Kur’ân’dan süzülen Risale-i Nur eserleri, Esma-ül Hüsna’ya mahzar ve medar konumundadır.
Esma-ül Hüsna yansımalarını sıkça gördüğümüz Nur’un sıfatlarında Nur’ların müellif-i muhteşemi şu tesbitleri nazarlara atfeder ve der ki:
“..bu kâinat, bütün mevcudâtıyla beraber, kaderin kalemiyle yazılmış, kudretin çekiciyle yapılmış mânidar hadsiz kitaplar, mektuplar, nihayetsiz binalar ve saraylar hükmünde, herbiri binler vecihle ve beraber hadsiz vücûh ile Rabbânî ve Rahmânî nihayetsiz fiilleri ve o fiillerin menşeleri olan bin bir esmâ-i İlâhiyenin hadsiz cilveleriyle ve o güzel isimlerin menbaı olan yedi sıfât-ı Sübhâniyenin”… “hayat, ilim, kudret, irade, sem’, basar ve kelâm sıfatlarının celâlli ve cemalli tecellileriyle kendini tanıttırır, bildirir.” (Şuâlar:134)
Nur Risaleleri Nur ism-i şerifinin yanı sıra, bir çok Esma-ül Hüsna’nın mazharıdır… Meselâ, Hakim ve Rahim gibi daha çok, bir çok esma’ya mazhariyeti, O’nun manevî sırlarla mücehhez oluşundandır.
Bediüzzaman Hazretlerinin tertip ve tanzimiyle namazların arkasında yapılan tesbihatlarda okunan onlarca Esma-i İlâhiye, Duâ-i ism-i azam ve ism-i azam telâffuzlarıyla şekillenmeler de, Risale-i Nur’un hakkaniyetine birer işaret olarak değerlendirilmesi mümkündür.
Risale-i Nur’ların binlerce Esma-i İlâhiyeye mazhar oluşunun sırlarından birisi de, Kur’ân’dan süzülen hakikatler olduğu gerçeğini vurgulamaktadır… Sürekli okunmasında alınan lezzetlerin sebebi belki bundan dolayıdır denilebilir.