"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tahribatı büyük sosyal muhtevalı darbeler

Mustafa ÖZTÜRKÇÜ
06 Ağustos 2015, Perşembe
Ülkemizde, yakın tarih sürecinde oluşturulan olumsuzluklar arasında tahribatı büyük birçok sosyal muhtevalı darbe projeleri uygulamaya konulmuştur.

Bu projeler arasında, maneviyatı çökertme oyunları, eğitim yoluyla bu aziz milletin adeta kaderini değiştirme (!) faaliyetleri, bir takım anlamsız ilke ve inkılâplarla öz kültürden soyutlama çalışmaları, İslâma ve Kur’ân’a dolaylı yollardan vurulmak istenen planlar ve insanımızı günah cenderesinde inletme gibi, hainane ve münafıkâne yollarla yapılan darbeleri sayabiliriz...

Yine, bu süreç içerisinde, cumhuriyetin manevî temellerini rafa kaldırarak menfur oyunlarını icra-i faaliyete geçiren şahıs-şahıslar her şeye rağmen yaptıkları projelerin uygulanmasında bir ölçüde başarılı da olmuşlardır.

Alınız, şu mevcut eğitim sistemini enine boyuna incelemeye tabi tutunuz. Görülecek ki, bu yolda yapılan tahribatın boyutları korkunç denecek düzeydedir.

Bir asra yakın bir süreçte, insanımızın çarpık eğitim sistemi yoluyla nasıl bir insan tipinin oluşturulduğu her aklı başında olan insanın dikkatlerinden kaçmaz. Şahsa endeksli, şekilcilikten ibaret, ruhsuz bir sistemle yeni neslin nasıl bir karakter sergilediği izahtan varestedir.

Bozuk Avrupa olarak telâkki edilen, manevî değerlerden ve gerçek insanî portelerden uzak bir anlayışın ölçü olarak alındığı acı tahribatlar ise, işin bir başka olumsuz boyutunu teşkil etmektedir. Şu güzel ülkemizin güzel insanlarının kendine has öz kültürü ve değerleri yokmuş gibi, Garb’ın kokuşmuş ve çürümüş esaslarını dikta etmenin altında yatan melânetleri uygulatmanın hangi aklın ve hangi zihniyetin eseridir, diye düşünmek iktiza etmez mi?

Kahir ekseriyeti Müslüman olan insanımıza, inanç ve değerleri yetmiyormuş gibi, akıldan uzak, tabiatpereslik ve uluhuyeti inkâr yaklaşımları içinde barındıran kof zihniyetin ihraç edilmesine sebebiyet veren şahıs-şahısları çok iyi tanıma gereği hasıl olmaz mı?

Gerçek medeniyet ve medenilikten uzak, kof inkârcılığa dayalı bir takım olumsuz hayat tarzlarının zehirlerini bu İslâm toplumuna eken zihniyeti çok iyi tanımak gerekmektedir, diye düşünüyoruz.

Bütün bu olumsuz projelerin uygulamasını münafıkane bir hareketle, bizden olmayan, fakat bizden olduğunu ısrarla vurgulayan bu ahirzaman sürecinde yaşamış şahıs-şahısları tanıma hassasiyetini elde etmeyen insanımıza karşı uyarıcı vazifesini yapan maneviyat kahramanlarını da tanıma şuurunu geliştirmede geç kalınmıyor mu dersiniz?

Muhtevasında, tertemiz esaslarla mücehhez İslâm kültürünü şuurlu bir biçimde algılamamız zaruriyetiyle karşı karşıyayız, diyoruz. Bunun yolu ise, Siyasal İslâm’dan ziyade doğru İslâm ve İslâm’a lâyık doğruluğu, artık çok iyi kavrayıp öğrenmek ve yaşamaktan geçtiğini de söylemiş olalım.

Bütün bu sosyal muhtevayla darbelere karşı uyarıcı vazifesini yapan Bediüzzaman Hazretleri, eserlerinde bu hususlara oldukça çokça dikkat çekmiştir. Sosyal muhtevalı darbeler, kaleyi içten fethetmenin adıdır. Bu yüzden de, Risale-i Nur şaheserleri bu tehlikeleri önceden bildiren yıkılmaz bir kale durumundadır günümüzde.

Bediüzzaman ve eserleri günümüzde bu açılardan da çok önemli vazifeler icra etmiştir.

Yeter ki bu şaheserlere ve müellifi muhteremine kulak verilsin.

Okunma Sayısı: 1330
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı