"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Isparta’ya doğru

Mustafa ÖZTÜRKÇÜ
16 Mayıs 2016, Pazartesi
Kader-i İlâhînin bir sevki miydi? Hazret, mekân tuttuğu Nur menzilinden alınmıştı. Van’ın başı yüce, koca Erek Dağı zirvesinden bir kartal edası içinde yuvasından koparılmıştı.

Anadolu’nun bağrına doğru süzülürken, sevenleri hasretle ”Buradan gitme” diyorlardı.

Onu, Anadolu’nun yüreği kendine çekmiş, bağrına basmıştı.

Karlı bir kış gününde, sevdasıyla çırpındığı Karadeniz yoluyla İstanbul’a, oradan da Burdur, akabinde Isparta’ya doğru yol almıştı.

Isparta, onun hasretiydi. İştiyak duyuyordu, sonra da sevdası oldu. Barla’yı mekân tuttu. Koca çınarın gölgesinde serinledi. Çam Dağı’nın zirvesinde konakladı. Haşmetli çam ağacının dalları, Katran ağacının heybeti, o heybetli zata yoldaş oldu. Barla’nın dağları ve dereleri kütüphanesi oldu Aziz Üstad’ın.

Kur’ân rasathanesinden, âyet dürbünüyle bakıverdi herşeye. Koca kâinatı bir kitap telâkkisi içinde tefekkür etti. Kur’ân’dan tereşşuh eden hakikatlerle özdeşleşti, günleri ve geceleri.

Nur-u Muhammedî’nin (asm) engin senasına mazhariyetle, o nurla muhatap oldu.

Yalnız ve garipti. Ve de kimsesiz. Mazhar olduğu ulvî hakikatlerle hemhaldı. 

Etrafında, nurdan insan halkaları oluşmuştu. ”Yaz kardaşım” hitabına mazhar olan Hafız Tevfik, Sıddık Süleyman yazmışlardı. Sonra da, diğerleri...

Barla, ehl-i imanın ümidi haline gelmişti, karanlıkları delip geçecek diye.

Nurlar yazıldı, yayıldı ve okundu. İslamköy’ü Nur fabrikası, Sav Köyü Medrese-i Nuriye oluşmuştu.

Etrafa yayılan Nurlar, gönüllerde makes bulmuş, kalbten kalbe yayılmıştı. 

Burası Isparta’ydı.

Bu mübarek beldeye doğru yol alırken, Üstad ve Nur hasreti yüreğimize kor olmuştu. Sevinç gözyaşları içinde, o mübarek beldenin munis Nur havasını soluyorduk.

Barla, oradaki Üstad’a müntazır mekânlar, ardından İslamköy, Atabey, Sav, Isparta merkez gibi, Üstad’ımızı çağrıştıran hakikatlerini tahattür ediyorduk.

Aziz Üstad için, Isparta bir hasretti. ”Ben Isparta’yı Nurs Köyü gibi biliyorum. Orası benim memleketimdir” sözleri, Isparta hasretini öne çıkarıyordu.

Aziz Üstad’a, Nur şaheserlerine ve Nur Talebelerine iştiyakımızın adı olmuştu Isparta Mevlidi.

Bu duygu ve düşüncelerle, Isparta’ya doğru yol alalım. Isparta’da Üstad’la manevî olarak buluşalım.

Şark Mevlidleri

1967 Van Mevlidi, ülkemizin muhtelif bölgelerinde yapılan, Bediüzzaman Mevlidleri artık bir gelenek halini aldı. Büyük bir şevk ve heyecanla icra edilmektedirler. 16 Temmuz tarihinde inşallah bu niyetle Van’da olacağız. Bu arada, Üstad’ın Kastamonu yıllarında yanında ve hizmetinde bulunan Van’lı Çaycı Emin Bey’in bir hatırasını, Van’da iken oğlu Abdullah Çayırlı’dan dinlemiştim, şöyle ki:

“1967 senesinde Van’da Bediüzzaman için okutulan mevlid münasebetiyle, tutuklanmalar olmuştu. İcra heyetinden birkaç arkadaşımız hapishaneye gönderilmişti bu vesileyle. Babam Çaycı Emin, bu duruma çok üzülmüştü ve duâ ederek şöyle demişti: 

“Allah Nur Talebelerine gelen musîbeti bana versin.”

Ağustos ayının on beşinci günüydü. Kendine ait jipi ile köyümüze giderken, vasıtası yolda ateş alarak yanmış, kendisi de o arada şehiden vefat etmişti. Allah rahmet eylesin.

Okunma Sayısı: 1623
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı