"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hakkı savunanlar

Muzaffer KARAHİSAR
04 Temmuz 2017, Salı
Hayatını Allah ve Resulünün yoluna adayan, inandığı davası için her şeyden feragat edebilen örnek insanlar, arkadan gelenlerin yolunu aydınlatmak için ışıklar, aydınlıklar, işaretler, destansı hatıralar bırakmışlardır.

“Tarihe şeref veren erler anılırken,

Yükselmede ruh, en geniş âlemlere yerden.

Bin rayihanın feyzi sarar ruhu derinden,

Geçmiş gibi Cennetteki gül bahçelerinden.”

Risale-i Nurlar, Anadolu’nun bağrından neşv ü nema etmeye başladığı zamandan günümüze kadar, bir meşale gibi tarihe şeref verenler tarafından elden ele, dilden dile, gönülden gönüle uzak diyarlara, yaban memleketlere taşınmıştır.    

Tahakküm, tarassud, baskı, zulüm, hapis, zindanlar onları yıldıramamıştır. Gizli dinsiz komitelerin ve aldatıcı, dessas münafıkların yalan, yafta ve iftiralarla devlet ricaline evham vermesiyle haksızlıklar, zorluklar, zulümler, sıkıntılar, imkânsızlıklar; Allah’ın inayetiyle, saff-ı evvellerin metanetiyle bertaraf edilmiştir. Yılmadan, korkmadan, çekinmeden, sabırla, Kur’an hizmetinin bayrağını iman kalesinin en yüksek burçlarına dikmişlerdir.

İftiralardan mütevellid, yoktan sebeplerle 23 Ocak 1948 yılında, soğuk bir kış gününde Bediüzzaman ve Nur talebeleri Emirdağ’dan alınarak Afyon hapsine getirilirler. Diğer vilayetlerden getirilen maznunlarda aynı yerde hapsedilirler.

İnancı, imanı için hayatı hakir gören, ölümden, hapisten, zindandan, eza ve cefa dâhil hiçbir şeyden çekinmeyen, cesur insanların gelmesiyle Afyon Cezaevi, adliyesi, hâkimleri, savcıları ve halkı tarihinde ilkleri yaşayacaklardı.

Cezaevinde sabırlı, ihlâslı, dindar insanlar, inançlarından ve ibadetlerinden taviz vermeden iman, Kur’ân hizmetlerine kaldıkları yerden başlamışlar. Onların lisan-ı haline, sadakatine ve metanetine bakan mahkûmlar, iman hakikatlerini yakından tanımışlar. Kısa zamanda cezaevi, bir ıslahevi, bir mektep gibi ilim, irfan meclisi olmuş. En ağır suçtan mahkûm olanlar, kini, husumeti, kavgayı bırakıp dostluklar, arkadaşlıklar, kardeşlik duygularıyla İslamiyet’in güzelliklerine, iman hakikatlerine, ibadete, itaate yönelmiş…

Adliye koridorları ve salonları mahkûmiyetten kurtulmak için nefsini savunan insanların yerine ibadetini, inancını, Allah’ın rızasını ve Peygamberimizin (asm) Hak yolunu savunan büyük dava adamlarını ağırlamış. Herkesi kendilerine hayran bırakan kahramanlar, birbirlerinden üstün vasıflarıyla haksızlıklara karşı Bediüzzaman’ın gayesini ve nur davasının hakikatlerini anlatmışlar.  

O salonlarda müdahil olarak bulunan Afyonlu avukatlar: Ahmet Hikmet Gönen, Halil Hilmi Bozcalı, öteki avukatlar ve vatandaşlar, Nur talebelerinin kahramanca, mertçe, cesaretle, pervasız olarak yaptıkları müdafaalarına ve delil, ispat ve ikna edici hitaplarına şahit olmuşlardır. 

Sanki onlar hakim; asıl mahkûm mahkeme heyetiymiş gibi kürsüden ders veren hatip ihtişamıyla, ses tonlarıyla telaşsız, korkusuz, rahat tavırlarla saatler süren müdafaalarını sunmuşlar.

Av. Ahmet Hikmet Gönen: “Ahmet Feyzi müdafaasına devam ediyordu. Bir ara, müdafaası bitti zannettik. Sonra birkaç saat daha müdafaada bulundu. Hem müdafaasını, not aldığı kâğıtlara ara sıra bakarak yapıyordu. Elindeki kâğıtlar bitince, biz müdafaası bitti zannediyorduk. Bir de baktık ki, öteki cebinden başka bir kâğıt çıkarttı. Hem de defter kâğıdına yazmıştı. 

Ahmet Feyzi o gün öyle bir ders verdi ki, çok ibret almıştık. Ertesi gün ise, çıktığımız zaman hava kararmıştı.” 

Hatıralarda adı geçen, sağlığında tanışma fırsatı bulduğum, Nur davasının fahri avukatı,  Afyonlu Av. Ahmet Hikmet Gönen, inançlı, imanlı ve demokrat bir insan. Rahmetli Yassıada davalarında da maznunları savunmuş, cesur bir hukuk adamı. Sağlığında, “Bir kabristanın yanından geçerken, Fatiha okursam, muhakkak Bediüzzaman için de okurum.” diyen bir bahtiyar.  Allah rahmet eylesin…

Okunma Sayısı: 2482
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı