"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Akan kan ve gözyaşları

Muzaffer KARAHİSAR
13 Haziran 2017, Salı
Bugün Ortadoğu’da İslam coğrafyasında yaşanan hadiseler günü birlik rastgele gelişen olaylar değildir.

Ecnebilerin uzun yıllara dayanan menfaat planlarının tezahürleridir. Akan kanlar, ölen insanlar, göç eden mülteciler, yıkılan yuvalar… Açgözlü vampirlerin umurunda değil.

Bir asır öncesinde Ortadoğu petrollerinin kokusunu alan caniler, Osmanlı İmparatorluğu mahiyetinde olan topraklara en uzak ülkelerden gelip saldırmışlar. Yenseler de, yenilseler de gizli emellerinden, işgal ısrarlarından ve sömürgeci zihniyetlerinden vazgeçmemişler. 

İngilizler, savaş entrikalarıyla, dessas hilelerle insanları kandırarak ya da cebren zulmederek Müslümanların elindekileri gasp etmek için, Osmanlı aleyhinde sinsi, sistemli ve planlı yıkıcı faaliyetleri desteklemiştir.

Birinci Cihan Harbi yıllarında, dünyayı kan ve barut kokusu sardığı yokluk yıllarında Osmanlı ordusu yaklaşık 3 milyon kişilik askeriyle topraklarına saldıran gözü dönmüş zalimlere karşı her cephede savaşmak zorunda kalmıştır. 

1915 yıllarının başında Irak topraklarına beklenmedik bir çıkarma yapan İngilizler, Osmanlı topraklarında bir savaş cephe daha açılmasına sebep oldu. İdaresindeki halklara şefkatli davranarak sevgisini kazanan Osmanlının genç subayları, merkezden mühimmat ve asker desteği gelinceye kadar, halktan topladıkları gönüllülerle İngilizlere karşı Irak topraklarını savundular.  

Osmanlı subayları Yarbay Süleyman Askeri Bey, Albay Nurettin Bey (Sakallı), Albay Ali İhsan Bey İngilizlere karşı Kutü’l-Amare de savaşan ordu birliklerini kahramanca yönetmişlerdir. İngilizlerle savaşın en kanlı ve zor şartları devam ederken 19 Nisan 1916’da 6. Ordunun komutanı yaşlı Alman Mareşal Goltz, tifüsten ölmüş, yerine Halil Kut Paşa geçmiştir.

26 Nisan 1916 da Kutü’l-Amare de Osmanlı Ordusu, mağrur İngilizlere unutamayacakları tarihi bir ders vermiştir. Kayıtsız, şartsız teslim olan İngiliz Ordu komutanı General Towsend’le birlikte 13 General, 481 Subay, 13 bin 300 er silah ve mühimmatlarıyla teslim olmuşlar. Kuşatmayı kurtarmaya gelen İngiliz ordusu 30 bin zayiat vererek geri dönmüşlerdir.

Türk Milletinin kahramanlığı, İngiliz inadını ve gururunu kırmış olsa da geçen zaman ve şartlarda İngilizler, sömürgecilik emellerinden, her cephede Müslümanlarla savaşmaktan, kan dökmeden, zülüm ve haksızlık etmekten vazgeçmemişlerdir. 

Gazi Osman Erol, Suriye Irak cephelerindeki çöllerde aç, susuz yıllarca savaşmış isimsiz kahramanlardandır. Ailemizin büyüğü olan Gazi Dedem, o topraklardaki kanlı savaşlarda bir kolunu kaybetmiştir. Bir güzünü de İngilizlerin esir kampında zorla sokulduğu krizol asit dolu havuzlarda bırakarak esir değişimiyle kurtulup gelmiştir. Onun savaş hatıralarında anlattıklarıyla bu günkü Ortadoğu fotoğrafı arasında fazla bir fark görünmüyor.

Bir asırdan beri aynı topraklar üzerinde dessas zalimler kirli oyunlarını, entrikalarını, acımasız zulümlerini ısrarla devam ettiriyorlar. Yıllarca masumların akan kan ve gözyaşlarına rağmen hiçbir şey değişmiyor…

Okunma Sayısı: 2588
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı