"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ekonomi büyüyor mu?

Mustafa Sait ÖNAL
12 Aralık 2017, Salı
Bir sabah uyanıyoruz ve Türkiye ekonomisi 3. çeyrekte yüzde 11.1 oranında büyüdüğünü duyuyoruz.

Bazı arkadaşlar da “11.1 mi?” şeklinde şaşırarak mesaj atıyor. Evet, TÜİK’in ekonomik büyüme verilerine göre rakamlar yüzde 11.1 şeklinde. Rakamların açıklandığı gün neredeyse bütün medya büyüyen Türkiye ve dünyanın en hızlı büyüyen ülkesi minvalinde başlıklar attı.

Geçtiğimiz çeyreğin büyümesi rakamlar üzerinde yüzde 11.1 olabilir. Ancak şu soruyu sorarak başlayalım: Bu rakam sürdürülebilir mi? Önceki rakamlara göre, Türkiye son üç çeyrekte sırasıyla yüzde 5.3, yüzde 5.4 ve son olarak yüzde 11.1 büyüme göstermiş. Bu rakamlara göre istikrarlı bir büyüme gözüküyor mu? Hani bazen elektrik dalgalanması olur ya evlerimizde ampul birden parlayıverir. Öyle bir büyüme gibi… Bekleyip göreceğiz; son çeyrekte ne kadar büyüme rakamı üretebileceğiz.

Diğer bir mesele de bir önceki yılın 3. çeyreğindeki ekonomik büyümenin yüzde -0.8 olması. Rakamlar bir önceki yıla göre hesaplandığı için bu çeyrek “olağan” bir büyüme kaydedildiği takdirde zaten çift haneli olmak zorundaydı, çünkü bir yıl önce ekonomi daralmıştı. Önceki yıl rakamları gibi yüzde 5 civarında büyüme olsaydı büyüme değil yerinde sayma olacaktı.

En önemli hususlardan bir tanesi de büyüme rakamları 2009 yılı baz alınarak hesaplanıyor. 2009 yılında Türkiye yüzde 4.9 daralma yaşamıştı. Yani dip rakamlar ile karşılaştırma yapılarak fark hesaplanıyor. Fazla çıkması çok normal değil mi? Yani bugün ölçüm metodunu değiştirirseniz rakamlar istemediğimiz yöne gidebilir. İstatistik pekala aldatma aracı olarak da kullanılabilir.

Türkiye ekonomisi “uçtukça” hesaplama yöntemleri “revize” edilip duruyor. En son enflasyon rakamları hesaplanırken konu oldukça tartışılmıştı. Bugün ise hâlâ hesaplama yöntemleri tartışmalı. İktisat ilminin bize öğrettikleri ilginç bir şekilde Türkiye’de farklı işliyor.

Ekonomik büyüme aslında, Gayrisafi Yurt İçi Hasıla’nın (GSYİH) büyümesi anlamına gelir. GSYİH hesaplamasında ise birden fazla metod vardır. Üretim, harcamalar ve gelir yöntemiyle ekonomik büyüme hesaplanabilir. Türkiye ise “harcamalar yöntemi” ile ekonomik büyümesini ölçüyor. Yani bir yıl içinde nihaî mal ve hizmetlere yapılan harcamaların toplamındaki değişimden ekonomik büyümeyi hesaplıyor. Ne kadar harcarsak o kadar fazla büyümüş oluyoruz yani.

Büyümeyi etkileyen faaliyetler incelendiğinde ise büyümeye etki eden en yüksek faaliyet inşaat sektörü. Bu durum hiç şaşırtmadı, zira bu Türkiye’de böyle süregeliyor. Yani büyüme inşaat sektörüne dayanıyor hem de belki de hiç satılmayacak konutlarla şişmiş bir sektörden bahsediyoruz. Sonra da bu büyümeyle övünüyoruz. Nasıl büyüdüğümüz çok önemli. Kaslı büyümekle, obeziteyi karıştırmamak lâzım, öyle değil mi?

Basit bir soru yönelteceğim; madem ki büyüyoruz, öyleyse neden aylıklarımızla marketten daha az şey alabiliyoruz? 26 Ekim tarihli “Fakirleştiğimizin farkında mıyız?” yazımızda bu noktalara değinmiştik. Kimse bu rakamlarla gerçek büyümeden bahsetmiyor. İnsanlar da sanırım gerçekten bu rakamlara inanmıyordur. Çünkü Türkiye halkı olarak hâlâ fakiriz, fakirleşmeye devam ediyoruz. Şunu da sormadan geçmeyelim; madem büyüyoruz, Merkez Bankası da faizleri yükseltmesine rağmen neden döviz kurları tutulamıyor?

Büyüme deyince insanların aklında oluşan algı güzel, ancak hiç büyümenin kalkınmaya katkısı düşünülüyor mu? Ekonomik büyüme ve kalkınmayı birlikte düşünmek gerekir yoksa büyüme oranları bizim için sadece rakamlardan ibaret kalır. 

Ciddî reformlar ve üretim yapmadan bu rakamlar bizim için bir anlam ifade etmez. Bu rakamların gerçeği yansıtmasını her birimiz cân-ı gönülden isteriz. Türkiye’nin büyümesini, Türkiye’nin gerçekten güçlü olmasını isteriz. İhracat yüzde 8 artarken, ithalat yüzde 30 artarsa orada nasıl güçlenmeden bahsedebiliriz? Üretim yapmıyoruz ki, aksine harcıyoruz. Ekonomide dışa ne kadar bağımlı olduğumuzu gösterir bu. Aynı zamanda işsizlik ve enflasyon zirvedeyken hangi büyümeden bahsediyoruz? Bu rakamlarla hayal kurup yoksulluğun, eğitimin, ekonomik politikaların, ülke ekonomisinin ve kalkınmayı etkileyen diğer bütün faktörlerin iyiye gittiğini nasıl düşünebiliriz, mümkün mü?

Haydi bir kez daha balona üfleyelim belki yüzde 20’yi de görürüz büyümede. Aman dikkat! Balonu patlatmayalım yoksa suratımıza patlamış olacak.

Okunma Sayısı: 3707
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • halil

    12.12.2017 17:28:32

    İstatistiği bile aldatma aracı olarak kullanıyor siyaset.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı