"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Velâdet-i Nebevi'nin günümüze bakan yönleri

Mustafa USTA
19 Nisan 2015, Pazar
Küfür ve dinsizlik karanlıkları dünyayı istilâ etmeye başlamış, semâvî dinler bile tahrip edilmişti.

Bir nur, bir ümit aranıyordu. Büsbütün ümitsiz değildi beşer, aynı zamanda çeşitli belirtiler de gözlemleniyordu. Kâhinler, ruhu ilk yaratılan o eşsiz Peygamberin (asm) teşrif edeceği zamanın yakın olduğunun farkındaydılar. Kimileri endişeli, kimileri ümit dolu…

“Kâbe’yi tahrip etmek ve yıkmak için, Habeş meliki Ebrehe, fil-i Mahmudî namında cesîm bir fili öne sürüp gelmiş. Mekke’ye yakın olduğu vakit fil yürümemiş. Çare bulamamış, geri dönmüş ve Ebâbil kuşları onları mağlûp ve perişan etmişti. İşte şu hadise, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın delâil-i nübüvvetindendir. Çünkü velâdete pek yakın bir zamanda, kıblesi ve mevlidi ve sevgili vatanı olan Kâbe-i Mükerreme, gaybî ve harika bir surette, Ebrehe’nin tahribinden kurtulmuştu.” 1

Bu hadiseden kısa bir süre sonra Mekke ufukları ağarırken, beklenen o son peygamber Hz. Muhammed-ül Mustafa Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem dünyâyı şereflendirmişti. O sabah zulümat karanlıkları dağılmış, yerine nur doğmuştu. Hem annesi hem de annesi yanında bulunanlar “Velâdeti ânında biz öyle bir nur gördük ki, o nur maşrık ve mağribi bize aydınlattırdı.” 2 demişlerdi. O’nun nurunun dünyayı saracağı o zaman anlaşılmıştı.

O’nun gelişi şirke dair ne varsa yerle bir etmişti. Kâbede’ki putlar o gece baş aşağıya gelmişti. Bunu görenler hayretler içerisinde kalmış, sanemleri sabitledikleri kurşun kilitleri kontrol ettiyseler de sebebini anlayamamışlardı. Acı ki; küfre dalan gözler hakikati görememişti.

 Dünyada güç sahibi sayılı ülkelerden biriydi Sasaniler (İran). Araplar devlet başkanlarına kisra derlerdi. İnançları ise Mecusilikti yani ateşperestlerdi. Dinî merkezleri olan İstahrabat’ta bin yılı aşkın süredir bu inançlarının gereği olarak ateş yanardı. O’nun velâdetinin olduğu gece Kisra’nın sarayı sallanmış, 14 sütunu yıkılmış, bin yılı aşkındır yanan ateş nöbetçinin bütün uğraşlarına rağmen sönmekten kurtulamamıştı. Mecûsilerin ayin yaptığı yerlerden biri olan Sava Gölü de o gece kurumuştu. 

Bu hadiseler işaret ediyordu ki, O Zat, (asm) putperstliği ve ateşperestliği kaldıracak, Fars saltanatının sarayını parçalayacak, izn-i İlâhî ile mukaddes olmayan şeylerin kutsanmasını men edecekti. 

Günümüz toplumlarında salgın bir veba gibi yayılan materyalist düşünce; fikirlerde ve zihinlerde tahribatlar oluşturarak şirke dair yollar açmakta, putperestliğin bir çeşidi olan tabiatperestlik ve esbabperestlik kendini hissettirmektedir. Dolayısıyla Peygamberimiz Muhammed Mustafa’ya (asm) iman etmek her türlü şirkten uzak olmayı ve bilhassa böyle durumlarda gerekli duruşu sergilemeyi gerektirmektedir.

Özellikle bu zamanda, nefsin heva ve heveslerine tabi olmakla mabud edinir derecesine varan hal ve hareketler, bizlerin de baş aşağı getirmemiz ve söndürmemiz gereken zaaflarımızdır. Kurşun kilitlerle ayakta tuttuğumuz nefislerimiz, evamir-i İlâhî karşısında yıkılmalı, içimizde yanan her türlü günah ateşi iman nuru ile söndürülmelidir. Nasıl ki O’nun (asm) teşrifi ile devrin zulümatı nura dönmüş, maşrık ve mağribi aydınlatmıştı, bu gün de kalplerimiz de O’nun (asm) sünneti ile nurlanmalı, O Nur, lisanımıza ve halimize tesir etmelidir. Zira bu mu’cizeler sadece bir döneme bakan hadiseler değil; her asırda her insanın nefsine hitap eden hakikatlerdir.

Dipnotlar:

1.  Bkz. Bediüzzaman Said Nursî, Mektubat, Yeni Asya Neşriyat, İst. s. 177.
2.  Kadı Iyâz, eş-Şifâ, 1:466; Ali el-Kari, Şerhu’ş-Şifâ, 1:750; Hafâcî, Şerhu’ş-Şifâ, 3:311; Ahmedü’l-Bennâ es-Sâ’âtî, el-Fethü’r-Rabbânî, 20:2030.

Okunma Sayısı: 1399
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı