Nasıl olması gerektiğini Risale-i Nur kongrelerinde hazırlanıp kamuoyuna deklare edilen “Müsbet hareket bildirisi”nde yer alan eğitimle alâkalı bir anekdot, ideolojik yapıdaki eğitim sistemine ölçü olabilir deyi düşünüyoruz. Mezkûr bildiri de, bu husus şöyle şekillenmiştir. Deniliyor ki;

“Eğitim demokratik hale getirilmeli, eğitim müfredatı her türlü ayrımcı ifadeden temizlenmeli, bir bütün olarak eğitim-öğretim sistemi Türkiye’nin çok kimlikli toplumsal yapısını yansıtmalıdır.” (Yeni Asya, 19.01.2015).

İdeolojik yapıya entegre edilen sistemlerin, insan fıtratıyla çeliştiği muhakkaktır. Asıl olan, fıtrada uygun sistemle kişiler eğitilmelidir. İdeolojik kaidelerle donanımlı sistem, ülkeye ve insanına fayda yerine bir çok olumsuzluğu beraberinde getirir. Bizde olduğu gibi.

Bizdeki mevcut eğitim sistemi, evrensel ve pedagojik bir yapıdan ziyade ideolojiktir. Bu sebeplerdendir ki, daima tartışılır vaziyettedir. Eğitimi idare eden en üst seviyedeki zevat tarafından da ideolojik muhtevadan dolayı tenkitlere maruz kalan mevcut eğitim sistemi ülkemizi ve insanımızı taşıyamaz hale gelmiştir.

Yapılması gereken en önemli faaliyetin, eğitim sisteminin evrensel normlar içinde kalınarak, pedagojik hale getirmek ve onu demokratik bir anlayışa sahip şekilde düzenlemek olmalıdır.

Olumsuzlukları daha fazla öne çıkmış eğitimde iyileştirmede müfredattan başlayıp, demokratik bir vaziyet haline getirip topluma yansıtılarak kazandırmak olmalıdır.

Yakın tarihle başlayan eğitimdeki olumsuzlukların ana kaynağı, şahıs ideolojisine endekslenmiş olmasıdır. Bu vaziyet, ülke ve insanımızın gelişmişliği ve ileriye dönük terakkisi adına elem verici bir haldir.

Merkezine insan odaklı bir anlayışı yerleştirmek artık zaruret halini almıştır. İnsan denen varlığın eğitimi sadece şekilcilik, kafatascılık ve her çeşit ayrımcı ifadelerle doğru bir yere gidilemeyeceği açıktır. Hür irade, müsbet düşünce yolunu açmanın en önemli ve tesirli argümanlarından birini teşkil eden eğitim mahiyet itibariyle ilimdir, fendir ve dindir. İnsanların terakkisi ve doğru kaidelerle doğru hedefe varmaları, ancak bu yolların doğru uygulanması ile mümkündür.

Ülkenin sevk ve idaresinden sorumlu yönetimlerin acilen eğitimi ideolojik vartalardan kurtarıp evrensel ve pedagojik bir hürriyet anlayışı içinde doğru olanı yapıp, bu yolları aramaları gerekmektedir.

Çok şerefli bir tarihe sahip olan bu ülke ve insanının değerlerine bağlı bir biçimde, istikbale yürümesinde, ölçü olarak alınması gereğine inandığımız değerler eğitimini çok yönlü, doğru bir biçimde geliştirerek, eğitim vasıtasıyla sağlamaları zaruret arz etmektedir.

Yani ideolojik bir eğitim sisteminden ziyade evrensel ve pedagojik bir sistem tesis edilip, demokratik kaide ve kuralların hakim olduğu eğitim sisteminin oluşmasını sağlamak olmalıdır.