediüzzaman Hazretlerine sadakatle bağlı olup, onun hizmetinde bulunanlardandır.

Özellikle, Bediüzzaman’ın Rus esareti sonrası teşrif ettiği İstanbul’da kaldığı yıllarda, Hz. Üstad’a hizmette kusur etmeyen yeğeni Abdurrahman’ın, Üstadın hayatı ile alâkalı eski talebelerinden Müküslü Hamza ile birlikte küçük hacimli bir de kitabı mevcuttur.

Nur’un satır aralarındaki bir çok mektubunda, yeğeni Abdurrahman’ın sadakat ve fedakârlığından bahseder Bediüzzaman Hazretleri.

“Çok Abdurrahmanları taşıyan bir Ali”1 dediği İslamköylü Hafız Ali Ergün’ü de sadakat, ihlas ve gayretinden dolayı yeğeni Abdurrahman’a nisbet eder.

Hafız Ali Ergün, Bediüzzaman Hazretlerinin Barla’ya ilk teşrif ettiği yıllarda ona talebe olur ve aralıksız sekiz sene hizmetiyle birlikte, ihlas, sadakat içinde hizmette kusur etmeden Nurları yazar, okur ve yayar. Bu yüzden de “Hafız Ali sisteminde Nur talebesi olunması yönünde” tavsiyede bulunulur.

Hafız Ali ağabeyi araştırmak ve tanımak adına doğduğu köy olan İslamköy’e birkaç defa seyahatımız olmuştu.

Çevrede “Ali Hafız” olarak tanınan Hafız Ali’nin aynı köyde ve civarında hâlen ondan ders alan bir çok talebesi mevcuttur. Bunlarla birlikte Hafız Ali’nin İslamköy’de kaldığı evi de halen ayaktadır. Kur’ân kursu olarak tahsis edilen evi, bu vesileyle ziyaretçiler tarafından gezilmekte, ruhuna fatihaların okunmasına vesile olmaktadır.

Hafız Ali Ağabey 1898 yılında İslamköy’de dünyaya gelmiştir. 17 Mart 1944 yılında Üstad’la birlikte Denizli hapsindeyken hastalanır. Bazı rivayetlere göre zehirlendirilerek ve hastaneye kaldırılarak şehîden vefat eder. Mezarı Denizli eski kabristanındadır. Eşinin ismi Ümmühan’dır, merhumun mezarı İslamköy mezaristanında bulunmaktadır.

Üstad Bediüzzaman Hazretleri, Hafız Ali’nin bu acı veren hâli karşısında Lem’alar’da şöyle der:

“..Sonra gizli düşmanlar beni zehirlediler. Ve Nur’un şehid kahramanı merhum Hafız Ali benim bedelime hastahaneye gitti ve benim yerimde berzah âlemine seyahat eyledi, bizi me’yusâne ağlattırdı.”2

Kudsî Nur hizmeti içinde büyük bir rükûn olan Hafız Ali Ağabeyin bir önemli vasfı da “Nur fabrikası nam sahibi” olarak Üstadın senasına mazhar olmasıdır.

Hazreti Üstad’ın Denizli Hapsinden tahliye olduğu gün, Denizli Mezarlığı’nda bulunan Hafız Ali’nin mezarı başına giderek ruhuna fatihalar yolladığı anlatılır.

Bediüzzaman Hazretlerinin Hafız Ali Ağabey için kendi el yazısıyla yazdığı dua: “Allah’ım, İsm-i A’zam hürmetine Hafız Ali’nin kabrini bir ravza-i Cennet ve bir berzah-ı medrese-i nuriye eyle. Âmin. Ve onu Cennetü’l-Firdevsinde saadet-i ebediyeye mazhar eyle. Amin, âmin.

 

Hazreti Üstadın talebelerine gösterdiği vefa hususunda bir ölçü olan bu nezih tavrı ile alâkalı hatıra ise şöyledir:

Selahaddin Çelebi anlatıyor:

“Hapishaneden beraet edip tahliyemizde, Üstadımızın ilk işi Denizli’nin yeşillikler içindeki kabristanına gitmek oldu. Hafız Ali’nin kabri başında Kur’ân okundu. Üstad hazin bir duâ yaptı. Elini semaya kaldırdı. ‘Bu şehid bir yıldızdır’ dedi. O sırada gayr-i ihtiyârî başımızı kaldırdığımızda, semada ışıl ışıl bir yıldız parlıyordu.”3

“Ben merhum Hâfız Ali’yi unutamıyorum; onun acısı beni çok sarsıyor”4 diyen Hazreti Üstadın nazarında “Çok Abdurrahmanları taşıyan bir Ali”nin, Nur hizmeti içindeki yeri işte böylesine mühimdir.

Cenab-ı Hak, Aziz Üstadımızın ve o kahraman Nur talebelerinin şefaatlerine bizleri mazhar kılsın. Âmin.

Dipnotlar:

1- Kastamonu Lahikası, Yeni Asya Neşriyat, yeni tanzim, mektup no: 2, s. 20
2- Lem’alar, Yirmi Altıncı Lem’a, On Altıncı Rica
3- Son Şahitler, c: 2, s. 117
4- Şualar, s. 321

Okunma Sayısı: 4832
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Bilâl TUNÇ

    17.3.2015 18:44:14

    Kusura bakmayın ama ben sizin Y. Asya'daki yazınız için soru sordum.. Cevaplarını da burada veriniz zahmet olmazsa.. Sorularım anlaşılmamış olmalı!.. Tekrar sorayım: 1-Abdurrahmân ÖZ yeğeni ise ÜVEY yeğeni veyâ yeğenleri kimlerdir? 2-BÜYÜK ağabeyi Molla Abdullah ise KÜÇÜK ağabeyi veyâ ağabeyleri kimlerdir? 3-Abdurrahmân’ın Müküslü Hamza ile BİRLİKTE te’lif ettikleri kitabın belgesi veyâ bir resmi gösterilebilir mi? Bu soruların cevaplarını o dediğiniz kitaptan kopyala/yapıştır da yapabilirsiniz..

  • Mustafa ōztūrkcü

    17.3.2015 15:32:13

    Aziz abi slm ve dua ile,Hafız Ali ile alakalı yaZıda yazı münasebeti ile sorduğunuz suallerin bütün cevap ları şah damar yayınları arasında nesre dilen Bediuzzamanın bilinmeyen akrabaları adlı kitabımızda mevcuttur.kolay gelsin

  • Bilâl TUNÇ

    17.3.2015 13:13:40

    CEVAPLANDIRILMASI TALEBİYELE: 1-Abdurrahmân öz yeğeni ise üvey yeğeni veyâ yeğenleri kimlerdir? 2-Büyük ağabeyi Molla Abdullah ise küçük ağabeyi veyâ ağabeyleri kimlerdir? 3-Abdurrahmân’ın Müküslü Hamza ile birlikte te’lif ettikleri kitabın belgesi veyâ bir resmi gösterilebilir mi?

  • Garib Doğu

    17.3.2015 12:54:49

    Evet,dünya zindanlarında ömür sürme,ve bu zindanlarda zehirleme hadisesi...Üstadına aşık, bir Nur sevdalısı,bir Nur Kahramanı indi İlahide reddedilmeyen o mübarek duasiyle berzah alemine seyahata çıkması ve Hapishaneden çıkınca Üstadımızın ilk işinin bu Nuru-'un fedaisinin mübarek kabrini ziyaret etmesi,ona dua etmesi,ve ''Bu şehid bir yıldızdır'' deyip tavsit etmesi,ben merhum Hafız Ali'yi unutamıyorum;onun acısı beni çok sarsıyor'' demesi ne kadar yandırıcı bir hal Allkahım Ya Rabbi...Bütün insanlığı ağlattıracak kadar yakıcı,yandırıcı bir manzara...Evet mazide buna benzer çok haller yaşanmış.Bugünlere kolay gelinmedi.Ne bedeller ödendi..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı