Eğitim meselemize ciddî manada bir el atmak önemli bir zaruret halini almıştır. Bu meseleyi arzu edilen seviyeye getirmek ise, birinci derecede idarecilerin sorumluluğundadır.

Yani, eğitimimizi değerlerimize uygun ve hale getirmek tarihî bir mesuliyet olarak devletin omuzundadır.

Yakın tarih dediğimiz süreç içinde eğitimde olup bitenlere bir bakınız. Sonra da, ülkemizin ve insanımızın öz değerleri müvacehesinde bir değerlendirmeye tabi tutunuz. Ölçü olarak da, akıl ve vicdanları hakem kabul edelim. 

Sonra da, şu suali sorunuz: “Biz şu eğitim sistemiyle neler kazandırdık? Ve mevcut eğitim sistemiyle nasıl bir insan tipi yetiştirdik? Ve sonuç nedir?”

Devam eden mevcut eğitim sistemi ülke ve millet olarak değerlerimize ne ölçüde uygunluk arz etmekte? Ve yine mevcut sistem mahiyet itibariyle ilme, fenne, akla mı bağlı; yoksa şahısların anlayışına mı bağlı?

Eğitimdeki hal bu minval üzereyken ciddî ve köklü reformların yapılmaması nasıl izah edilir?

Neler yapılmalıdır? 

Kısaca şöyle sıralamış olalım:

l Kanun, yönetmelik ve genelgelere dayalı olarak mevcut sistem enine boyuna ele alınarak tartışılmalı. Günümüze en uygun biçimde yeniden düzenlenmelidir.

l Ders kitapları yıllardır alışılmışlığın dışında yeniden hazırlanarak değerlendirmelidir.

l İnsanımızın düşünce ufkunu geliştirici mahiyet arz eden, fıtratına uygun konulara yer verilerek düşünen insan profili kazandırılmalıdır.

l Yaratıcı ile yaratılan arasındaki ilişkiyi doğru şekilde tarif eden kitaplara ağırlık verilmelidir.

l Mahiyet itibariyle herşeyin ilme bağlı olduğundan hareketle ilmî ve imanî değerlendirmelerle ruhları aydınlatıcı konulara yer verilmelidir.

l İlim, teknik, fen, felsefe ve matematik gibi konularda değerlerimizin ağırlıklı işlerlikli konulara yer verilmelidir.

l Ülke gelişmesi ve iyi insan yetiştirmede kriter olarak şahıslardan ziyade ortak akıl ekseninde insanımızı yetiştirmeyi hedef ittihaz edilmelidir.

l Fen ilimleriyle din ilimlerinin bir arada okutulmasının sağlanması mutlak surette yerine getirilmelidir.

Sonuçta; insanımızın ihtiyaçlarına uygun bir eğitim sistemini kurmalıyız.

İdarecilerimizden ülkemiz ve insanımız adına, tarihî bir mesuliyet şuuruyla bu değerlendirmelere kulak vermelerini beklemekteyiz.