"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Geceler

Muzaffer KARAHİSAR
06 Mart 2018, Salı
Allah’ın kullarına bahşettiği her an, her zaman güzeldir. Rabbimizin nimetlerini, eserlerini, varlıklarda tecelli eden güzel isimlerini, hikmetini, nizam ve intizamı günün her saatinde tefekkür edebiliriz.

Her yerde ve her zaman Allah’a yönelmek, dualarla iltica etmek, rahmetini, mağfiretini ve inayetini istemek mümkündür. O’nun kapısı, dua eden herkese açıktır.

Geceler rahmet ve feyiz kapılarının açıldığı müstesna zamanlardır. Allah’ın marifetine, muhabbetine ıssızlık ve sessizlik içinde sır perdeleri o saatlerde açılır. Riyadan uzak, ihlâsla, samimiyetle, hulus-i kalple el açmanın, gözyaşı ile yalvarmanın zamanı gecedeki hususi vakitlerdir.

Yaşadığımız hayatta  “Ömür tayyaresi şimşek gibi geçiyor. Zaman da sel dolaplarını sür’atle çalıştırıyor. Arz sefinesi de, süratle giderken…” Allah’ın emirlerini yapmak, nehiylerinden kaçınmak ve rızasını kazanmak, imanla, ihlâsla, itikatla, ibadetle gece-gündüz demeden ahret yolculuğuna hazırlanmalıyız. O’nun huzurunda olmanın idrakiyle zikrimizle, fikrimizle, şükrümüzle ve bütün varlığımızla imanımızı, aşkımızı ifade etmeliyiz.

Gece vakti bütün mevcudat, karanlıklar örtüsüyle örtülür. Her bir varlık, gözden uzak kendi sükûnetiyle hafi zikrine dalar. Bütün kâinat ve varlıklardaki hüsün, sanat, renk, hayat adına ne varsa bütün ihtişamları, gösterişli afakî âlemleri yok hükmünde, geçici siyah perde altında setr olur “La mevcuda hu” tefekkürünü nazara sunar. 

Bu kalbi hüşyar olan hak âşıklar için, tekbirlerle, kelime-i tevhitle ve kelime-i şahadetlerle özel bir vuslat anıdır. Bütün sebeplerin, perdelerin, vasıtaların ötesinde kâinatı yoktan var eden, nimetlerle donatan, hikmetlerle idare eden Rabbimizin marifetine, muhabbetine yönelir kalpler. O’na olan sevginin, imanın iştiyak ve lezzetine, gece namazıyla manevi miracına kalben, ruhen koşmak, ulaşmak zamanıdır. 

Peygamberimizin (asm) her sünnetine ittiba eden Bediüzzaman, devamlı geceleri ihya ederek ömür geçirmiştir. Onu tanıyanlar, yakınında bulunanlar ve talebeleri hatıralarında onun kaldığı her odasında, Barla’daki Çınar ağacında ve Çamdağı’ndaki katran ağacında geceleri düzenli olarak, iniltiye benzeyen hüzünlü sesiyle uzun süre zikirler ve dualarla geceyi değerlendirdiği anlatılır.

Bir talebesine yazdığı mektupta: “Buradaki hissiyatıma hissedar olmak arzusunu yazmıştın. İşte binden birini işit. Bir gece, yüz tabakalık irtifada, bir katran ağacının başındaki yuvada, semanın yıldızlarla yaldızlanmış güzel yüzüne baktım; Kur’ân-ı Hakim’in: “Yemin olsun gizlenen ve açığa çıkan yıldızlara. (Tekvir Sures: 15-16)

Gece vakti gökyüzünü ayetin penceresinden seyrederek yıldızları, ayı ve güneşi onların nizam ve intizamını, hareketli vaziyetlerini ve vazifelerini tefekkürle Allah’ın haşmetini, rububiyetini ve saltanatını ilan ettiklerini anlatmış. Kur’ân’ın ulvi bir nur-u i’câzı ve parlak bir sırr-ı belâgatı ile vahdet ve hidayet yolunu göstermiştir.

Dördüncü Mektup’ta: “Ben şimdi Çam Dağı’nda, yüksek bir tepede, büyük bir çam ağacının tepesinde, bir menzilde bulunuyorum…. Bir mani olmazsa, bir iki ay burada yalnız kalmak arzusundayım…” O mektupta Cenab-ı Hakkın Rahim ve Hakim isimlerine mazhar olması Kur’ân hizmetine vesilesiyle olmasıyla; bütün Sözler, o mazhariyetin ve o isimlerin cilvesi olduğu ifade edilmektedir. Kâinattaki hikmet, inayet, şefkat ve merhametleri nazar ederek Allahın kudret ve azametini ıssız dağlarda yalnız başına zikir tesbih, dua ile her şeyi tefekkür etmiştir. 

“İşte birden hatıra gelen şu:

Dinle de yıldızları şu hutbe-i şirinine

Name-i nurîn-i hikmet, bak ne takrir eylemiş.

Hep beraber nutka gelmiş, hak lisanıyla derler:

Bir Kadîr-i Zülcelal’in haşmet-i sultanına

Birer bürhan-ı nur-efşanız biz, vücud-u Sâni’a

Hem vahdete hem kudrete şahitleriz biz…”

Üstad, Yirmi Dokuzuncu Mektup, Beşinci Risale’de “Allah göklerin ve yerin nurudur.” ayetini izah ederken perdeler arkasında zulümatlı, vahşetli, dehşetli karanlıkların arkasında Cenab-ı Hakkın varlığının, birliğinin ve isimlerinin tecellisi ile bütün âlemlerin nurlandığı, ışıklandığı ve ahiret âleminden nurani pencereler açıp o karanlıklı insan dünyasına nurlar serpildiğini anlatır.

Karanlık gecelerde dualar, niyazlar, zikirler, tespihler, tekbirlerle Rabbimizi (cc) analım ki, ümmet-i Muhammed’e (asm) nurlu, hayırlı, bereketli sabahlar ihsan etsin…

Okunma Sayısı: 2594
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı