"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Düşünmeye değer

Muzaffer KARAHİSAR
30 Ekim 2018, Salı
Risale-i Nurlarda kitab-ı kebir kâinat tabiri dikkat çeken ve geniş manalar taşıyan, derinlikleri akla yaklaştıran bir ifade tarzıdır.

İzah, ispat ve ikna edici bir örneklendirme ve delillendirme yöntemi olarak tevhit hakikatinin anlaşılması için zihinleri, varlıkların üzerine çevirir. Yaratılmış varlıklara ülfet perdesi ile üstünkörü bakıp geçmekten öte seyretmeyi, görmeyi, okumayı, düşünmeyi ve anlamayı öğütler. 

Çok kitapları görmüş olmak, onları okumuş olmak anlamına gelmediği gibi muhteviyatındaki konuları, içindeki bilgileri, anlatılmak istenen fikirleri bilmek de mümkün değildir. Okumadığımız bir kitabın yazarının ilim, fen, teknik donanımları, anlatım kabiliyeti ve izah tarzı gibi bir çık vasıflarını tanıyamayız. “Eserden müessire” geçemeyiz.     

Eserlere bakarak eser sahibinin birçok özellikleri, vasıfları, mahiyetleri eserlerinden anlaşılır. Bir harf, kendini bir harfin sesi kadar tanıtır. Ustasını, katibini birçok yönleriyle tarif eder. Yazan kâtibin bedeni, eli, aklı, gözü, ilmi, sanatı, amacı, kalemi, kâğıdı, mürekkebi, gibi… O harfin meydana gelmesine neden olan birçok vasıflarını nazara sunar, tarif eder, bildirir.

Arştan ferşe, seradan süreyyaya, zerreden şemse kadar envaıyla, aksamıyla bütün kâinatı, insan havsalasının kavraması, kuşatması, algılaması mümkün olmadığından “Kitab-ı Kebir” misaliyle büyük, hikmetli, sanatlı, intizamlı, anlamlı, güzellikler dolu bir kitap akla gelir. Büyükten küçüğe, genelden özele kitabın içinde her şey hikmet, nizam ve intizamla yazılmış, yerleştirilmiştir. En küçük bir zerreye bakıldığında, içi içe yerleştirilmiş sistemler bütünü külliyetiyle sahibini, malikini, sanatkârını tanıtır.  

Üstad, Dördüncü Şua’da itina ile yaratılış mucizelerini nazara sunar: “Her harfi yüz kelime, her kelimesi yüz satır, her satırı bin bab, her babı binler küçük kitaplar hükmüne getiren hakîmiyet-i İlahinin cemal-i bîmisaline bak, gör.” 

Kâinattaki külli mevcudattaki manalardan cüz’i mahlûkata, canlılara kadar mâna-i harfiyle her biri Cenab-ı Hakkın birçok isim, fiil, sıfatlarının tecellilerini tarif eder, anlatırlar. Bütündeki umumi güzellikler, hususiyetler, mânalar, sırlar cüz olanlara da “Misal-i müsağğar” (en küçük misal) suretinde derç edilmiş. Bir incir çekirdeğinde, koca incir ağacını bütün varlığı, mahsulatı, geleceği, istidadı program olarak dercedildiği gibi her cüz olana bakıldığında, tefekkürle incelendiğinde zihinde birleştirip kitabın tamamını idrak etmeye, Rabbimizi tanımaya vesile olacak nizam, intizam anlaşılır.  

“Yeryüzü geniş bir sofra-i nimet” ifade ettiği zengin manalar, Risale-i Nurlarda Rabbimizin yeryüzünde geniş tasarrufuyla Rezzak isminin bütün mahlûkat üzerinde tecellisiyle her canlıya rızık olarak verdiği ikramları, ihsanları, nimetleri nazara sunar. Cenab-ı Hak, bir ordu misali en küçük zerrelerden, huveynat tabir edilen mikroorganizmalardan, en büyük canlılara kadar bütün varlıkların vasıflarına uygun ihtiyaçları olan envaı çeşit rızıkları, gıdaları, nimetleri hiç birini unutmadan, şaşırmadan ikram etmesi, doyurması hadisesiyle Rabbimizin kudreti ve azameti anlaşılır. 

Eserlerde, “insanın bu kâinat ağacının en son ve cemiyetli meyvesi olduğu” ifadesi üzerinde düşündüğümüzde insanın maddi ve mânevî mahiyetinin külli manaları ihtiva ettiği anlaşılır. Mesela: Eşrefi mahlûkat, halife-i arz… En küçükte en büyük varlıkların, âlemlerin programları derç edildiğini; İncir çekirdeğinde ağacın programı ve kaderi yerleştirildiğini tefekkür edebiliriz.

Semalara denk tutulan yeryüzü ve yeryüzünün canlılığı, zenginliği, sanatlı, ölçülü, hikmetli, nizam intizam içinde yaratılan mahlûkat ve mevcudatın üzerinde Cenab-ı Hakkın isimlerinin tecelli etmesi, her birinde mükemmel yaratılışı Tevhit mühürlerinin, mucizelerinin tezahür etmesi ve Rabbimizi hamd ile tesbih etmeleri… Okumaya, anlamaya, düşünüp ders ve ibret almaya değer hakikatlerdir.

Hepsinin üzerinde insanlara ihsan edilen tasarruf hakkı, verilen şerefli makamlar, mertebeler ve sorumluluklar ne kadar düşündürücü ve ibret vericidir! Anlayacak akıl, idrak edecek fikir, hissedebilecek kalp sahibi olanlar için… 

Okunma Sayısı: 1699
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı