"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yola çıktık Mardin'e

Mustafa ÖZTÜRKÇÜ
07 Haziran 2017, Çarşamba
NURLU MEKÂNLARDA SEYAHAT

Mardin’e ilk defa, yıllar önce görevimiz gereği tayinen gitmiştim..

Sıcak bir yaz gününde, mardin merkezden, atandığım Derik ilçesi araba terminaline doğru yürürken, tatlı bir tevafuk olarak, Mardinli dostumuz Selim Parlakoğlu ile karşılaşmış, hasret gidermiştik. 

Mardin’e ilk defa 1889 yılında teşrif eden Bediüzzaman Hazretleri, Şeyh Eyüp Ensariy'e ait mekânda kalmakla birlikte, Mardin'deki şerefiye medresesini mekân tutmuş. Ulu Cami'de kalarak o mekânları mesken ittihaz etmişti.

1985 yılında,Gazetemiz yazarlarıyla birlikte çıktığımız Anadolu seyahatleri sırasında, Cizre’ye de uğramış Cizre’de, Bediüzzaman Hazretleri'nin yörede zulümleriyle öne çıkan Mustafa Paşa'nın âlimlerini ilzam ettiği Ban-i Hanı mevkiine de gitmiştik.

Burada resmî görevlilerce bazı engellemelerle karşılaştıksa da, yine de maksadımız hasıl olmuştu.

On yedi yaşlarında Mardin’e gelen Bediüzzaman Hazretleri, buradaki hareketli hayatı içinde, dikkat çeker olmuştur. Mardin Mutasarrıfının kendisiyle uğraşması sebebiyle, Bitlis’e gönderilen Bediüzzaman Hazretleri, yolda eli kelepçelenerek götürülür.

Savur ilçesi yakınlarında, elinin çözülmesini istemesi ve namazlarını kılması isteği üzerine, söz dinlemeyen jandarmalara mukabil,”Namazın kerametidir”diye yorumladığı bir hadise yaşanır. 

Bediüzzaman:

“Ellerimi çözün, namaz kılacağım” der  Jandarmalar ise:

“Olmaz, bu vaziyette kıl.” derler.

Jandarmaların gözleri önünde ellerindeki kelepçeler açılıp yere düşer.

Bediüzzaman gidip abdest alır ve huşu içerisinde namazını kılar.

Bu olay jandarmaların akıllarını durdurmuştu. Ne yapacaklarını şaşırmışlardı.

“Gelin,” dedi “Bediüzzaman. “Vurun şimdi kelepçeyi.”

Fakat jandarmalar çok mahcup olmuşlardı.

“Efendim, biz bu zamana kadar sizi korumakla görevliydik, bundan sonra artık hizmetinizdeyiz,” dediler.

Askerler Bediüzzaman’ı valiliğe teslim ettiler.

Aradan yıllar geçtikten sonra, bu ibretli olayı Bediüzzaman’a sormuşlardı:

“Kelepçeyi nasıl açtınız?”

Bediüzzaman:

“Ben de bilmiyorum nasıl açıldığını. Olsa olsa namazın kerâmetidir.” der.

Okunma Sayısı: 1727
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı