"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Parlak kalemler

Mustafa ÖZTÜRKÇÜ
22 Ekim 2017, Pazar
Köyümüzde bulunan ilkokulun son ders çıkışı, sevinçle koşardık Hadi Dayı’nin evine.

Van Gölüne nazır bir yerdeydi Hadi Dayı’nın evi. Bir ilim ve irfan yuvasıydı. Namazların birlikte kılındığı, Namaz sonrası Nur Risalelerinin okunduğu ve yazıldı bir mekândı...

Küçük yaşlarda elimize tutuşturdukları mürekkeb ve divit uçlu kalemlerle, rahle başına oturu, Risale yazmaya başlardık. “Yaz kardaşım” derlerdi. Bizde yazardık. Rahmetli, Adilcevaz’lı Bekir Ağa’nın, köyümüze ilk defa getirdiği risalelerle tanışıklığımız, köyümüzü nurlandırmıştı. Aynı köyden olan, Nevruz Abi’nin ziyade ihlâslı, sevk ve idaresi altında, yazdıklarımız Risaleleri hâlâ saklar dururuz.Yazılan Risale formalarının akabinde, ruhumuzu bir sevinç, gönlümüzü mânevî saadet sarardı. Sonra, neşeyle oradan ayrılır giderdik.

Birinci Söz’le başlamıştı, Risale yazmalarımız ve okuyuşumuz. Uzun yıllar önce, Nur Üstadımızın ”Parlak kalemler” diyerek tasvib buyurduğu, Risale yazmalarının engin huzuru, Parlak kalemlerden sirayet etmiş olmalı ki; o çocukluk yıllarımızda ”Eskimez yazının” verdiği  mânevî lezzetler unutulmazdı. Barla sıddıklarının, Medrese-i Nuriye elemanlarının, İslamköy’lu Nur kahramanlarının, mübarekler heyetinin parlak kalemlerinden süzülen Kur’ân  hakikatlarının, köyümüz de neşv-ü nema bulduğu Nur tohumları yeşermeye başlamıştı. Güzel Yurdumuzun Barla’dan başlayan ve bir başından, diğer başına kadar kapsama alanına aldığı Nur’un bu kudsî ve nuranî yayılışı kâinat ve içindekilerin dikkatine mucib büyük bir hadiseydi.

Arş-ı a’zamdan, ism-i a’zamdan süzülen Kur’ân’ın senasına mazhar olan hakikatlerin özelliklerini taşıyorlardı parlak kalemler.  Nur-u Kur’ân’la şahlanan parlak kalemlerin bir hususiyeti de, Nur’un satıraralarında şöyle şekilleniyordu, ifade ediliyordu: “Altı yedi senede yirmi otuz sene kadar fâtihâne iş görmüşler. Parlak kalemlerinin yâdigârları gibi, onların hizmetlerine tevakkuf etmez; onların bedeline, onların defter-i a’mâllerine hasenat yazdırıyor. Hattâ Hizb-i Nurînin öyle bir kuvvetli fütuhatı var ve öyle ehemmiyetli yerlere girmiş ki, onu neşredenler mütemadiyen çalışıyorlar hükmündedir.” (Şuâlar: 485)

Dahası;

İnsanlık âlemine kazandırdıkları mânevî değerlerin nevş-ü  nemasında, parlak kalemlerin mekânları ve zaman itibariyle hadiselerin seyride manidardı. Parlak kalemlerin, parlaklıklarındaki manevî  hususiyetleri, Nur’un ışığını yazmak ve yaymaktan ileri  geliyordu.

Ekilen Nur tohumlarının zeminizde açtığı çiçekler parlak kalemlere, ”Maşallah” diyorlardı.

Okunma Sayısı: 1566
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Müjdat Bayar

    22.10.2017 08:03:28

    Allah o parlak kalem ve saff- evvel mübarek talebelerden razı olsun.Biz de o güzide eserleri eskimez yazıyla okuyup yazabilmeliyiz.Bu meselenin de önemli olduğuna kaaniyim.Hatt-ı Kur'an'la yazma ve okumanın manevi hazzı bambaşkadır.

  • said yazar

    22.10.2017 06:21:35

    Tebrikler o parlak kalemlerden biri olan Mustafa Õztürkçü ve emsallerine. Selam ve dua ile

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı