Eğitim-öğretimin başladığı haftanın başından itibaren okumaya başladığımız Münâzarât adlı şaheseri öğretmenler dersinde paylaşmaya başlamıştık.
Bursa’da, müdavimi olduğumuz mekânda aksamadan devam öğretmenlerle her haftanın Çarşamba günleri derslerimiz büyük bir şevk ve gayretle devam etmektedir. Münâzarât söylemleri, karşılıklı müzakereli ders şeklindeydi.
Bediüzzaman Hazretlerinin 1900’lü yıllarda Şark seyahatlerinin bir ürünü olan Münâzarât Risalesi, hakikaten tam bir demokrasi okuludur.
Hazret-i Üstad’ın, “Meşrûat-ı meşrûa” diyerek tasvip buyurduğu, günümüzdeki adıyla demokrasinin millî ve manevî değerlerimizle özdeşleştiği çok net bir biçimde izhar edilmektedir, bu şaheserde...
Doğru İslâmın, doğru söylemlerini izah edilmesiyle bilinen ve görülen Münâzarât adlı eserden, yönetimlerin ve insanımızın yeterince faydalanma cihetine gitmesi noktasındaki eksiklikler çok büyük zafiyettir.
Günümüzden yüzyıl öncesi bir zamanda ele alınarak insanlığın istifadesine sunulan eserdeki temel tanımlar öne çıkartılıp, sahiplenilmesi gerekmektedir.
Yönetimlerin, resmî ideoloji söylemlerinden soyutlanarak demokrasinin adeta bir okulu olan Münâzarât’taki söylemlere sahip çıkmalarıyla rahatlayacak olan hem yönetimler ve hem de insanımız olacaktır.
Bir demokrasi okulu olan Münâzarât için dileriz ki; yönetimler ve insanlık şu şaheserde yazılan demokrasi ile alâkalı hakikatleri anlasın, bilsin ve fiiliyata döksün...
Doğru demokrasi Münâzarât okulundadır. Bu da bilinsin...