"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tatilin değerlendirmesi

Mustafa Teoman ATAN
30 Temmuz 2015, Perşembe
Yaklaşık dokuz ay devam eden 2014/2015 Eğitim ve Öğretim yılı 12 Haziran tarihi itibariyle sona erdi.

Yaz tatili başladı. Bu süre içinde yapılan zihnî ve fizikî faaliyetlere, sınavlara ve bunların öğrenciler ve veliler üzerinde sebep olduğu ruhî ve duygusal zorlanmalara ara verildi.

Alınan karneler tam manasıyla olmasa da çocukların yıl içerisinde kazandığı davranışları ve akademik alanda gösterdikleri gelişmeleri ifade etmesi açısından büyük önem arz ediyor. Her öğrenci ve öğrenci velisi, tabiî olarak en başta karneleri nazara alarak koca bir eğitim ve öğretim yılının değerlendirmesini yapıyor. Elbette bu değerlendirmenin sağlıklı ve tutarlı bir şekilde yapılabilmesi bazı önemli ilkelerin titizlikle gözetilmesine bağlıdır.

Her çocuğun değişik kişilik özelliklerine, değişik ilgi ve yeteneklere sahip olduğu düşünüldüğünde karnelerde ifadesini bulan sonuçların değerlendirilmesi daha gerçekçi ve daha yapıcı hale gelecektir. Pek çok uzmanın zaman zaman önemle üzerinde durduğu “Çocuğunuzu başka çocuklarla asla kıyaslamayın!” ilkesinin en çok ihlâl edildiği durumlar karne zamanlarıdır. Bir diğer çocukla karşılaştırılan öğrencide özgüven eksikliği ortaya çıkabileceği gibi okula ve öğrenmeye karşı olumsuz tutum ve davranışlar gelişebilir. Aynı zamanda çocuğun, kıyaslandığı arkadaşına karşı haset ve düşmanlık gibi menfi duygular yöneltmesi ihtimali de kuvvetlidir.

Yaradanın, her bireyi benzer yeteneklerle teçhiz etmesinin yanında, her bireyde bu yeteneklerin birbirinden farklı farklı derecelerde bulunması; her kalbi çeşitli duygularla donatmasının yanında kimi kalplerde bazı duyguların kuvvetli bazı duyguların diğerlerine nazaran sönük kalması, her insanın doğuştan güçlü ve zayıf yönlere sahip olduğu gerçeğini ispat ediyor. Öğrenci başarısının değerlendirilmesi esnasında bu hakikatin göz önünde bulundurulması gelişim seyrinin objektif bir şekilde izlenmesini sağlar. Öğretmen ve velilere düşen her şeyden önce öğrencinin kuvvetli olan yönlerini nazara vermeleridir. Öğrencinin kuvvetli olan yönlerinin gerçekçi bir şekilde nazara verilmesi, hem öğrencinin motivasyonunun sağlanması hem de üst eğitim kademelerine yönlendirilmesi esnasında kolaylık sağlar. Eğitim sistemimiz içerisindeki bir çok öğrencimizin başarı düzeyi, maalesef yalnızca zayıf oldukları dersler dikkatlere sunularak değerlendirilmektedir. Meselâ, yalnızca matematik dersinin zayıf olması sebebiyle aslında iyi bir öğrenci olduğunun izahını öğretmenine ve ailesine yapamayan pek çok öğrencimiz bulunmaktadır. Çocuğun hep bu açıdan değerlendirilmesi, tenkit oklarının hep aynı zayıf hedeflere gönderilmesi öğrencide bir müddet sonra yılgınlığa, ümitsizliğe, kendini atıl bir insan durumunda hissetmeye sebep olmaktadır. Bu durumdaki öğrencilerin kendini tanıma ve kendini ifade etme becerileri de ellerinden alınmaktadır. Öğrenciler, zayıf oldukları derslerle ve eksik oldukları davranış alanlarıyla ilgili olarak her fırsatta cesaretlendirilmeli, belirli bir gayretin sonunda başarıya ulaşabilecekleri konusunda teşvik edilmelidir. Sergilenen gayret neticesinde elde edilen en küçük bir gelişmenin dahi farkına varıldığı çocuğa hissettirilmeli ve mevcut gelişme takdir edilmelidir.

Hemen her dönem sonunda çocuk ve aile arasında bahsi geçen konulardan biri de karnenin ödüllendirilmesi meselesidir. Karnesi başarılı olan öğrencilerin bunun karşılığını maddî bir ödül olarak talep etmeleri alışılmış bir durumdur. Elbette eğitimde başarının ve olumlu davranışların ödüllendirilmesinin de önemli bir yeri vardır. Fakat çocuk, yanlış ödüllendirilmelerle yalnızca ödül kazanmak için gayret eder hale getirilmemelidir. Özellikle miktarı ve büyüklüğü abartılmış ödüller çocukta bu duruma sebep olmakta ve öğrenciyi asıl vazifesinden ve hedefinden uzaklaştırmaktadır. Mümkünse ödüllendirmeler öğrencinin hiç beklemediği bir anda, bir sürprizin gerçekleştirilmesi şeklinde olmalıdır.

Her öğrencinin yoğun çalışmaların sonunda dinlenmek ve eğlenmek amacıyla tatile ihtiyacı vardır. Özellikle karnesinde zayıf notlar bulunan öğrencilerin, cezalandırılmak amacıyla tatilden men edilmesi gibi bir muameleye tabi tutulması söz konusu olmamalıdır. Zihnen çalışan insanların daha çok yorulduğunu, daha çok dinlenmeye ihtiyacı olduğunu hepimiz biliriz. Özellikle okulların kapanmasına birkaç hafta kala öğrencilerde baş gösteren hareketlilik, davranışlardaki kontrolsüzlük zihni yorgunluğun davranışlara yansımasıdır. Tatil çocukların dinlenip eğlenmesine imkân hazırlar, bir sonraki eğitim ve öğretim yılına daha şevkli ve istekli bir şekilde girmelerini sağlar. Bu sebeple her çocuğun mevcut şartlar ölçüsünde tatil yapmasına imkân tanınmalıdır.

Yaz tatili dönemi yaklaşık üç ay gibi uzunca bir süredir. Tatilde dinlenmenin ve eğlenmenin bir sonraki eğitim ve öğretim yılının verimli geçmesine vesile olmasının yanında, bu uzunca sürede yıl boyunca kazanılan davranışların körelmesi, edinilen bilgi ve becerilerin silinmesi gibi bir risk de mevcuttur. Özellikle uzunca uğraşlar sonucu elde edilen sorumluluk duygusunun bu dönemde körelmesi, öğrencilerin yeni okul sezonuna intibakını güçleştirebilir. Bu amaçla tatil süresi içinde öğrencileri çok fazla sıkmadan, onların dinlenip eğlenmelerini engellemeden geçen sezon içinde okulda kazanılan bütün bilgi ve becerilerin tekrarı mahiyetinde bazı faaliyetler yapmalarına zemin hazırlanmalıdır. Tatil faaliyetleri ile bu tekrar faaliyetlerinin uyumlu ve dengeli bir şekilde sürdürülebilmesi için uygun bir planlamanın yapılması tatilin verimli bir şekilde sürdürülmesi açısından önemlidir. Eğitim hayat boyu süren, hayatın her anına sindirilmesi gereken bir süreç olduğuna göre, tatil dönemleri de eğitim açısından önemli bir işlevi yerine getirdiğine göre, bütün eğitim süreçleri gibi tatil dönemlerinin de verimli bir şekilde değerlendirilebilmesi için iyi bir planlama  gerekmektedir. Bu planlama yapılırken ailenin durumu, çocukların cinsiyetleri, yaşları, ilgi ve yetenekleri gibi özellikleri göz önünde bulundurulmalıdır.

Tatil süresince spor, san’at ve gezi faaliyetlerine katılma, kitap okuma ve ders tekrarları gibi uğraşların yanında çocukların sorumluluk duygularını geliştirmek amacıyla onlara bazı görevler verilebilir. Bu görevler tatil planlamasında olduğu gibi öğrencilerin yaşına, cinsiyetine, ilgi ve yeteneklerine uygun olmalıdır. Tatil planının içine öğrencilerin manevî gelişimine hizmet eden faaliyetler mutlak surette dahil edilmelidir. Çocuklar, Kur’ân-ı Kerîm öğrenmeyi, dini bilgileri arttırmayı sağlayan kurslara ya da faaliliyetlere yönlendirilmelidir. “İnsanın sırf bu dünya için yaratılmayıp” ahirete müteveccih bir varlık olduğu bilinci çocuklara kazandırılmalıdır.

Okunma Sayısı: 1528
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı