"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ekonomi tahsilinde ne öğretirler?

Mustafa Sait ÖNAL
31 Mayıs 2018, Perşembe 00:03
Ekonomi tahsili alanlar bazı dersleri geçebilmek için en azından bazı temel teorileri öğrenmek zorunda kalır.

Tabiî eğer okulu zorlamayla bitirdiyse zorunda kalır. Yoksa derin ekonomi ilmi bir kaç teoriyle bitmez. Bazı teoriler çok açık ve nettir. Mantık sınırları dışında da değildir. Örnek vermek gerekirse Faiz-Enflasyon-Kur denklemi oldukça basit mantık üzerine oturur. Elbette üretim, para arzı, tasarruflar ve yatırım gibi değişkenleri eklediğinizde denklem biraz daha derinleşir. Ancak temelde mantığı yine de basittir. Bu mantığın aksine konuşmak dünyaya “iki kere iki, beş eder” demek gibidir.

Bu yazıda hükümetin ekonomi üzerindeki politikalarından ziyade Merkez Bankası’nın para üzerindeki etkisine değineceğim. Çünkü Faiz-Enflasyon-Kur dengesi ilişkileri asıl Merkez Bankası’nın para politikasıyla ilgili. Merkez Bankası’nın etkisi piyasalarda çok daha hızlıyken hükümetin ekonomi üzerindeki maliye politikası ise ancak uzun vadede etki gösterir. Yani 2018 Türkiye ekonomisi, 2002’den bu yana alınan kararların toplamına dayanır. Eğer bir hükümetin görev süresinde yanlış kararlar alınırsa, Merkez Bankası elindeki araçları sert kullansa dahi durumu toparlamakta güçlük çeker, tıpkı 2018 Türkiye ekonomisi örneğinde gördüğümüz gibi.

Hızlıca ekonomiyi böylesine zor duruma bırakan etkenlere bakacak olursak, kötü eğitim politikası, hukukun üstünlüğünün zayıflaması, ekonominin inşaat sektörüne dayandırılması, kamu harcamalarındaki savurganlık, siyasette kavgacı tutum, hatalı dış politikalar, vergilendirmedeki dengesizlik vb. faktörler sayılabilir. Bütün bunlar 2018’e kadar birikti ve Türkiye’de ekonomiyi zor duruma soktu. Şimdi bütün bunların en bariz görünen sonucu Türk lirasının ciddi anlamda değer kaybediyor olması. İşin kötüsü Türk lirasının değerini şu anda tutabilen yok.

Ani gelişen durumlarda yukarıda bahsettiğim üzere finansal piyasalara etkisi hızlı olan Merkez Bankası, duruma göre elindeki araçları kullanıp kısa vadede piyasaları dengelemesi gerekir. Aslında dengeleyebilmesi gerekir. Bu dengeyi sağlamak için Merkez Bankası’nın kullanabileceği, elindeki en önemli silâhlardan bir tanesi faiz oranlarıdır. Sebebi ise döviz miktarı dışarıya çekilip, dolar ve euro yukarı fırladığı zaman, yatırımcıları tekrar çekmek için yatırımcılara yüksek faiz teklif etmenin dövizi bir süre daha içeride tutma etkisine sahip olmasıdır. Ancak hatırlayın ki uzun bir süredir Cumhurbaşkanı Erdoğan faizler düşecek şeklinde Merkez Bankası’na baskı yapıyor. Merkez Bankası araçları kullanması bakımından özgürdür, çalışabilmesi için de özgür kalmalıdır. Aksi takdirde işini doğru ve zamanında yapamaz. Merkez Bankası elindeki faiz silâhını, hırsız haneye tecavüz ettikten sonra patlatırsa bu silâhın patlaması hiçbir anlam ifade etmez. Bu durumu acı bir şekilde 2018 Türkiye ekonomisinde seyrediyoruz.

Merkez Bankası’nın faiz arttırımı dövizi dengede tutma gücüyle birlikte, enflasyonu düşürme etkisi de vardır. Merkez Bankası’nın en önemli görevlerinden bir tanesi de zaten enf- lasyonu düşük tutmaktır. Ancak son durumda hükümetin politikaları, Merkez Bankası’nın elindeki barutu ıslattı. Merkez Bankası, elindeki baruta bakmadan silâhını sıksa da, silâh zaten patlamıyor. Siyasetçiler ekonomi tahsillerine uygun hareket etmediği sürece de barut ıslak kalmaya devam edecek. 

Teoriyi açık ve basite indirgeyecek olursak faizler yükselirse döviz düşer. Döviz düşerse -şu durumda- enflasyon da düşer.

Bunca yıldır kötü yönetilmiş ekonominin üzerine bir de ispatlanmamış ve işe yaramadığı bariz, aksi teorileri, Türkiye’nin muhtaç olduğu dünyadaki yatırımcılara savaş açarcasına duyurmak Türkiye ekonomisine hiç de yardımcı olmuyor. Zaten politik zeminden kaçan yatırımcılar, ekonomi teorilerine savaş açan bir liderden temelli kaçıyor. Bunun bir gösteri olmadığına eminim, ancak bu hareket zor olan durumu daha da zora sokuyor. Birisi eğer ekonomi tahsilinin olduğunu söylüyorsa mantığı basit olan bütün kuramlara dikkat etmesi gerekir ki ekonominin gidişatı aşağı doğru devam etmesin.

Bir de not düşelim: Döviz cinsinden varlıkları Türk Lirası’na çevirmek, Türk Lirası’na yeteri kadar değer kazandırmaz.

Okunma Sayısı: 2867
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı